Kurutulmuş çeşitli bitkiler, çiçekler, baharatlar ve çeşitli ürünlerin satışını yapan aktarlar, bazı vatandaşlar için şifanın bir numaralı adresi…

Boğaz ağrısından gribe kadar birçok hastalık için bazı vatandaşlar doktora gitmeden önce anneanne-babaanne formüllerine başvuruyor. Bitkilerle şifa arayan ve aktarların yolunu tutanların dikkat etmesi gereken bir nokta var: 'Bazen yanlış bitkisel kürler, ya da bitki çayları; vücudu iyileştirmeyip, zehirleyebiliyor.'

Özellikle yaşlı vatandaşların bir bölümünün hastalıkları için çözümü hastane ve eczane yerine aktarlarda arıyor…

İnsanlar yüzyıllardır bitkilerden şifa bulmuş ve onlarla tedavi olmuş. Eczanelerde bu ürünler yaygın olarak satılmadığı için aradıkları ürünleri hep aktarlardan bulabilmişler. Doğru ürünü bulup bulamadıklarını bilmeden, içeriğini sorgulamadan, yabancı madde var mıdır, doğru zamanda toplanmış mıdır gibi gereken soruları bilmeden bir şekilde bu maddelere ulaşmışlar ve almışlar...

Peki, bu doğru mu?

Elbette değil…

Komşusunun veya akrabalarından birisinin tavsiyesi üzerine aktardan bitkiyi alıyor. Kullandıktan sonra bazı insanlarda alerjiye yol açıyor veya daha da kötüsü hastanelik olabiliyorlar…

Aktar’ın okulu yok…

Hangi bitki hangi hastalığa iyi gelip gelmediğinin eğitimini almadıkları için sadece eğer atadan, dededen, babadan kalma ise onların verdikleri kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyorlar…

Aktarlar sattıkları bitkilerin bazı ilaçların ana maddesi olduğunu söylüyorlar…

İyi de o bitki laboratuvarlarda kaç kez deneylere tabi tutularak, kimisinin içlerine başka bitki karışımları da katılarak ilaç haline getiriliyor…

İlaç kutularının içerisindeki perspektiflerde nasıl kullanılacağı, kullanırken nerelere dikkat edileceği, kullanma miktarı ve etken maddeler yazıyor…

Aktar “ilaca alternatif” diye sattığı bitkinin ne kadar ve nasıl kullanılacağını yapılan deneyler değil sadece kulaktan dolma tavsiyelerde bulunuyor…

* * *

Eczacılar hastalıklara iyi geldiği iddia edilen aktarlarda satılan bitkilerin eczanelerde satılmasını savunurken, aktarlar ise kendilerini şöyle savunuyor:

“İlaçlar, otların içerisindeki saf materyallerin alınarak işlenmesi ile yapılıyor. Herkes bildiği işi yapacak. Eczacının eğitim aldığı, üstüne ihtisas yaptığı şeyler hastalıklarda kullanılan yegâne ilaçlar. Ama bizim de toplum içerisinde büyüklerimizden üç kuşaktır, dört kuşaktır bu işi yapmış olan insanlardan edindiğimiz kulaktan dolma bilgiler değil, koca karı ilacı dedikleri şey değil. Gerçekten denenmiş, bilinen şeylerle iyileştirme şeklimiz farklı. Zaten amaç aynı, sağlıklı bir vücut meydana getirmek ve hastalıklardan uzaklaşmak.”

ŞIFANIN EN DOĞRU ADRESI

ECZANE MI YOKSA AKTAR MI?
15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü resmi tatildi. Doktorlar Caddesinde gözlükçüye giderken bir hekim kardeşimle karşılaştık…

Kardeşim dediysem 50 yaşlarında. Deneyimli…

“Son günlerde tartışma konusu. İlaç yerine aktarlarda satılan bitkiselleri mi yoksa siz hekimlerin yazdıklarınızı mı tercih etmeliyiz?”…

"Bunlar doktor kontrolünde, danışılmadan tüketilmemesi gereken takviye ürünlerdir. İyileşeyim derken, vücudunuza çok ciddi zararlar verebilirsiniz ve hastanenin yolunu tutmak zorunda kalabilirsiniz. Tıbbi bitkilerin kullanımında, tıbbi bitki çayı şeklinde de olsa bir fitoterapist doktorun önerileri gereklidir. Bitki çaylarını hasta olmadan da özellikle kış aylarında hastalıktan korunmak maksadıyla kullanabiliriz. Ama kişinin tıbbi bitki çaylarını kullanmasını engelleyecek kişisel bir durumu var mıdır bunu bir doktorun ortaya koyması gereklidir” diye yanıt verdi…
Ben bir gün bile aktardan ıhlamur, kekik, adaçayı gibi bitkisel ürünlerin dışında söze hastalığa iyi geldiği ifade edilen diğer bitkilerden almadım…

