Zafer Çatel
İnşallah! diyerek başlayalım satırlarımıza.Slogan belli.. Bir olmak, iri olmak, diri olmak.
Her şey Türkiye için. Demirel'in sloganıydı..
AK partinin kurulduğundan beri zaten ön seçim derdi yoktu. Proje partisiydi. Lider partisiydi. ÜST kurmay heyeti de politbüro görevini üstlenmişti. Abdullah GÜL, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener... Bunuda yadırgamıyorum. Türkiye'de kurulan bütün partiler proje partisidir.
HALK FIRKASI hariç. Diğerleri aç kapa partileri oldular..
Peki, Şimdi neredeler?
****
AKP' de Teşkilat yönetimleri daha çok yeni olduğundan eski milli görüş ve eski ANAP'lıların, DYP lilerin bir araya gelerek kurulan lojistik bir parti hüviyetindeydi. Taşra teşkilatların birçoğu çok acemiydi. 3 Kasım 2002' de yapılan seçimlerde sürpriz bir sonuçla tek başına iktidar oldu.
% 34.3 Oy oranı ile parlamentonun % 66'sını alarak temsil gücünü elde eden en yüksek parti oluvermişti.
Seçimlerden önce tek başına iktidar olabileceği ihtimalleri yoktu. Sadece birinci parti çıkabileceği yapılan simülasyonlarda görülüyordu ve koalisyon hesapları yapılıyordu. Böyle bir sonuç beklenmiyordu. Sadece bazı bilimsel yapılan permütasyon hesaplamalarda olabilirlikler değerlendirilmeleri sadece fikir boyutlarında kalıyordu.
DYP –GENÇ PARTİ-DSP- ANAP'ın baraj altında kalabileceği sanılmıyordu. Seçim yasasının azizliği. Hepsi birden baraj altı kalıverdi.
AK Partinin konjonktürel şansı. İşte bu olasılıkların en uç noktası gerçekleşti 3 Kasım 2022.
MİLLETVEKİLİ ADAYLARININ ÇOK ÖNEMLİ OLACAK BİR SEÇİM SÜRECİ YAŞAYACAĞIZ..
Milletvekili adayları merkez yoklaması ile belirleniyor. Genel merkez kimi yazarsa kabulümdür. Bir taraftan da yahu Parti 'temayül yoklaması' söylemlerinde bulunuyorlardı.
Genel merkez en azından anketler yaptırıyordu. Kimlere yaptırılıyordu? Doğrumu yapılıyordu, yapılıyormuş gibi mi oluyordu bilemem.
AK Partide genel seçimler öncesi Temayül yoklaması yapılıyordu. Otuzun üzerinde aday adayları Eskişehir ve ilçelerini turluyorlardı. Temayül yoklamasına katılacaklar, zaten tüzükte belliydi. Bir Cumartesi veya Pazar günü tespit edilip sandıklar kuruluyordu.
2011 yılıydı. Adaylar kendilerini tanıtan konuşmalar yapılıyorlardı. Kurşunlu külliyesinde aday tanıtım toplantılarında görüntülü konuşmaları kayıt altına almıştım.
Bazı adaylarla röportajlar yapmıştım.
Kimler yoktu ki.
Görüntüleri çekip haber yapmıştım, röportajlar yapmıştım. Sonra sandıklar kuruldu. Sandık sorumluları tespit edildi. Oylamalar sona erince sandık kurulu tarafından tutanaklar tutuldu ve sorumlulara verildi..
Sonra ne oldu? Kapalı zarflar içindeki tutanaklar Polatlı'ya gelmeden değiştirildi. Sıralamalar değiştirildi.
Bazen de adayların aldığı oylar açıklanırdı.
Sonuç.
Temayül yoklamalarından çıkan ilk üçlerin hiç biri listelerde ilk sıralarda yer alamadılar.
Öğrendik ki temayül yoklamasının hiçbir anlamı yokmuş. 'Teamül' daha önemliymiş. Genel merkezlerde masalar kurulur ve adaylar temayüle göre değil, teamüllere göre belirlenirmiş.
Aday olanlar çok kısa zamanda çok şey öğrendiler. İkide bir kendilerine sorulduğunda kulak arkasını gösterirler. Ben pek anlamam neden gösterdiklerini? Anlayanlar o kadar çok ki?
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN 2023' TE YAPILACAK SEÇİMLERLE İLGİLİ KONUŞTU.
