14 ve 28 Mayıs seçim sonuçları muhalefet açısından hezimetti. Aylarca süren Cumhurbaşkanı tartışmalarını izledik. Halil İbrahim sofraları kuruldu.. Gelen kepçeyi salladı, çorbayı içti…Gerçek CHP’liler kaşık bile bulamadılar.. Olsun..

14 ve 28 Mayıs seçim sonuçları muhalefet açısından hezimetti. Aylarca süren Cumhurbaşkanı tartışmalarını izledik.

Halil İbrahim sofraları kuruldu.. Gelen kepçeyi salladı, çorbayı içti…Gerçek CHP’ liler kaşık bile bulamadılar..

Olsun..

Gerekirse 6 değil, 66 sofrada kurarım denildi. Ulufe olarak DEVA’ ya, Gelecek partisine ve saadet partisine milletvekillikleri dağıtıldı..

Dönüşüm dediği aslına buydu.

Biz anlayamamıştık.

Yakın çevresindeki “A” takımı da anlayamamıştı.

Kılıçdaroğlu’ da dönüşüm diyordu. Bu söz olduğundan başka bir biçime girme, başka bir durum alma, şekil değiştirme anlamına geliyormuş.

Seçimlerden sonra anladık.

*****

Ancak siyasete 2+2= 4 etmiyormuş. Bunu Salıcı’nın görmesi gerekmiyor mu? En azından Boğaziçi siyaset bilimini okumuş!

Esas başarısızlığının nedenini de şöyle açıklıyor. 39 milletvekili kararını Kılıçdaroğlu'nun verdi..

Halka; Yönetebileceğimize dair güven veremedik! Bu itiraf bile yeter.

Erdoğan 2017 yılında yaptığı konuşmasında Kılıçdaroğlu için, Bu zat’a 5 tane koyun verin, 5 tane keçi verin, kaybeder geri gelir. Demişti.

CHP Güven erozyonu yaşıyordu. AKP’yi hep haklı çıkartıyordu.

Bir adım ileriye gideyim. CHP son dönemde gitgide AKP’ lileşti..

Parti içinde “demokrasiyi” unuttu.. Tek adam yönetimine karşı olan CHP, tek adam yönetiminde başarısız oldu?

Yalan mı?

Bun rağmen partili bağrına taş bastı..

*****

Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP girdiği her seçimi kaybetti. Genel başkan olduğunda seçimlerde başarısız olursanız koltuğu bırakır mısınız diye sorulduğunda, elbette batı demokrasilerinde nasıl istifa edip ayrılıyorsa bende istifa ederim demişti.

Kılıçdaroğlu hep yenildi. İstifa etmedi…

Ön seçim yapılacak dedi, şimdi zamanı değil diyerek yapmadı. Partiyi omuzlayan, sırtında taşıyanların eleştirileri göz ardı edildi.

Koşan, çalıştıran emekçiler, listelere bile giremediler.

Genel merkez kepçecileri listelerde yer aldılar ve seçildiler.

TOPLAM 130…

Onlar tabii kurultay delegesi oldular.

Seçimlerden sonra istifa eder diye bekliyorduk. Yine istifa etmedi.

Gemiyi limana yanaştıracağım dedi.

Sosyal demokrat bir aday bulursam ona devredeceğim dedi.

Milletin gözünün içine baka baka yalan söyledi.

Ve kurultay günü Özgürü Özel’in karşısında 2.turda hezimet yaşadı..

 

14 VE 28 MAYIS SEÇİMLERİNDEN SONRA EN ACI TABLO YAŞANDI.

Siyasette travmalar yaşanmadı mı?

Bu travmadan en çok etkilenen CHP ve İYİ parti ile sosyalistler oldu.

14-28 Mayıs ertesinde ilk işaret fişeğini Ekrem İmamoğlu ateşlemişti. CHP’ de değişim mi, dönüşüm mü tartışması vardı. Vallahi siz ne derseniz deyin.. İmamoğlu çıktı ve değişim dedi.

