Sormuşlar dervişe “Hayat nicedir?”

Demiş ki derviş: “Hayat bilmecedir. Attığın her adım bir hece. Çözene gündüz, çözemeyene gece!”

Evet, hayat böyle işte. Çözebilene ne mutlu!

Güçlüler ve zayıflar arasındaki mücadeleden ibaret hayatta, mücadeleden kaçmayalım. Mücadele ettikçe hayat yarışında başarılı olacağımızı aklımızdan çıkarmayalım hiç.

Başardıkça başarmanın hazzını, çevremizle paylaşalım.

Evet, hayat kalitemiz yükseltmek durumundayız.

Hepimiz, hayatımızı kazanma derdindeyiz. Tecrübelerimizle, yaşadıklarımızla, birbirinden ayırmadıklarımızla bir bütün hayat.

Bunu unutmayacağız.

Dünden de bugünden de ömürden de alıyor hayat. Aldıklarına takılıp verdiklerine yabancı kalmayacağız hayatın.

Hayatın tadını çıkarabilmenin bir meziyet olduğu gerçeğini kabul edeceğiz.

Hedefi olmayan hayatın çekilmez olacağını, aklımızdan çıkarmayacağız.

Akıl almayı bilemeden akıl vermeye çalışanlarla yaşamakla geçiyor hayatımız.

Taşın nereden geldiğini bilebilmek için imkân ve fırsatları iyi değerlendirmek durumundayız.

Fayda bize, zarar bize. İmtihan bize, çaba, emek, gayret, azim bize! Mutluluk bize, hüzün bize, acı bize!

Tercih bize, seçim bize!

Külfete katlanacağız ama nimetin peşini asla bırakmayacağız.

Çabalayacağız, çabalayacağız.

Görsek de görmezden gelsek de bilsek de üstüne pek uğramasak da kavrayamayacağımız çok şey var hayatta. Ne yakınız ne de uzağız bunlara. Ne içindeyiz bunların ne de tamamen dışında.

Yaşıyoruz işte.

Yaşadığımız her anın önemini ve değerini kavrayacağız.

Çevremizdeki insanlara değer versek de onlardan gerekli karşılığı görememe acısını yaşasak da kendimizle baş başa kalıyoruz hep.

Sabredeceğiz. Hayat sabır işte.

Her şeyin varken de sabır hiçbir şeyin yokken de sabır.

Hayatımızın anlamını kaybetmemeye çabalayacağız hep.

Başkalarının hayatından ders almayı da yine hayattan öğreneceğiz.

Hayata küsmek yok. Hayat geçirdiklerimize saygı duyacağız. Hayatımıza girenlere de hayatımızdan çıkanlara saygı duyacağız. İşte o zaman hayatı tadıyla tuzuyla yaşamış olacağız.

Hayat, sandığımızdan daha kısa.

Ay gibi güzelliğini saklasa da biz, hep güneş gibi görmek isteyeceğiz hayatı!

Her hâliyle yaşamaya değer bulacağız hayatı.

Güzel hayatın güzel insanlarla daha da güzel olduğunu bilerek çevremizi güzelleştirme çalışmalarına ağırlık vereceğiz.

Hayatın ‘güzel’ olduğunu, her şeye rağmen güzel yaşanması gerektiğini belim; bunu aklımızdan çıkarmayalım aman.

Hayat, yarış değil kesinlikle.

Kıymetini bilsek de bilemesek de hayat, hepimize bir hediye…

Hayatın tekrarı yok.

Ölümü anlayabilmek için fırsattır hayat.

İstesek de istemesek de geçip gidiyor zaman. Tükenip gidiyor ömrümüz.

Bir yanımız hep eksik kalıyor ya olsun varsın.

Hayat yolculuğu böyle bir şey işte. Hayat yolculuğunun keyfini yaşamaya çalışalım.

Tolstoy’un (1828 -1910) şu sözünü aklımızdan çıkarmayalım aman: “Hayat bizi dört işlemle sınar. Gerçekle çarpar, ayrılıkla böler, insanlıktan çıkarır ve sonunda ‘Topla kendini!’ der.”

Unutmayalım aman.

Hayatın provası yok.