Geçmiş Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu, partililerden özveri istedi.
'Cumhurbaşkanlığını kazanmamız şart'
'Bu seçim kızgınlıkla, kırgınlıkla hareket edilebilecek bir seçim değildir. '2023 seçimlerini Meclis'te Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığında bizim kazanmamız şarttır. Bunların muhasebesini çeşitli zeminlerde beraberce yaptık ve yapıyoruz.
Evlatlarımızın geleceği için bu imtihanı da vermeye mecburuz. 2023 seçimleri tüm bunların ötesinde bir anlam ve öneme sahiptir. Bu seçim kızgınlıkla, kırgınlıkla, nefsaniyetle hareket edilebilecek bir seçim değildir.'
Kardeşlerim, bu topluluk birbirlerini 'Yaratılanı severiz, yaradan dan ötürü' felsefesiyle sevmeli.'
Aklıma takılan soru şu? Bu özveriyi neden emekçiler yapıyor? Birazda koltuklarında oturan,3-5 yerden maaş alan, iktidarın nimetlerinden faydalananlar yapsa belki inandırıcı olurlar..
CHP SAHAYA İNMİŞ..
CHP Milletvekili Utku Çakırözer karınca gibi çalışıyor. Bana göre en çok koşturan vekilimiz. Bayramı da boş geçirmemiş. Sarıcakaya ve Mihalgazi'ye ziyaretlerde bulunmuş vatandaşların bayramlarını kutlamış
Onların dertlerini dinlemiş. Herkes dertli. Geçim sıkıntısı, pahalılık ve artan maliyetler. Bu yerlerde AK Partinin kaleleri.
Vatandaş dert yanıyor, Çakırözer' e.
Bayram gelmiş ama neyimize. Gübre, tohum, fide, ilaç, mazot katlandıkça katlanıyor. Tek kalemde yüzde 300'leri bulan artış var. Tarlada bir kilo domatesin maliyeti 4 – 5 liraları buluyor. Ama biz bunu 5 liraya satabiliyoruz. 50 kuruş, 1 lira karla üretim yapmaya çalışıyoruz. O nu da yapabilirsek. Pazarda, marketlerde ise fiyat 15-20 liraları buluyor. Bazılarımız da, bahçesini boş bırakmak zorunda kaldı. Çünkü maliyetleri karşılayacak gücü yok, üretim yapamıyoruz.'
BÜYÜKBAŞ YETİŞTİRENLER DE DERTLİ.
Maliyetler nedeniyle hayvancılığı da bıraktık. Geçtiğimiz yıllarda 30 büyükbaş hayvanının yarısını satmak zorunda kaldık. 'Artık çaremiz kalmadı. 30 hayvanım vardı. Önce 15'e düşürdüm. Şimdi de hepsini satmak zorunda kaldım. Hayvanlarımızın sayısını arttıracağımıza satmak zorunda kalıyoruz. Çünkü yem, saman fiyatları yerinde durmuyor. İnsanlar artık bakamadığı için elindeki hayvanı satmaya çalışıyor. Başka çaremiz yok. Satıyoruz en azından zararda olmuyoruz, borçlu olmuyoruz'!
Ne yapsın üretici... Çare arıyor. Beklemeye tahammülleri kalmamış. Destekledikleri AK partiden umutlarını kesmişler. Arayış içindeler. CHP' nin hem de vekil düzeyinde onlarla ilgilenmesi onları dinlemesi çok önemli.
Çakırözer vatandaşın dertlerini dinledikten sonra söyledikleri daha önemli.. 'Memleketimizde emekli de, emekçi de, üretici de artık ağız tadında bayramı karşılayamıyor. Herkesin tek derdi hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı. Artan maliyetler karşısında kendi üreticimiz, kendi çiftçimiz üretemez, hayvan yetiştiremez halde. Ülkeyi yönetenlerse Venezuela'dan toprak kiralayıp buğday üretmenin peşinde. Maliyetler karşısında emeğinin karşılığını alamayan çiftçi ektiğine, besici hayvan yetiştirdiğine pişman. Önlem alınmazsa bedelini ülke olarak ödeyeceğiz!
Ödüyoruz zaten. Mesele bundan sonra ödememek. O zaman CHP'nin her yerde sahaya inmesi gerekiyor. Anlatması gerekiyor.
Peki, AK partinin milletvekilleri acaba vatandaşı dinleyebiliyorlar mı? Merak ediyorum.
Mesele bu..