Şeffaflık,  Siyasi etik ve liyakat... Üç tılsımlı kelime. Birisi olmazsa diğeri olmuyor. Türk siyasetinin en önemli ihtiyacı. Ama ne yazık ki siyaset bunlardan mahrum!

Siyasetin finansmanı yasasına o kadar ihtiyaç var ki.

Ne yazık ki bu yasanın çıkmasını kimse istemiyor. Siyasi partiler kanunun değişmesini de istemiyorlar.

NEZAKET VE SİYASET…

AKP ve CHP genel başkanlarının buluşması çok önemliydi… 1 Mayıs’ın hemen ardından. Türkiye’nin büyük uzlaşmaya ihtiyacı vardı… 2006 yılında Erdoğan CHP genel merkezine gitmişti…

Olumlu buluyor ve destekliyorum. CHP’yi şimdi çok daha görev bekliyor.

Türkiye’nin normalleşmesi gerekiyor. İlk adım atıldı…

Mesele Türkiye meselesi…

Nezakete o kadar çok ihtiyacımız vardı ki...

+++++

Kamu yönetiminde bulunanlar veya makam sahibi olanlar bulundukları pozisyonlarını bireysel çıkar amaçlı kullanamazlar. Yeni seçilen ve kaybeden belediye başkanları mal varlıklarını şeffaf bir şekilde açıklasalar ya.

Çok mu zor!

Diyebilirler ki? Seçildiğimizde zaten bir kapalı zarfla veriyoruz!..

Emekli olanlarda veya Meclis üyeleri de dâhil,  mal varlıklarını açıklarsa şeffaf yönetim adına daha doğru olur ve güvenilir olurlar.

İnternet ne işe yarıyor ki!

Şeffaf belediyecilikten bahsedenlerden bekliyorum…

Mal varlıklarınızı açıklayın.

Korkmayın.

Haldun Taner’in Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım tiyatro eserini defalarca izlemişimdir…

Efruz ve Vicdani karakteri. Cuk oturmuş. Günümüzde değişen ne var ki?
siyasetimizin hali pür melali…

Saymakla bitmez.

Çaycı, çorbacı, limoncu, şinanay yavrum şinanay.

 

*****
Tepebaşı ağırlıklı, şehri sokak sokak dolaşıyorum...   Camide, berberde, kahvede, pazarda İnsanları dinliyorum...  Ve görüyorum ki, vatandaş durumdan hiç memnun değil. Ne AKP’lisi ne de MHP’lisi.

31 Mart’ta dersini verdiler ama değişen bir şey yok..

Herkes kendi mahallesinden şikâyetçi.

Erdoğan’a ve gösterdiği belediye başkanlarına “oy” verenler bile isyanda. Aldatıldıklarını düşünüyorlar. Yahu diyorlar bu belediye seçimleri… Genel seçim değildi ki.

Sürünen emeklilerin hali ortada. Onlar Ayşe Ünlüce’den sosyal yardımlarını bekliyorlar…

Zenginlere gelince  vergi affı, bize gelince mi para yoktu...
Bir kısım seçmen sandığa gitmedi.
Niçin mi?
Partisinin seçimde başarılı olmaması için... Parti yönetimiyle hesaplaşmak için... İntikam için. Mevcut belediye başkan adaylarını ve meclis üyelerini beğenmediği için.
 

Aynı durum, İyi Parti'de de mevcuttu… İstifa eden, başka partinin trenine binen o kadar çok insan olduki.
 

Böyle siyaset, böyle particilik olur mu? diyen de var… Ancak, Melih AYDIN’ı beğenen çok. Genç diyorlar. ESTV’ de izlemişler. Çok hoşlarına gitmiş. Gelecekte yıldızı parlayacak isimlerden biri olacak...

Diğerleri gibi, sırtında kamburu yok.

Zafer Partisinin adayı Oğuz Beki de öyle…

Seçim harcamalarını  kendi cebinden yapmış .Şimdi Ümit Özdağ’ın danışmanlığını yapıyor…

HADİ HADİ HADİ…

Mesela, CHP ve AKP’nin adayları kampanyalarını hangi bütçe ile yaptılar? Bunun bir kesin hesaplarının halka açıklanması lazım…

Şeffaflık böyle olur…

Çünkü batı demokrasilerinde böyle. Nereye ne harcandı?

Şeffaflık adına, şimdiye kadar bir açıklama duymadım, işitmedim.

