Türkiye’nin önemli yerleşim merkezlerinden biri olan Eskişehir, tarih boyunca farklı büyüklüklerde birçok depremler yaşadı. Özellikle son günlerde üst üste meydana gelen depremlerin Eskişehir’de de hissedilmesi şehirde endişe yarattı…
10 Ağustos 2025 tarihinde merkez üssü Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde 6,1 büyüklüğünde meydana gelen deprem. Ardından 4,0'dan büyük toplam 19 tane daha artçı depremin gerçekleşmiş olması, bunların de Eskişehir’de de hissedilmesi Eskişehirlileri korkutuyor…
Yine geçtiğimiz hafta içerisinde Kütahya Simav fay zonundaki5.4 büyüklüğündeki deprem sonrasında şehirde yeniden depreme hazırlık, kentsel dönüşüm ve
mühendislik hizmeti konuları gündeme geldi…
Balıkesir, Kütahya ve İstanbul’da Marmara Denizinde üst üste meydana gelen depremlerden sonra;
- Eskişehir depreme hazırlıklı mı? Veya depreme hazırlık yapıyor muyuz?
- Olası deprem de bina veya binaların yıkılması halinde enkaz altında kalan vatandaşları çıkaracak ekip, toplanma yerleri belli mi?
- Yağmur ve kar olması halinde konutları yıkılan insanlar nerelerde barındırılacak?
- Yiyecek, içecek ihtiyaçlarını kim karşılayacak?
- Çadır kurulacak alanlar belli mi?
- İlk etapta insanların açıkta kalmamaları için kurulacak yeterli miktarda çadır var mı?
- Kurum ve kuruluşlar arası görev bölümü yapıldı mı?
Bu sorular son günlerde yine gündeme geldi…
Vali Hüseyin Aksoy ve İl AFAD Müdürü açıklama yaparsa kafalardaki soru işaretleri de ortadan kalkmış olur…
Neden?
Kahramanmaraş merkezli 12 ili vuran büyük deprem sonrasında özellikle çadır ve iaşe konusunda yaşananları gördük…
Benzer sıkıntıların yaşanmaması için gereken önlemlerin önceden alınması beklentisinde insanlar…
ESKİŞEHİR DEPREME HAZIRLIK MI?
Jeoloji Mühendisleri, Eskişehir’in zemininin bazı bölgelerde yumuşak ve sıvılaşmaya yatkın olduğunu vurguluyor. Bu durum, depremin büyüklüğü ve fay hattının yüzeye yakın olması gibi faktörlerle birleştiğinde binaların daha fazla zarar görmesine yol açabiliyor…
Jeoloji Mühendisleri Odası eski Başkanı ve Anadolu Üniversitesi Uydu ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü’nün uzun yıllar Müdürlüğünü yapan Prof. Dr. Can Ayday, Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Yer Bilimleri ve Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Muammer Tün, Eskişehir’in depreme hazır olmadığına dikkat çekmişlerdi…
Son 20 günden beri Balıkesir Sındırgı, Kütahya Simav, İstanbul Silivri açıkları ve Marmara Denizinde meydana gelen depremlerin Eskişehir’de de hissedilmesi Eskişehirlileri korkuttu…
“ESKIŞEHIR’DE 17 ADET
DİRİ FAY VAR”
Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanlığı, şehirdeki deprem riskine dikkat çekerek yetkililere acil önlem çağrısında bulundu. İl Başkan Yardımcısı Jeoloji Mühendisi Burak Gündüz, Eskişehir’in zemin yapısından yapı stoğuna kadar birçok açıdan ciddi bir deprem tehdidi altında olduğunu söyledi…
Yaklaşık 17 yıldır jeoteknik hizmetler alanında Eskişehir’de sondaj çalışmaları yürütüldüğünü ifade eden Burak Gündüz, “Yapı tasarımları yapılmadan önce bu yapıların sondaj çalışmalarında ve zemin etütlerinin hazırlanmasında görev alıyoruz. Elimde görmüş olduğunuz harita, deprem risk haritasıdır. Burada kırmızı ile gösterilen bölgeler birinci derece risk teşkil etmektedir. Eskişehir’e baktığımızda ise şehrimiz ikinci derece risk bölgesinde yer almaktadır. Ayrıca AFAD’ın yapmış olduğu çalışmalar kapsamında, İl Afet Risk Azaltma Planları çerçevesinde Eskişehir’in 100 kilometre çapındaki bölümünde 17 adet diri fay bulunduğu tespit edilmiştir. Jeoloji Mühendisleri Odası’nın ve akademisyenlerin yaptığı araştırmalara göre, Türkiye’de 24 ilin merkezinden fay hattı geçmektedir. Bunlardan biri de Eskişehir’dir. Şehrimizde “Eskişehir Fayı” olarak adlandırılan Eskişehir Fay Zonu, tam olarak şehrin merkezinden geçmektedir. 1956 yılında Çukurhisar’da meydana gelen deprem, 6.4şiddetinde ve yıkıcı bir depremdir. Haritada griyle gösterilen bölgeler alüvyon zeminleri, sarıyla gösterilen alan ise Eskişehir kent merkezini ifade etmektedir. Alüvyon zeminin özelliği, deprem anında sıvılaşma riskini maksimum seviyede artırmasıdır” dedi.
