Geçtiğimiz gün oldukça dikkat çekici bir haber sosyal medya aracılığıyla karşımıza çıkmıştı. İzlanda Başbakanı Katrin Jakobsdottir, İzlanda vatandaşlarının mutluluğunu ve çevreyi ön plana koyan yeni bir ekonomi programına geçeceğini duyurdu. İzlanda Başbakanı basına verdiği demeçte de 'Çocuklarımız, 'Gezegeni niye kurtarmadınız?' diye sorduğunda, kapitalizmi ayakta tutmaya çalışıyorduk' demek istemiyorum.'İfadelerini kullandı.
Konu bununla da sınırlı değil. Çünkü bu konuda yalnız değil. Yine kendisi gibi kadın olan İskoçya Ulusal Partisi lideri Nicola Sturgeon ve Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ile birlikte hareket eden üç kadın yürüttükleri çalışmayı 'mutluluk ekonomisi' olarak adlandırdı.
Üç kadın siyasetçinin bu çalışması oldukça anlamlı ve değerli bir çalışma. Bu alanda uzun zamandır ciddi çalışmalar yapıldığı ve tartışma içine girildiği biliniyor. 2000'li yılların başından bu yana kapitalizmin insan odaklı ve gülümseyen bir sistem haline gelmesi için birçok parametre ele alınıp sıkça tartışılıyor. Özellikle son yıllarda Nobel Ekonomi Ödüllerine bakarsak tüm ödüllerin neredeyse kapitalizmden kaynaklanan eşitsizlik, gelir dağılımından kaynaklanan yoksulluk, fakirlik, kalkınma ve azgelişmişik üzerine yapılan çalışmalara verildiğini görürüz.
Nitekim Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz de mevcut ekonomik değerlendirmelerin, modern toplumları şekillendiren, iklim değişikliği etkisi, eşitsizlik gibi unsurları kapsamadığı için yetersiz kaldığı görüşünü savunuyor.
Üç kadın siyasetçinin başını çektiği Mutluluk Ekonomisi ise;