CHP de şeffaflık adına bir şeyler değişir diye umutlanmıştım…

Seçimler öncesi, şeffaf olacağız diyorlar ya 

Bekliyoruz…

******

Kazım KURT siyasetin virtüözü sayılır. Yerel seçimlerde var gücüyle çalıştı. Kazandı…

Şimdi meclislerde değişim oranı herhalde % 80 olmuştur…

AKP de öyle…

Yeni yüzler belediye meclislerinde yer almış.

Mayıs ayı ilk meclis toplantısında AKP’lilere dersler verdi. Daha önceki meclis üyeleri de bu derslerden nasiplerini almışlardı. Şimdi sırada Kepez var.

Gerçekleri bilmiyormuş. Gidip yetkililerden bilgi alacakmış…

Adama gülerler. Senin il başkanın, milletvekillerin yok mu?

POLİTİKA BİR İDDİA İŞİDİR…

Evrensel kuralı iyi bilmek gerekir.

İddiası ve inancı olan insanın işidir politika... İddiası olmayan gitsin kahvede okey oynasın veya inci tanelerini izlesin. Politika, ağaç gölgesinde yaşayan sityofik bitkiler gibi yapılmaz…


Bizde de... İddiası ve inancı olan siyasetçi çok... Fakat bu iddiasını gerçekleştiren Lider sayısı çok azdır. Kim ne derse desin bizde partiler kurumsal değil hepsi LİDER partileridir.

Belediye başkanları da doğal LİDERDİR..

İktidarda... Ya da muhalefette... İz bırakıyorlar.
+++++

Bir de iddiası olamayan, politikayı yapmayı bilmeyenler de derslerini aldılar. Kimler mi? Tabela partisi kuranlar... Siyasette izlerini göremezsiniz... Çoğunun adını bile bilmezsiniz.

O kadar çok ki. Yakında tabelalarını indirirler…


*****
Tarih 31 Temmuz 2002...
Meclis, seçim kararı aldı... Türkiye'deki siyasi parti sayısı 47... 
Milletvekili genel seçimi 3 Kasım 2002'de yapıldığı zaman... Parti sayısı 50'ye yükselmişti.
Sonra ne oldu?
Bu partilerden 23'ü... Seçime katılma hakkını elde etti.
Seçime katılanların sayısı ise... 18 oldu.

Diğerleri?
Sandıktan çıkanlara gelince...
Biliyorsunuz:
Sadece iki parti... Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi.
Daha sonraki yıllar... Enflasyonun önlenemez tırmanışı... Siyasi parti enflasyonu.

Ne kadar işsiz, mesleksiz insan varsa dolmuş gibi vagonlara binip yolculuk ediyorlar.

Çok yazık, kaynak israfı.

Ben siyaseti, TİTAN zincirine benzetiyorum…
 

*****
 

Devamlı gündeme getirir yazarım... Türkiye’de parti bolluğu var içinde partili yok. Çok partili siyasi yaşamın vazgeçilmezleri dediğimiz partiler ve genel başkanlar aslında siyasi tarikatlardır politik Şıh’lardır

Şıhları genel başkan, müritleri de milletvekilleri, parti il başkanları ve üyeleridir.

 

Siyasette Brütüs’ler çoktur…

Siyasette ihanet... Derin konu... Bir gün yazarız... Uzun uzun... İsim isim.
Sandık ortaya konulunca... Böyle olaylar kaçınılmaz... Siyasetimizin DNA'sında var.

Sezarlar olmasaydı Brütüsler olur muydu?
 

*****
Siyaset... İhanet... Yıllarca gölgesine basmakta çekindiği liderine daha sonra rakip olup yollara düşmek... Dün öve öve bitiremediğine, bugün yakışıksız laflar etmek...
Türk demokrasisinin çocukluk hastalığı olsa gerek.
Eskiden de vardı.
Zamanla... Giderek arttı.
Yarın... Yine olacak... Siyasetimizin gayya kuyusu...
Önerim siyaseti bıraktıktan sonra anılarınızı yazınız. Saklı ve gizli ne kalmışsa...

Bu kadar Brütüs'ü nereden buluruz? Cevabı çok basit. Kendilerini bulunmaz Hint kumaşı zannedenler yanlarında Brütüs yetiştirirler.
Kimler bunlar?
- Saymakla bitmez.

Denklem şöyle kurgulanmıştır. Siyaset+ticaret+tarikat+ zübüklük+ sülüklük+ liyaketsizlik+ niteliksizlik =demokrasi menüsü…

Birde Brütüsler!

Gayya kuyusu şiiri…

Bu günlerde hiç'mi hiç zerre tadım tuzum yok
Kabuğuna çekilmiş kaplumbağa gibiyim
Kendimi mazi ile avutuyorum en çok
Öyle dalıyorum ki sanki gayya dibiyim

Mustafa Kaya