İktidarın “ABD’ye gidilecek, ‘haddinizi bilin’ denilecek” diyerek, topluma pompalanan beklentilerin hepsi boşa çıktı
Gazze’de, on binlerce insanın hayatını kaybetmesine rağmen verilen sözlerin hiç biri tutulmadı.
ABD ile ilişkiler her geçen gün daha da çelişkilerin derinleşiyor.
Özellikle, F-35 ve F-16 projeleri, hava savunma sistemleri, patriotlar tarım politikaları, Gazze’deki insani kriz ve Boeing anlaşmaları nedir?
Türkiye’nin bağımsızlık söylemleri ile verilen tavizler arasındaki uçuruma bir bakın.
Nasıl bir anlaşmadır ki bu! Türkiye’nin hiçbir menfaati yok.
Dış politikada izlenen yolun sorgulanmasına ve kamuoyunda “kim? Kime? Ne söz verdi, kim hangi tavizleri verdi”? Sorularının yeniden gündeme gelmesine yol açtı.
Çünkü böyle bir tabloyu ben gerçekten beklemiyordum.
Bir zamanlar, ONE-MİNUTdiyen bir Erdoğan vardı.
Eyyyyy! Amerika diyordu. Bütün konuşmalarında yerli ve millik kavramlarını söylemlerinde kullanıyordu. BM’ de kürsüden yaptığı konuşmalarda dünya bejden büyüktür diyen dilleri çok özledim.
Bunları söyledikten sonra, Amerika'nın her istediğine evet diyen imza atmasını ben anlayamıyorum. Kabul de edemiyorum. Yani bu nasıl? bir çıkmazdır, nasıl bir çelişkidir, neyle izah edecekler bilemiyorum!.
F-35 PROJESİNE GERİ DÖNECEĞİZ.!
TÜRKİYE’NİN UÇAKLARI NE OLACAK?
F-35 savaş uçağının program ortakları arasında yer alan Türkiye’nin durumu ise henüz netliğe kavuşmuş değil. İlk aşamada 100 adet F-35A siparişi veren Türkiye için bugüne kadar 6 uçak üretildi. Uçaklardan 4’ü Luke Hava Üssü’nde, 2’si Lockheed Martin’in Teksas Fort Worth’teki tesislerinde bekletiliyor. Hem NATO ülkesi ol. Hem de AMERİKA sana kazık atsın?
Kabul edilebilir bir durum mu?
F16'ların modernizasyonu tamamlanacaktı.
Hava savunma sistemlerini vereceklerdi!
Başka! Netanyahu' ya haddini bildireceklerdi?
Gazze'deki soykırıma dur diyeceklerdi.
Başka! Fırat'ın doğusundaki o terör yapılanmasına siz ne yapıyorsunuz, parmak sallayarak yetti gari haddinizi bilin diyeceklerdi!.
Böyle bir algı mühendisliği pompalama yapılmıştı kamuoyuna değil mi?
Peki, Amerika'ya gittik de ne oldu şimdi?
Anlatayım. F-16 konusunda somut hiçbir şey yok.
Peki, hani bizim TUSAŞ’ ımız vardı. Hani F-16 savaş uçaklarının motorunu ve diğer gövde/kanat ve bazı elektronik sistemlerini üretiyorduk?
Milli ve yerli yazılımlarımız vardı?
Ne oldu büle..Ne oldu? Kendi F-16 larımızarevizyon kabiliyeti neden kazandıramadık?
Neden İsrail ile işbirliği ile revizyon anlaşmaları yapıldı?
Bu soruyu soran yok. Cevaplayan da yok? Ekranlara çıkan birkaç tırışkıdan askeri/stratejist uzman adı altında konuşanlar bizlere bol bol palavraları anlatmadılar mı?
25 yıldır ne yapmışız? Sadece nutuklar çekmişiz! Bu soruyu nedense kimse sormuyor? Sahi ne yapmışız? 25 senede her gün bir parçasını kopyalayıp yapsan kendi motorumuzu yapardık?
NERDE NEREDE ALTAY TANKIMIZ?
Tank motoru da böyle olmadı mı? Nerede kaldı tank motorumuz? Adapazarı çık aradan!. Katar, katar, önüne pırasaları koysalar kaçar. Amerika’nın korumasındaki KATAR’ ı İsrail gitti nokta atışıyla vurdu da kimsenin gıkı bile çıkmadı.
Süslüman geçinen arabiyalar? Sus pus..
F-35 konusunda siz bakmayın söylenenlere…
Kandırıyorlar!..
Amerika'daki siyasal işletim sistemi bizimki gibi değil ki. En azından üç kademeli bir siyasal denetim var. Başkan Trump tamam olsun getirin kararnameyi, ben emrettim dediğinde olmuyor. Yani orada sultani bir rejim yok ki.. Başkanlığı etkin bir şekilde denetleyen bir siyasal ve hukuki denetim sistemi var..
Trump yarın bir gün der ki tamam onayladım. Senato’ da der ki hayır veremezsin.
İşte mutlu son..
Yani onlardaki karar ve denetim süreci farklı işliyor… Orada başkandan önce müesses nizamın üst akılları var. Palyatif akılla hareket etmezler.
Akşam gördükleri rüyayı gerçek sanıp sizlere bana vahiy geldi, tebliğ edildi ben Mesih oldum diyemezler.
Rüyalardan uyanın artık.
Gerçekleri görün..
PKK/ SDG konusuna geldiğimiz zaman, hiçbir somut adım olmadığı gibi Amerika bizzat sahiplendi. Binlerce tır silahları kimlere verdi?
Bugünkü PYD ye vermedi mi. Şimdi bölgede en etkili ve eğitimli silahlı güç onlar değil mi?
SDG asıl silahlı güç değil mi?
Ahmed Eş-Şara. Veya diğer adı ile Cobani?HTŞ lideri.. El- Kaide saflarında yer almış bir terörist.
2017 yılında Eş-Şara, El-Nusra'yı diğer örgütlerle birleştirerek Heyet-u Tahrîri'ş-Şâm'ı kurdu ve 2017 ile 2025 yılları arasında örgütün lideri olarak görev yaptı. HTŞ'nin kontrol ettiği bölgede vergileri topladı..
Amerikan işgaline karşı duran bir cihatçı!
Colani, özellikle son birkaç yıldır dünyaya “ben artık eski Colani değilim” mesajı vermek için çabalıyor. İdeolojik olarak esnediğini söylüyor. Eskisi kadar sert olmadığının altını çiziyor. Farklı dinlerin, farklı mezheplerin, farklı anlayışların bir arada yaşayabileceğini söylüyor.
Ama gerçek öyle değil.. O iyi bir devşirme aparat konumunda duruyor.
Biraz imaj düzeltmesini yaptılar ve piyasaya sürdüler.
Amerikan kuklası değil mi? Yani ne demek? Şu demek…İsrail’i korumakla görevli koruma görevlisi olacak..
Ona rol biçtiler.BOB eş Başkan yardımcısının, yardımcısının da takunyalı abdestini alacaksın dediler.
Amerika ne demek istiyor; Bunların sahibi benim. Mesaj Ankara’ya. Bundan böyle ani artık,Türkiye Cumhuriyeti'nin oraya bir operasyon yapma olasılığı da çok zayıf.
Batı şunu çok iyi biliyor. Suriye denkleminde Türkiyesiz olmaz.
Rusya da şimdilik bizi gözetleme ye konumlandırmış kendisini..
Ne olacak şimdi?
Coğrafya kaderimizdir!
Olacak olur. Sadece biraz akıllı olalım.