Var ise bir şikayetim uzman doktora gidip muayene olup onun verdiği ilaçlarla tedavi oldum…

“Aktarlara gitmeyin. Onlardan sizin hastalığınıza iyi gelecek otlar almayın” demiyorum…

O sizin tercihiniz…

“DOĞAL OLAN HER ÜRÜN

ZARARSIZ DEĞILDIR”

Geçtiğimiz günlerde basına sık sık bilgiler veren bir aktarın açıklaması gazete ve internet sitelerinde yer aldı…

Bazı aktarlardan gelen açıklamalara sert tepki gösteren Eskişehir-Bilecik Eczacı Odası Başkanı Ezc. Mustafa Çelik, bitkisel ürünlerin yalnızca eczacılar tarafından satılması gerektiğini belirterek, “Doğal olan her ürün zararsız değildir. Bilimsel danışmanlık olmadan yapılan yönlendirmeler halk sağlığını tehdit eder” dedi.

Çelik, bitkisel ürünlerin sağlık üzerinde doğrudan etkileri bulunduğunu ve bu ürünlerin yalnızca eczacılar tarafından halka sunulması gerektiğini vurguladı…

Açıklamada, bitkisel ürünlerin farmakolojik etkiler taşıdığı hatırlatılarak, bu ürünlerin satışı ve danışmanlığının yalnızca bu alanda lisans düzeyinde bilimsel eğitim almış, yasal yetkiye sahip eczacılar tarafından yapılmasının halk sağlığı açısından zorunlu olduğu ifade etti ve şu uyarılarda bulundu:

“Aktar esnafının, tıbbi etkileri olan ürünlerle ilgili herhangi bir akademik eğitime sahip olmadan açıklamalar yapması kabul edilemez. Bazı aktarlardan gelen ‘herkes bildiği işi yapsın’ şeklindeki söylemlerin eczacıları hedef gösterdiğini, bunun ise hem hadsiz hem de sorumsuz bir yaklaşım. Eczacılar farmakognozi, toksikoloji, farmasötik botanik gibi dersleri üniversite düzeyinde gördüğü ve bitkisel ilaçlarla ilgili bilimsel bilgiye sahip. Buna karşılık aktarlarda yapılan yanlış yönlendirmelerin ve denetimsiz ürün satışlarının ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. ‘Doğal ya da bitkisel’ ifadesinin bir ürünün zararsız olduğu anlamına gelmiyor. Bilinçsiz kullanımın karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi hayati riskler doğurabilir. Eczanelerin Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış ve düzenli olarak denetlenen birinci basamak sağlık kuruluşları. Bitkisel ürünlerin eczanelerde bulunmasının halk sağlığı açısından bir tehdit değil, aksine bilimsel temelli bir güvence olduğu vurgulandı. Bazı aktarlardan gelen tepkilerin kamu yararı değil, ticari kaygılarla yapıldığını belirten Çelik, “Bilgi, yetki ve etik sorumluluk gerektiren sağlık ürünlerinin sadece ehil ellerde bulunması gerektiği unutulmamalıdır”.

* * *

Kimse, kimseyi aktarlardan ‘tedavi için bitki alma’ diyemez…

Kişilerin tercihi…

Ancak, bir aktar işyerinin camına “bu tedavi bir ayda 5, 10 kilogram verdiriyor” diye bitkisel tarif yazısı asmış…

Zayıflama tedavileri de hekim kontrolünde yapılmalı…

“Kilo vereceğim” diyerek çeşitli bitkisel ilaç tedavisi uygulayanlar verdikleri bilinçsiz aşırı kilo kayıplarından zarar gördüklerini gazetelerde okuduk, TV haberlerinde gördük…

Ama en azından bir hekime veya en yakınındaki eczacıya gidip kendisine danışarak bitkisel tedaviye devam etmesi kendi sağlığı açısından önemli…

Son olarak bende Eczacılar Odası Başkanına katılıyorum…

“Bitkisel amaçlı tedavi otları” da eczanelerde eczacı kontrolünde satılmalı…

* * *