“TEHLİKE ESKİŞEHİR’E YAKIN”
1906–2006 yılları arasında bölgede yaşanan depremlerle ilgili konuşan Gündüz, “Kuzey Anadolu Fay Zonu’nda7.1 şiddetinde, Eskişehir Fay Zonu’nda 6.4 şiddetinde, Simav Fay Zonu’nda 5.9 şiddetinde, Kütahya Fay Zonu’nda 6.1 şiddetinde. Son 100 yıl içinde meydana gelen bu depremler şehrimizi doğrudan ilgilendirmektedir. Ayrıca Eskişehir Teknik Üniversitesi’nin yaptığı çalışmalarla, şehrimizin deprem tehlike haritası da belirlenmiştir. İlçelerimizden Alpu ve Mahmudiye riskli bölgeler arasında öne çıkarken, riskin görece düşük olduğu bölgeler ise Mihalıççık ve Beylikova olarak tespit edilmiştir. Basında da sıkça yer alan bir görselde, Eskişehir’e yaklaşık 30 km uzaklıktaki İnönü ilçesinde Türkiye’nin en büyük fay aynalarından biri görülmektedir. Bu fay aynası, Eskişehir Fay Zonu’nu temsil etmektedir. Bu da tehlikenin şehrimize ne kadar yakın olduğunu göstermektedir. 20 Şubat 1956’da, İnönü Fayı ve Eskişehir Fay Zonu’na bağlı olarak 6.4 şiddetinde bir deprem yaşanmıştır. Bu depremde: 1.400 bina ağır hasarlı, 1.500 bina orta hasarlı yaklaşık 11 bina ise az hasarlı olarak kayıtlara geçmiştir. Bilimsel çalışmalar bu fayın tetiklenme periyodunun 70–90 yıl arasında olduğunu göstermektedir. Ancak bu depremden bu yana 69 yıl geçmiş olması, Eskişehir’in yeniden riskli bir döneme girdiğini göstermektedir” diye dikkat çekti...
“YÖNETMELİĞE GÖRE YAPILMADI”
Gündüz, şöyle devam etti:
“1999 yılındaki Marmara Depremi de Eskişehir’de etkili olmuştur. Kahraman Apartmanı’nın yıkılması sonucu 33 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 24 kişi yaralanmıştır. Burada yapısal hatalar, özellikle bodrum katında kolon kesilmesi gibi nedenler rol oynamıştır. 1999 depreminde Eskişehir’de 524 bina hasar görmüş, hemen ardından meydana gelen Düzce Depremi’nde ise 72 bina hasar almıştır. Sonuç olarak Eskişehir’i zemin anlamında değerlendirdiğimizde, fay zonlarının merkezden geçmesi, alüvyon zeminlerin sıvılaşma riski ve tarihsel deprem verileri, şehrimizin ciddi bir deprem tehdidi altında olduğunu açıkça göstermektedir. Eskişehir’in mevcut yapı stoğunun yaklaşık %50’si, deprem yönetmeliklerinden önce inşa edilmiş binalardan oluşmaktadır. Bugün şehrimizde 6, 7 hatta 8 katlı binalar bulunmaktadır. Ancak bu binaların hiçbiri güncel deprem yönetmeliklerine göre yapılmamıştır.”