"Toplum, CHP’de lider ve yönetimin değişmesini, bu değişimin hem kuşak hem vizyon ekseninde olmasını istiyor. Değişim ve yeniliği kucaklayan, yeni bir parti yapısı görmek istiyor" demişti.

Değişimde liderlik çok önemlidir…

Atatürk devrimci ve değişimciydi.

Bülent Ecevit değişimciydi…

Şimdi değişim rüzgârlarını estiren Ekrem İmamoğlu. İstanbul belediye başkanlığını açık ara kazanmıştı.

Lider kumaşı var…

DEĞİŞİM…

Değişen nedir?

Genel başkan ve yönetimler…

Yeni bir ses…YENİ BİR UMUT..

Sıkıntımız neydi?

CHP muhalefet yapamıyor… Ben biraz daha ileri gidip Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir proje olduğunu, koltukta kaldığı zaman Erdoğan her seçimi kazanır anlayışı neredeyse alın yazımız olmuştu.

DEĞİŞİMİN LİDERLİĞİ ÖNEMLİDİR.

Değişim liderliği, çalışanları organizasyonel değişim sürecini destekleyerek, üretkenlikteki kayıpları en aza indirmekte ve organizasyonların hedefledikleri noktaya ulaşmalarını sağlamaktadır.

Kısaca böyle bir tanımı var..

Siyasette ise, daha geniş bir değişim önermesi var.

Siyasette yönetimsel bir yetenek olarak esnek, hızlı ve uygulanabilir proje üretmesi, yeniliklerin çağa uygun olarak icraat anlamında değişim anlamına gelmektedir

 

DEĞİŞİM KURUMSAL BİR ORGANİZASYON İSTER.

CHP’ de değişim ilk önce kendisini, dünyayı ve başkalarını algılamasını değiştirmesini sağlayan bir süreçtir. Bu süreçte,  bireyin yaşamındaki sorunlara farklı bir bakış açısı geliştirerek, sorunlarını çözmek için daha sağlıklı ve olumlu bir programatik bir yol bulur ve bunun gerçekleşmesi için odaklanır..

Şimdi CHP kurumsal olarak değişimin liderliğini yapacak..

Bu ne demek?

Partili üyelerinden, milletvekillerine kadar, herkesi bu organizasyona dâhil ederek bu süreci destekleyerek toplumla buluşmak ve başarıyla sonuçlandırmak.

CHP yeniden sosyal demokrat bir  anlayışla biçimlendirilecek..

CHP 38. KURULTAYINI YAPTI.

CHP de değişim rüzgârları esti…

Bir değişime karşı olanlar vardı. Onlar Statükodan geçiniyorlardı. Delege onlara geçit vermedi ve değişim dedi..

Oligarklar gitti.

Cumhuriyetin 100.yılında bir değişim… Yüzyılın maratonu olacak CHP için..

Ama seçmen değişmiyor. CHP’ nin işi çok zor ..

Yeni yönetime kredi açılabilir. Bir iddia yerel seçimlerde başarılı olabilirler Yeni bir siyaset anlayışıyla seçmeni ikna etme meselesi çözmek zorundalar.

Oligarşiyi temsil eden Kılıçdaroğlu gitti.. 13 yıllık saltanat bitti.

Yani bay bay Kemal denildi..

Yılmaz Özdil yazdığı bir makalede onun için ”guguk kuşu” demiş sonrasında CHP tarafından aforoz edilmişti..

Gelen yönetimler dar kadroculuk yaparsa ve kendi Oligarşilerini kurar iseler, “değişimcilik” iddiaları havada kalır..

Bir devrimci değişim ufkuyla yola devam edeceksiniz.

 Örgütlere seferberlik ilan etmiş.

Durmak yok. Koşturmaya devam. Yolunuz açık olsun..