CHP siyasetin magazini oldu. CHP'de ne oluyor! Ekranlarda “dan !... dan.” Çekilin yoldan cıngıl müziği…
Yahu CHP’ de ne oluyorsa olsun. Hepimiz biliyoruz ki, CHP içinde koltuk mücadelesi yapılıyor. Nedeni de yerel seçimler var.
Mücadele genel seçimlere pek benzemez.
CHP 14 Mayıs ve 28 Mayısta başarısızı çıkınca ne olacaktı? Doğru dürüst öz eleştiride yapılmayınca koskoca parti magazinleşti..
Tele volelik haberleri ekranlara yansıyıp “Papatya falı” açar gibi her gün uzman yorumcular vallahi bıktırdı.
Madem; Kılıçdaroğlun istifa etmiyor niyeti de yok. Bunları söylediğimizde aklı evveller bizlere kızmışlardı.. Peki, o zaman karşısına çıkıp aday olun.
Değişim Programınızı ve kadronuzu açıklayın.. Bir görelim…
Bırakın Kurultay mücadelesini içlerinde yapsınlar. Ama bu Türkiye'nin gündeminin de örtmemeli. Yani, biz muhalif medya da bu konuda suçluyuz.
Türkiye'nin şu andaki en önemli gündemi sanki CHP'nin içindeki iç tartışmalarmış gibi ekranlara getirilmesi sonuç nereye varıyor?
*****
İstanbul’da partinin ağır abileri İmamoğlu ile baş başa yemek yemişlerdi.. Hikmet Çetin, Altan Öymen, Murat Karayalçın…
Ağır abiler..
Şimdi abilerin yanına en ağırı geldi. Önder Sav.. Partinin statükocu kanadını temsil etmiş, eski politbüronun patronu. Bu durumdan rahatsız olanlarda var. Değişim mi? Dönüşüm mü, Yenileşme mi?
Değişim dediğin fikrin proje haline gelip kadro ile birlikte programın ortaya konulmasıdır.
Karar kurultay delegelerinin iradesi ile ortaya çıkacakmış?
Bu sesler bazı CHP’ liler tarafından sesleniyor. Kim karşı? Murat Karayalçın’a karşı..
-Murat Karayalçın’ ın “CHP’de taraflar ‘evet’ derse, geçici genel başkan olabilirim” açıklaması medyada sıkça yer aldı
CHP’ liler, Diyorlar ki; Sayın Murat Karayalçın, genel başkan adayı olmak istiyorsa, kurultayda çıkar ve aday olur. CHP’yi yediemine mi teslim edeceğiz? CHP, yedi eminlik bir parti değil. Bu partide siyaset yapmak isteyen kim varsa gençlerin önü açık, yaş almışların da önü açık ama geçici genel başkan olma lafı CHP’ye de Murat Karayalçın’a da yakışmıyor.
Geçiş dönemi denilince 12 Eylül dönemi geliyor aklıma. Bitmedi gitti şu geçiş dönemi. Kabuk bağlamış yara kaşınıyor hep kanatılıyor.
Bu yara hep kanatılıyor.
*****
Bayılırım içi boş ittifaklara. İttifak Erdoğan’a karşı kurulmuştu…Son 30 yılın en geniş ittifakıyla seçime girildi..
Siyasi sonuç belli. İttifak hepsi birden kaybetti..
Sahi ne oldu o yüzlerce sayfalık imitasyon çalışmalara?
*****
O kadar gülüyorum ki! Seçimleri kaybetmek için bir araya gelmiş görünümündeydiler.
Bir de Halil İbrahim sofrasına oturmuşlar.
Çay kaşığı katkısı olmayanlar, kepçeyle çorba içiyorlardı..
Fırsat bu fırsat..
Eeee ne de olsa Halil İbrahim sofrası ya..
Temel kriter ne?
Kepçeleyelim beyler bulduk bir Hail İbrahim çorbacısı kepçeleyelim beyler?
Peki, CHP li seçmen ne olacak? CHP için koşturan, alın teri dökenler?
Efendim onlarda bizim sponsorumuz…
*****
Siyasette net olacaksın. Yani, benim güven duymam lazım. Benimde sizlere güven duymam lazım.
Bir yıl ortak, 13 toplantı yaptılar… ne konuştunuz..
Filmi geriye sarmayalım..
Sonuç hezimet..
Güçlendirilmiş parlamenter demokrasiden, Anayasa değişikliğinden, 200- 300 maddelik hedefler…
Seçimin 2,5 ay geçti. Muhalefet bir seçim değerlendirmesi yaptı mı? O zaman soru şu; Bu belgeleri niye yazdınız? Bakın bu kadar belge çalışmış bu kadar yan yana gelişmiş siyasi partiler birbirinden ayırmadan söylüyorum eğer seçim sonucunu ortak değerlendiremiyorsa ondan sonra söyleyeceklerinizin hepsi havada kalır.
Bu nedenle de eğer güveni yeniden tesis edecekseniz siyasette inandırıcılık ve söylemler o kadar önemli ki! Öz eleştiri yapmadan şimdi el altından başka bir kurgulanmış kampanya yürütülüyor.
*****
Türkiye'nin en önemli handikabı demokratik bir yapıda olmayan partiler demokrasiyi getireceğiz diyorlar.
İşte samimiyetsizlik burada başlıyor.
Kendi içlerinde oligarşik bir örgütlenme modelini savunanlar ülkede demokrasiyi getiremezler.
******
İktidar bize kutuplaşmanın çok önemli bir şey olduğunu algısını yerleştirmiştir. Mesela şimdi, muhalefette kalan partilerin birbirini dövmesinin bir karşılığı var mı? Yok..
Bu ittifak sona ermiştir…
******
En önemli tezleri olan cumhuriyetin ikinci yüzyılını demokrasiyle taçlandırmak. Bu çok iddialı bir söylemdi..
Cumhuriyetin ikinci yüzyıla girerken, bir yüzyıl geride kaldı ve cumhuriyetimiz demokrasi ve hukuk devleti ile taçlandırılamadı..
Peki, sorumlusu kim?
Hiç şüphesiz vasat politikacılar ve onların yandan çarklı türevleri değil mi?
Cumhuriyet değerleri ile, Atatürk’ le de hesaplaşmaya çalışan sömürücü ve acımasız kapitalist, zengini seven bir muhafazakar mütedeyyin görünümlü siyasal +ideolojik bir anlayış iktidar da değil mi?
Peki, CHP ve Halil İbrahim sofrasına oturanlar ne yaptılar?
Utanmadan şunu söylemediler mi?
Erdoğan’ın karşısına Muhalefet topluma öncü olmak istiyorsa ilk önce dar kadrocu siyaset yapma tarzının değişmesi lazım.
Türkiye'de bir tek AKP iktidarı var ve 2028’ e kadar yürütmenin başında. Parlamentoda ezici çoğunluğa sahip..
İyi düşünüp taşının…
Yoksa millet sizi affetmez… Bunu beyninize kazıyın..