Kentin bir çok noktasında bilgilendirme toplantıları ile Tepebaşı'na kurulması planlanan kömürlü termik santralin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu doğrultusunda projenin durumu ve kurulması halinde çevreye vereceği zararlar masaya yatırılıyor.
Tepebaşı Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü'nün organize ettiği toplantılara katılan kırsal mahalle sakinleri, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve Başkan Yardımcısı Melih Savaş ile kömürlü termik santrali değerlendiriyor. Toplantılar kapsamında Ataç ve Savaş, son olarak Gündüzler, Bahçecik, Osmaniye ve Bozan mahallelerinde vatandaşlar ile bir araya geldi. Başkan Ataç ve Başkan Yardımcısı Savaş, toplantılarda mahallelilerle kömürlü termik santral hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hazırladığı ÇED raporunu değerlendirdi. Burada söz alan köylülerin anlattıkları büyük önem taşıyordu.
HAVADA SİS VAR SANDIM
Daha önce Çan'a gittiğini belirten bir kadın, 'Oğlum Çanakkale Çan'da. İlk kez ziyarete gittim, havada sis var sandım. Neredeyse birbirimizi göremiyorduk. Nasıl izin verdiler, nasıl kıydılar bilemedim. Oğlum, 'Anne sürekli karnımız ağrıyor' diyor. Meğer suları da kirlenmiş. Sürekli baş ağrıları var. Ertesi sabah uyandığımda evlerin önü kül doluydu. Kanser çoğaldı diyorlar. İnsanlar ölüyor, ölüyor! Sonra 'Köylere dönün' diyorlar. O çocukları bu şekilde nasıl döndüreceksin? Vergilerimizi iyi şekilde değerlendirsinler. Eskişehir ile oynamasınlar. Eskişehir çok kıymetli' şeklinde konuştu.
İŞ SÖZÜ VERMİŞLER, TUTULMAMIŞ
Bir başka çiftçi vatandaş da 'Oralara gittik, köylülerle kendimiz konuştuk. 'Size iş vereceğiz, çalışacaksınız' demişler. Fakat hiçbiri olmamış. 'Biz bir olamadık, siz birlik olun yaptırmayın. Hiç memnun değiliz' dediler. Biz Eskişehir'e kömürlü termik santral istemiyoruz, bu kadar! Güneş enerjisi kullansınlar. Bizim köyümüzün havası her yerden temiz' dedi.
KÜLDEN GÖLET OLUŞMUŞ
Toplantıda fikirlerini paylaşan bir diğer üretici ise, 'O külü gördük. Bildiğiniz gölet gibiydi. Benim 12 yaşındaki oğlum benden çok haberleri izliyor. Anne termik santral kurulacakmış, diyor. Ben ziraat mühendisi olacağım, tarlamıza bakacağım diyor.' şeklinde konuştu.
Termik santrali savunmak zorunda kalanlar sürekli bir şeyler söylüyor, karşı çıkanları 'cahil, yerli üretime karşı, öteki, hain' olarak tanıtmaya çalışıyor ama bu sözleri Tepebaşılı köylüler duymasın, çünkü onlar da termik santrale çok karşı…

KIZMAK BOŞUNA TIYNET BU!
'Eskişehir ile kıyaslanıyorsa Kütahya'yı daha gelişmiş ve kimliğine sahip buluyorum. Gece hayatının bizim manevi ve milli değerlerimize uymayan hasletlerin, ideolojisini kaybetmiş gençlerin gece yarılarına kadar eğlenmesi eğer bir gelişmişlik modeliyse buna benim söyleyecek sözüm yok.'
'Ben Eskişehir'e gittiğimde teşkilattaki arkadaşlarımız da Kütahya'ya özeniyorlar. Ayıp olmasa söyleyeyim yani... Kütahya'nın çapkınları Eskişehir'e gidiyorsa varsın gitsin.'
'Vizyon filmler Kütahya'da. Her hafta en iyi tiyatro gösterileri Kütahya'da. Kütahya Belediyesi tarafından gerçekleştiriliyor.'
Bu sözler, AK Parti Kütahya İl Başkanı Ali Çetinbaş'a ait. Cihan Yıldırım, Eskişehir kamuoyu ile paylaştı. Sosyal medyada Çetinbaş'a tepkiler başladı. Bir çok kişi, Eskişehir'i savunmaya, Eskişehir'in gelişmişliğini anlatmaya başladı.
Bu sözlere AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı İbrahim Yılmaz Kaynarca'dan bile tepki geldi. Bana göre tepkiler anlamsız çünkü tıynet bu. Bu sözleri söyleyen ve bu sözlerin peşinden gidenlerin tıyneti, varoluşu, yaradılışı, mizacı ne derseniz deyin hayata bakışı bu.
Böyle bakıyorlar olaylara.
Onlara göre kızlı erkekli oturmak, eğlenmek fuhuş ve zinaya davetiye,
Gece hayatına sahip olmak manevi ve milli değerlere aykırılık,
Sosyal hayata sahip olmak çapkınlıktır.
Kendileri ne yapıyor, ne izliyor, neyi beğeniyorsa en vizyon ve en iyisi odur…
İnsanların tıynetini değiştiremezsiniz. Öyle görmüş, öyle bilmiş, öyle yaşamış. Ona ne derseniz deyin, laf anlatamazsınız. Ne diyeceksiniz yani; 'Bak yanlış düşünüyorsun, sosyal hayat demek zina, fuhuş, uyuşturucu demek değildir. Gelişmişlik sadece milli ve manevi değerlere sahip olmak da değildir, onu reddetmek de…İdeoloji sadece senin inancın demek de değildir' falan mı? Anlayacak mı? Anlatabilecek misiniz?
Buna toplumsal çatışma denir.
İşin en korkuncu bu değil. En korkuncu bu tıynette olan insanların toplumu yönlendirebilecek pozisyonlarda yer almasıdır.
En korkuncu, bu tıynetin bir virüs gibi toplumun geneline yayılmasıdır.
Düşünülecekse bunun üzerine düşünülmelidir.