"YAPI MUAYENE SİSTEMİ KURULMALI"
Yapı Muayene Sistemi kurulması gerektiğini de vurgulayan Gündüz, bu konuda ise şu bilgileri verdi:
"Şu an da binalar iskan aldıktan sonra denetimden çıkmakta, yapı denetim dosyaları kapanmaktadır. Vatandaşlar ise bu boşluğu suistimal ederek binalara kaçak kat çıkmakta, kolon kesmekte, bodrum katları işyerine çevirmektedir. Bu uygulamalar yapısal riskleri artırmaktadır. Kurulacak olan yapı muayene sistemiyle: Deprem yönetmelikleri öncesinde yapılan binaların risk durumu belirlenecek, Riskli binalar için ya yıkım ya da güçlendirme kararı alınacaktır. Ayrıca bu sistemle binalar risk seviyesine göre sınıflandırılacak:
A Sınıfı: Risksiz
B Sınıfı: Orta riskli
C Sınıfı: Çok riskli
Her binanın girişinde bir “deprem performans karnesi” bulunacaktır. Böylece bir vatandaş ev alırken ya da kiralarken, o binanın risk durumunu görebilecektir. Kimse çok riskli bir binada yaşamak istemeyecektir.
Bu sistemi sürdürülebilir kılmak için apartmanlardan küçük bir fon oluşturulmalıdır. Tıpkı asansör bakım ücreti gibi, bina sahiplerinden düzenli aidat toplanarak bu fon riskli binalardan başlanmak üzere dönüşüm çalışmalarında kullanılmalıdır.
Son söz olarak, olası riskleri minimize etmek ve halkı korumak yöneticilerin asli görevidir. Deprem ülkemizin gerçeğidir. Geçtiğimiz hafta burnumuzun dibinde Simav’da 5.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi ve Eskişehir’de ciddi şekilde hissedildi. Bu nedenle deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası için tüm hazırlıklar hızla yapılmalıdır. Özellikle deprem toplanma alanlarının belirlenmesi ve tabelalarla halka açık hale getirilmesi zorunludur. Çünkü deprem anında internet veya e-Devlet erişimi olmayabilir. Buradan yöneticilere sesleniyoruz. Eskişehir halkı büyük risk altındadır. Bu riski azaltmak, hatta ortadan kaldırmak sizin boynunuzun borcudur."
* * *
Geçmişte Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Cay Ayday, Doç. Dr. Muammer Tün ve Eskişehir İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Orkun Kılıç’ta uyarmıştı…
Zafer Partisi İl Başkan Yardımcısı Jeoloji Mühendisi Burak Gündüz ile geçmişte yapılan bu tür uyarılar dikkate alınmalı…
Yukarıda yazdığım önlemler şimdiden alınmalı…
Yoksa yarın çok geç olabilir…
Son olarak olası deprem sonrası yapılacaklar ve alınan önlemler hakkında ya Vali Hüseyin Aksoy ya da İl Afet ve Acil Durum MüdürüRecep Bayar kamuoyuna bilgi verirse, Eskişehirler deprem sonrasına hazırlıklı olup olmadığını öğrenmiş olur…
* * *

FOTO: Zafer Partisi İl Başkan Yardımcısı Jeoloji Mühendisi Burak Gündüz
* * *

GEÇMİŞ OLSUN AYŞEN HOCAM

Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı, AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan, kendisini taşıyan otomobilin perşembe günü akşam saatlerinde Eskişehir Mahmudiye ilçesi Doğanca mevkiinde kaza yapması sonucu yaralandı. Kazanın ardından sağlık ekiplerince Eskişehir Şehir Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı…
Kazada, Sayın Gürcan’ı taşıyan otomobil ile çarpışan araçta bulunan 51 yaşındaki Canan Topçu hayatını kaybetti, 66 yaşındaki sürücü Neriman Oruç ise yaralandı. Bu elim kaza sonucu hayatını kaybeden merhumeye Allahtan rahmet diliyorum.
Ayrıca Ayşen Gürcan’ın içerisinde bulunduğu aracın sürücüsü Çoşkun Çetiner ve Fatma Peker de yaralandılar…
Tedavileri Eskişehir Şehir Hastanesinde süren Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan’a ve diğer yaralılara geçmiş olsun dileklerimi iletiyor ve acil şifalar diliyorum…
* * *