Son yıllarda Eskişehir de çok tartışılan bir konu…
“Şeker Fabrikası ve TÜLOMSAŞ şehir dışına taşınmalı…”
Evet, haklılar her iki kurumda şehir dışına taşınmalı…
İkisi de şehir içerisinde kaldı...
Bende taşınmasından yanayım…
Ancak arazileri ne olacağı konusunda kimse düşüncesini söylemiyor…
Buralar şehre kazandırılacak sosyal alanlar olmalı…
Birilerinin yıllardır gözü bu arazilerde…
“Taşınsalar da arazilerine konut yapsak” diye…
Yani ranta kurban edilmemeli…
* * *
Eskişehir Şeker Fabrikası çok büyük bir arazi üzerinde kurulu…
Keza TÜLOMSAŞ’ın arazisi ondan daha büyük…
Her iki kuruluşun arazileri şehir içerinde kaldığı için çok çok kıymetli…
Özellikle yıllardır Eskişehir Şeker Fabrikasının özelleşmesi veya Alpu ilçesine taşınması gündemde…
Bazıları özelleştirildi...
Her ne kadar arazileri korunacak dense de öyle olmadı…
* * *
Şeker fabrikalarımız cumhuriyet döneminin en önemli projelerinden biri…
5 Nisan 1925’te kabul edilen kanunla birlikte önce Uşak ve Alpullu, sonra da Eskişehir ve Turhal Şeker fabrikaları kuruldu…
Kamu tarafından kurulan şeker fabrikalarının bazıları kârlılık amacı gözetilmeden, yörenin sosyal ve ekonomik gelişmişliğine katkı sağlamak için kuruldu…
Bu fabrikaların bugün arazileri çok kıymetli arsalar haline geldi…
Önce özelleştirme kapsamına alınan Eskişehir Şeker Fabrikası şimdilik özelleştirme kapmasından çıkarıldı…
14 şeker fabrikası özelleştirme kapsamına alındı ve 9’u devredildi, “En az 5 sene üretim yapacak” sözü havada kaldı ve yüzlerce işçi işsiz kaldı, şeker pancarı üreticilerinin büyük bir kısmı da üretimden koparıldı…
Teker teker satılan şeker fabrikalarının arazileri de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satıldı. Kırklareli, Edirne, Erzurum, Aksaray, Manisa’daki şeker fabrikalarının 174 bin metrekarelik arazileri 5,5 milyon liraya satıldı…
(Kaynak Yeniçağ: Şeker fabrikalarının arazileri parsel parsel satılıyor!)
Hükümet şeker fabrikalarını özelleştirirken kamuoyundan gelen tepkiler üzerine fabrikaların değerli arazilerinin satışının olmayacağını açıklamıştı…
* * *
Şeker Fabrikası ile TÜLOMSAŞ’ı mevcut yerlerinden şehir dışına taşımak kolay değil…
Taşımaların çok yüksek maliyetleri var…
Bu maliyetleri karşılamak da kolay değil…
İkincisi diyelim taşınmalarına karar verildi…
Yer belirlenecek.
Sonra inşasına başlanacak.
Sonra da mevcut fabrikalardaki makineneler sökülüp yeni fabrikaya montajları yapılacak…
En az 2 yıl sürer.
Oluşacak üretim kayıpları nasıl karşılanacak?
Taşınan fabrikaların arazileri nasıl değerlendirilecek?
* * *
“Şeker Fabrikası ve TÜLOMSAŞ’ı şehir dışına taşınmalı” söylemleri birilerinin iştahını kabartıyor…
Bu tür konuşmalar yıllardır gözleri o arazilerde olanların ekmeğine yağ sürmek demektir…
Bu tür söylemler yıllardır özelleştirmesi gündemde olan Şeker Fabrikasının satışını kolaylaştırır…
Ankara’da önemli makamlarda oturanlar da;
“Şeker Fabrikası şehrin havasını kirletiyor madem satalım. Alıcı da fabrikayı şehir dışına kursun” derse bu kararı destekleyecek misiniz?
Eskişehir için çok büyük önem arz eden iki kurum taşındığında arazilerinin de satılıp yerlerine yüksek katlı binaların yapılmasından hiç rahatsız olmayacak mısınız?
* * *
TÜLOMSAŞ içerisinde lojman spor ve sosyal tesislerinin de yer aldığı TCDD'ye ait 123 hektarlık arazi. Ola ki taşındı. Çok zor. Arazisi ne olacak?
TÜLOMSAŞ şehri ikiye bölüyor…
Ali Fuat Güven Caddesinin sonunda Tepebaşı bölgesine gitmek için mecburen ya sağ ya da sol yöne dönmek zorunlu. Oysa eğer TÜLÖMSAŞ bir gün mevcut yerinden taşınırsa Ali Fuat Güven Caddesi Tepebaşı’na kadar uzatılmalı…
Şeker Fabrikası ile TÜLOMSAŞ’ın arazileri kesinlikle imara açılmamalı…
Şehrin akciğerleri bu araziler…
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in de ifade ettiği gibi bu bölge yeniden yapılanacaksa, mutlaka Büyükşehir Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyelerimiz ile işbirliği içinde şehrin ve hemşerilerimizin ihtiyaçları öncelik kabul edilerek planlama yapılmalıdır.
* * *
Yukarıda da belirttim…
Her iki kuruluşun arazileri şehrin bir anlamda akciğerleri…
Arazilerin satışı demek nefes borumuzu tıkamak demek…
Bu türküyü söylemekten vaz geçin…
Uyuyan devleri de uyandırmayın…
Kokudan kurtulacağız derken şehrin iki ana damarının kesilmesine göz mü yumacağız?
* * ** * *
HAREKETE GEÇMEK İÇİN İHTİYACINIZ OLAN NE?
Kurbağalardan biri bir traktörün açtığı teker izinin dibinde zıplayıp durmaktadır. Öbürü onu görür ve aşağıya seslenir:
Kurbağalardan biri bir traktörün açtığı teker izinin dibinde zıplayıp durmaktadır.
Öbürü onu görür ve aşağıya seslenir:
“Hey aşağıda ne yapıyorsun sen? Yukarısı çok daha iyi daha çok yiyecek var burada.”
Kurbağa yukarı bakar:
“Buradan çıkamıyorum ki!”
“Sana yardım edeyim” der ikinci kurbağa.
“Hayır, git başımdan. Ben iyiyim. Burada bana yetecek kadar yiyecek var.”
“Peki, öyleyse” der ikinci kurbağa.
“Ama burada araştıracak gezinecek çok daha fazla yer var.”
“İhtiyacım kadar olan yere sahibim ben.”
“Peki, öbür kurbağalarla tanışmaya ne dersin?”
“Bazen buraya iniyorlar olmazsa oradaki arkadaşlarıma seslenebilirim.”
İkinci kurbağa, kurbağa usulü iç geçirir ve zıplaya zıplaya gider.
Ertesi gün aşağıdaki kurbağanın yanında zıpladığını görünce şaşırır.
“Hey! Aşağıda şu tekerlek izinde yaşıyorsun sanıyordum. Ne oldu?”
“Bir kamyon geliyordu da...”
***
Sizin harekete geçmek için ihtiyacınız olan ne?
*-****