TÜYAP ve Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Türkiye'nin en büyük, dünyanın 2. büyük plastik endüstrisi fuarı Plast Eurasia, İstanbul’da sektör paydaşlarını bir araya getirdi...
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde, tek çatı altında Plastik endüstrisinin en güçlü üreticilerini, yenilikçi teknolojilerini ve sürdürülebilir çözümlerini bir araya getirdi…
İşimizin bir parçası olması hasebiyle bizimde yolumuz düştü…
Kaldı ki plastik, yaşadığımız dünyada hemen hemen her alana nüfuz etmiş vazgeçilmez bir malzeme konumunda…
Ürün arzı, talebi ve çeşitliliği, pazar yapısının genişliğiyle öne çıkan dev bir sektör…
Türkiye’de bu sektörde küresel oyunculardan, hatta oyun kuruculardan birisi… Lakin rekabet diz boyu!
Üretim, eğitim ve akıllı çalışma kaçınılmaz… İhracat olmazsa olmaz!
Fuar, sektörün geleceğine ışık tutan küresel bir buluşma noktası niteliğindeydi adeta…
Gezi /ziyaret kapsamında, yeni iş birliklerinin kurulduğuna, son teknolojilerin sergilendiğine şahitlik etmenin keyfini yaşadık…
Diğer yandan ülkemizin katma değer üreten güzide firmalarının stantlarını ziyaret ederek yenilikçi çalışmalarını yerinde gördük…
Plastik makineleri, makine takımları, tedarikçi firmalar, kalıp, geri dönüşüm, ısı ve kontrol cihazları, otomasyon, soğutma sistemleri, ham madde ve kimyasalları, yarı mamul ürünleri ve lider markaları inceleme fırsatı bulduk…
Bu başarılı üretim gücünü görmekten büyük bir gurur duyduğumu bir kez daha ifade etmeliyim...
Ve sanırım Plast Eurasia bu yıl da hem katılımcı, ziyaretçi, sergi salonu ve iş bağlantıları konusunda kendi rekorlarını kırmıştır… (2025 fuar raporunu merakla bekliyorum)
DİKKAT, ÇİN!
Diğer yandan Çin ve firmaları dünyaya yayılmış durumda... Elbette ki kendi iç pazarlarının daralması ciddi etken… lakin bununla sınırlı değil…
Hemen her platformda dile getirdiğimiz Çin ve rekabetini bu fuarda çok ama çok net hissettiğimi söylemeliyim...
Çin ve firmalarının analizini yapacak değiliz, yıllardır bilgilerimizi, öngörülerimizi ve gerçekleşenleri yazsak sayfalar almaz…
İlk akla gelenleri kısaca yazıverelim…
İş gücünün ucuz ve sayıca fazla olması. (Maliyetler artsa da halen avantajlılar)
Tersine mühendislikte başarılı olmaları,
Çin Devleti'nin teşvikleri,
Yüksek katma değerli üretim,
Olağanüstü üretim kapasitesi,
Otomasyon ve yapay zekâyı kullanmaları,
Hammadde üretimi ve kolay ulaşım,
Eğitim ve disiplin,
Geniş endüstriyel altyapısı ve altyapı ile teknolojiye yaptığı önemli harcamalar,
Tedarik zinciri gücü,
Kendilerini üretimde dünyanın merkezi görmeleri,
Biz İstesek te istemesek te kafamızı çevirdiğimiz her yerdeler ve olacaklar...
Çünkü Çin artık dünyanın fabrikası konumunda…
Ve dahası…
Son yıllarda tartışmasız çok agresif bir Çin rekabeti ile karşı karşıyaydık, bundan sonrası daha çetin geçecek, net!
Çin’in ve firmalarının üretim başta olmak üzere, elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji, telekomünikasyon ve BT ekipmanları gibi yüksek teknolojili sektörler başta olmak üzere hemen her mecrada olduklarını söylemeye gerek yok sanırım…
Çin, dünyanın en büyük yüksek teknoloji ihracatçısı desek yanlış olmaz!
Çin firmalarıyla topyekûn mücadele şart…
Rekabet edilecek ve işbirliği yapılacak sektörler iyi seçilmeli…
Ara mamul ve hammadde gibi dışa bağımlılığımızın yüksek olduğu aynı zamanda bizimde çok iyi olduğumuz sektörler var, bu hususlarda daha etkin pazarlık mekanizmalarına ihtiyacımız var…
Ana ve yan sanayilerin korunması elzem, salgın döneminde üretimle ayakta kaldığımız unutulmamalı… Kredi, teşvik, yerli Türk firmaların korunması birçok seçenek masada olmalı…
Artan girdi maliyetleri, enerji, yüksek faizler, finansmana erişimindeki zorluklar, iç ve dış talepteki zayıflıkların yanı sıra, vasıflı, vasıfsız, nitelikli personel sıkıntısı da cabası…
Bu gerçekleri bilelim, ülkemizin ve dünyanın kimlerle rekabet halinde olduğunu anlayalım diyeceğim de, anlamak yetmiyor, yetmeyecek…
Gerçek şu ki bizler her zamankinden daha akıllıca çalışmalıyız...
Güçlü ve zayıf olduğumuz bölgelerimizi iyi tespit etmeliyiz…
Rekabet mi? işbirliği mi? karar vermeliyiz!
Nitelikli eğitim,
Nitelikli üretim,
Alın ve akıl teriyle,
Hem çok, hem akıllı çalışmalıyız,
Kurtuluş reçetemiz bu!
Aksi halde bundan sonra işimiz cidden çok zor…
Zaten adil olmayan bir yarıştı, daha da zorlaşacak…
Ves’selam…