“Oruç” kelimesi, Arapçada “صوم” kelimesiyle ifade edilir. İslam hukuk literatüründe ise; “Tan yerinin ağarmasından güneşin batmasına kadar dinen belirlenmiş ibadeti yerine getirmek niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmaktır” (Ali İhsan Yitik, “Oruç”, DİA, 33/416.) şeklinde tanımlanmaktadır.
Bir dostumuzu bekler gibi yolunu gözlediğimiz, kavuşmakla huzura erdiğimiz, rahmet yağmurlarının üzerimize yağdığı Ramazan ayına kavuştuk. Bedenimizin Rabbimize karşı kulluk vazifesine şahitlik ettiği, bir yıl boyunca yorulan ve paslanan ruhumuzun, oruç tutmakla temizlendiği, Allah Teâlâ’nın şefkatiyle kalplerin yumuşadığı, manevî kazancın kurtuluşumuza vesile olduğu özel ve güzel bir aydır Ramazan... Ramazan, aynı zamanda nefsimize söz geçirebilmeyi, kalbimize takva elbisesini giydirmeyi bize öğreten bir öğretmendir aslında.
Oruç, bedenimizde gösterişten uzak, sessiz sedasız bir huzurdur. Ruha deva, bedenimize ise şifadır. Çünkü orucun şehveti kıracağı, nefsin heveslerini mağlup edeceği ifade edilmiştir (Buhârî, “Nikâh”, 3). Aynı şekilde insanı kötülükten uzaklaştıracağı, hayatın lezzetini tattırıp kalbin Allah’a bağlılığını arttıracağı belirtilmiştir (Buhârî, “Savm”, 2).
Oruçlu olan kişinin; güneş batmadan önce yiyecek ve içecekler önünde hazır olup kendisi de o kadar aç olmasına rağmen, güneş batmadıkça onlardan bir lokma dahi yememesi, sabır ve metanetini, aynı zamanda nefsini zapt edecek güce fazlasıyla sahip olduğunu gösterir. Kişi b,ütün bu zorluklara ibadet şuuruyla, Allah’ın rızası için katlanır. Ayette bildirildiği üzere, oruçla takvaya ulaşan insan (Bakara 2/183), zor da olsa ibadet şuuruyla engelleri aşmayı, zorluklara katlanmayı öğrenir. İbadet şuuruyla verilen bu eğitim insanda karaktere dönüşür, sadece bir ayla sınırlı kalmayıp bütün ömrünü kuşatır. Oruç için başka hiçbir özellik olmasa da, bunun bile orucun şerefine kâfi olacağı ifade edilmiştir. Bununla beraber orucun; “Oruç kalkandır” (Buhârî, Savm, 2) hadis-i şerifi gereği günahlara siper olması, mâlâyânî şeylerle meşgul olmaya engel olması gibi daha birçok güzellikleri bulunduran en güzel ibadetlerden birisi olduğu söylenebilir.
Hz. Peygamber (s.a.v.), orucun sağlık yönünden faydasına işaret ederek oruç tutanın sağlıklı olacağını şu sözleriyle ifade etmektedir: “Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsad, 8174). Nitekim mesleği doktorluk olan Haris b. Kelbe’nin de şöyle dediği nakledilmektedir: “Mide, hastalıkların kaynağıdır, perhiz yapmak ise her ilacın başıdır” (ez-Zühaylî, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, 3/111).
MEAL OKUYORUM
O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).
(Bakara 2/185)
HER GÜNE BİR HADİS
"Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır; birisi iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.”
(Buhari, Savm 9; Müslim, Sıyam 163)
GÜNÜN DUASI
"Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum, sana inandım ve sana güvendim. Senin rızkınla orucumu açtım ve Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!"
BİR SORU-BİR CEVAP
Ramazan’da oruçlu iken gündüzü uyuyarak geçirmenin oruca zararı var mıdır?
Orucun sahih/geçerli olması için, “oruç tutmaya niyet etmiş ve orucu bozacak şeylerden kaçınmış olmak” şarttır. Gündüzleri az veya çok uyumak, orucun sıhhatine zarar vermez. Bununla birlikte orucun vereceği sıkıntılardan uzak kalmak ve onları hissetmemek kastıyla, gerekli olmadığı hâlde Ramazan günlerinde uzun süreli uyumanın, orucun hikmetiyle bağdaşmayacağı da unutulmamalıdır.
(DİYK, FETVALAR)
İshak YILDIRIM/Vaiz