Yıllardır tartışılıyor ancak bir türlü çözüm bulunamıyor…
Bir ara kaldırıldı…
Ancak esnafın şikâyeti üzerine yeniden bugünkü yerine taşındı…
Hangi çağda yaşıyoruz…
Artık sokak pazarları kaldırılmalı…
Kaldırılmalı ama her mahalleye de kapalı pazar yapılamaz…
Gerekçesi önce uygun bir arazi bulacaksın…
İkincisi maliyetlerin nerede ise yüzde 300’leri bulduğu bugünkü koşullarda inşaat yapmak kolay değil…
Belediyelere genel bütçeden gelen para nüfusa göre belli…
İktidar partisinin belediye başkanı değilseniz genel bütçenin dışında bakanlıkların özel kaynaklarından da yararlanmak mümkün değil…
O nedenle sokak pazarlarının 3-5 hatta 10 yıl sonrası bile kaldırılması imkansız…
O zaman Akarbaşı mahalle muhtarı ve sakinleri istemiyorsa kaldırılsın…
Yıllardır şehir halkı hatta sadece şehir halkı değil ilçelerden gelip alışveriş yapıyorlar…
Kime “Çarpa” nerede diye sorsanız herkes tarif eder…
İnsanların yıllarca alışveriş yaptıkları bir çarşıyı, pazarı başka bir yere taşımak zor…
Ancak mahalle arasında kaldığı, çok gürültü yaşandığı ve esnafın da tuvalet olmaması nedeniyle sıkıntı yaşaması sorunu büyütüyor…
Akarbaşı Mahalle Muhtarı Mustafa Cansever, "Biz, meyve sebze satılan pazarın kaldırılmasını istemiyoruz. Bez gibi diğer malzemelerin satıldığı ÇARPA ile ilgili sorunlar yaşıyoruz. Pazarcılarla sorunlarımız var mı? Evet, var. Çünkü tuvaletleri yok, ihtiyaçlarını gidermek için bir tuvalet bulamıyorlar. Bu vatandaşlar da gelen ihtiyaçlarını nereden de karşılayacak? İnsanların bahçesine giriyorlar, istenmeyen hallerde petlere dolduruyorlar. Bunu da bahçelere atıyorlar. Tellere, direklere ve ağaçlara fark etmeden zarar veriyorlar. Araçlarını kaldırımların üzerine bırakıyorlar" demiş…
Muhtara soruyorum;
-“Eğer şikayet gürültü ve tuvalet olmaması ise sebze-meyve satılan pazar yerin de aynı sorun yaşanmıyor mu?”.
-Ambülans Çarpa’ya giremiyor da sebze-meyve satışının yapıldığı cadde ve sokaklara girebiliyor mu?
Eğer rahatsızlık gürültü ise sebze-meyve satılan pazarda daha fazla…
Ben Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un yerinde olsam, “Madem istemiyorsunuz. Çarpa’yı da sebze meyve pazarını da buradan kaldırıyorum” derim…
Sebze-meyve pazarından rahatsızlık duymayanlar Çarpa’dan neden duyuyorlar?
YENİKENT KAPALI PAZARI UYGUN
Madem Akarbaşı Mahallesi sakinleri Çarpa’yı istemiyor, bence oto park sorunu yaşanmayan, çarşıya yakın, önünden tramvay ve belediye otobüsleri geçen Yenikent Kapalı Pazara taşınsın…
O kadar esnafı alacağını düşünmüyorum…
Yetmezse yani bazı esnaflar dışarıda kalacak olursa ki öyle görünüyor o zaman ürün çeşitliğine göre gruplara ayrılıp gerekirse hafta da iki gün açılsın…
Hem kapalı mekan olduğu için yazın güneşin sıcağından kışında yağmur-kar ve soğuktan etkilenilmemiş olunur…
Pazarcılar ve Seyyar Tuhafiyeciler Odalarının başkanları ne derler bilemem ama bence bu alternatifi değerlendirsinler…
Mahallenin ortasında ve sokak aralarında hiçbir sosyal tesis olmadan hizmet vermektense hiç olmazsa içerisinde tuvaleti, etrafında lokantalar bulunan kapalı mekanda hizmet vermek daha uygun olmaz mı?
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Seyyar Tuhafiyeciler Odası ve Pazarcılar Odası Başkanlarıyla birlikte bu alternatifin eksisi-artısı ne oluru masaya yatırıp tartışmalılar…
* * *
ÖMRÜMÜZ GEÇERKEN!
Ömrümüzde fotoğraf karesi gibi hayatımızın bir karesi değil midir?
Bize verilen o ömür çerçevesini, yaşayarak dolduruyoruz. Kimimiz yarım bırakıp gitse de çerçevenin içindeki yasanmışlar hep bir yerlerde kayıt altında…
Nasıl ki elimizde bir fotoğraf makinesiyle anılarımızı, güzel günlerimizi çekip ölümsüzleştiriyorsak…
Unutmayın ki; bizim fotoğrafımızı çeken birisi daha var. O da hepimizin bildiği ama sıkıntılı durumda kalınca hatırladığı yerin göğün sahibi olan ALLAHTIR…
İşte ömür dedikleri genç yasta anlaşılan bir şey değil…
Elinize baston almak nasip olduğu gün ömrün anlamını ve ne kadar büyük bir önem taşıdığını görebilirsiniz…
Dilerim ki; o gün geçmişinizi keşkelerle hatırlamazsınız?
İnsan, sevdiği ya gurbete ya da askere gidince, sevdiklerinin değerini bilirmiş…
Gençlik, insani hayatin gerçeğinden uzaklaştırabilir…
Hiç geçmeyecek dediğiniz gençliğiniz elinizden alınınca artık zamanında kıymetinin farkına varmaya başlarsınız…
Ninemin bir lafı vardı. Küçükken hep söyler dururdu, "Ocak köz tutmuş, teknede hamur kalmamış. Adam ev oldum demiş, hayatta ömrü kalmamış!".
Yıllar geçiyor iste bu sözü ben ilkokul yıllarında dinlerken umursamazdım ve her seferinde he der geçerdim ama ninemin ne demek istediğini şimdi daha iyi anlayabiliyorum…
Zaman geçerken; siz DURMAYIN!
(alıntı)
* * *