Yıllık iznimi kızım Melisa ve damadın Sefa’nın yaşadıkları Bodrum’da geçirdim…

Ege kıyılarındaki tatil beldelerin birçoğuna gittim…

Bodrum’a gitmemiştim, çok merak ediyordum…

Kızım ve damadım sayesinde Bodrum’u da görmüş oldum…

Önce şunu yazayım…

Haziran ayında ünlü tatil beldesi Bodrum adeta bom boştu…

Yerli turist parmakla sayılacak kadardı…

Yabancılarda öyle idi…

Damadımın tanıştırdığı otel sahiplerinden üçüyle görüştüm…

Mayıs ve Haziran aylarında fiyatlar biraz daha uygun olduğu için özellikle yabancı ve yaşları 60 ve üzeri yerli turistler gelirmiş…

Bu sezon sayıları parmakla sayılacak kadardı…

Otellerde konaklama fiyatları geçen yıla göre yüzde 20 artmış…

Bu çok ciddi bir artış değil…

Yüksek enflasyon ve artan maliyetlere rağmen otelciler kar marjlarını düşük tutmuşlar…

Otel sahibi Ömer Aybak, “Yerli tatilciler için sezon temmuz ayında başlar. Nedeni okullar Haziran’ın son haftası kapanıyor. Temmuz ve Ağustos ayı yoğun olur. Yabancı turistler ya Nisan-Mayıs ya da eylül, ekim ayını tercih ediyorlar. Özellikle ekim ayı. Geçmiş yıllara oranla bu sezon tatilci sayısı düşük değil. Geçtiğimiz yıllarda 8-10 gün tatil yapanlar bu sezon 5-6 gün kalıyorlar” dedi…

Sağ olsun Ömer Aybak, Eskişehirli olduğumu öğrenince, “Sen benim yarı hemşerim sayılırsın. Gelin bizim otelin sahilde şemsiyeli şezlongları var. Orada güneşlenin” dedi…

* * *

Neyse asıl konum bu değil…

Damadım Sefa Öz, Bodrum Ortakent Yahşi Yalı ve Marina da 4MUNCHIES adında Hamburger işyeri var…

Evleri de Yahşi’de olduğu için hemen hemen her gün özellikle akşamları Yahşi’deki işyerine gittim…

Sahile 50 metre uzaklıkta sokak içi…

Bu sokakta kadın-erkek özellikle de yazın giyile bilinecek kıyafetler satan işyerleri var…

Damadım ile kızım Melisa bu işyeri sahipleriyle beni tanıştırdılar…

O kadar çok yakınlık gösterdiler…

Hani derler ya “40’lık dost”…

40 yıllık dost gibi olduk…

Ne zaman damadın işyerine gitsem beni gördüklerinde halimi hatırımı sorarlardı…

Kimdi bu dostlar?

Ramazan Akçakaya eşi Çiğdem, Selin Alsoy, Cihan Özgenç…

Dönüş günü vedalaşırken, “Sadi Bey arayı uzatma. Yine bekleriz” dediler…

Yeni dostlara teşekkürler…

* * *

Ömer Aybak otelinin önünde dondurmacı var. Adı Sami İpek. Çok cana yakın, sempatik. Müşterilerine karşı saygılı ‘efendim’ diye hitap ediyor. Başındaki fötr şapkasıyla meşhur. Bir gün eşimle dondurma alırken, “Sadi Eskişehirli arkadaşların ile ne zaman buluşacaksınız?” diye sorunca, “Eskişehirli misiniz?” diye sordu…

“Evet” dediğimde, “Ömer Aybak’ın Eskişehir’de de oteli var. Birlikte çalışıyoruz. Eskişehir’e çok geldim. Şehir çok değişmiş, Avrupa şehri gibi olmuş” dedi…

Zamanla dondurmacı Sami İpek ile de dost olduk…

Bir gün dondurma alırken, “Gel tezgaha geç. Bir külah dondurma doldur. Bakalım yapabilecek misin?” dedi…

Aldım elime dondurma külahını ve kepçeyi…

Ama beceremedim…

Sami Usta, “Senin mesleğin ne?” diye sordu…

“Gazeteci” dedim…

“Senin elin kalem tutmaya yakışır. Bu devirde gazeteci olmak kolay değil” diyerek dondurma külahının üzerine dondurmayı doldurdu. “Bugünde benden olsun” dedi…

Parasını vermek istememe rağmen, “O zaman dondurmayı geri ver” diyerek espri yaptı…

Sahilde 5-6 dondurmacı olmasına rağmen insanların çoğu güler yüzlü-tatlı dilli Sami İpek’i tercih ediyorlardı…

* * *

Sosyal medyada Bodrum’dan fotoğraflar paylaştığında geçmiş yıllarda Eskişehirspor’da denetim kurulunda görev yapmış Süleyman Orkun telefon etti…

Damadın işyerine yakınmış evi…

Adres verdim geldi buluştuk…

Siyah-Kırmızılı Kulübün eski günleri konuştuk, anılarımızı tazeledik…

Süleyman Orkun’dan, eski CHP Milletvekili, ETO Başkanlarından Vedat Yücesan’ın da Bodrum’a yerleştiğini öğrendim…

Telefon ettim…

Yaklaşık 5 dakika konuştuk…

“Bir gün telefon et buluşalım” dedi ama benim dönüş günümden iki gün öncesi olduğu için ziyaretine gidemedim…

Dönüşten bir gün önce de Eskişehirli sanayicilerden Osman Çoban telefon etti…

“Sadi sosyal medyada gördüm. Bodrum’daymışsın. Ben de Bodrum’a yerleştim. Ne zaman müsait olursan telefon et buluşalım” dedi…

Onunla da görüşmek kısmet olmadı…

Meğerse Bodrum’da Eskişehirli dost sayısı çokmuş. Haberim yoktu…

* * *

Akşam saatleri idi…

Eşimle sahilden kızım ve damadımım evine dönerken meşhur dondurmacı Sami İpek’in önünde Eskişehirspor Kulübünün kurucularından ve efsane başkanlarından Aydın Beğiter’i gördüm…

Yanına gittim…

“Aydın abi merhaba” dedim…

Üzerimde şort ve deniz kıyafeti, başımda şapka olunca önce tanıyamadı. Şapkamı çıkarınca “Sadi tanıyamadım” dedi…

Uzun bir sohbetimiz oldu…

Tabi ki konu Eskişehirspor’du…

Vesselam 20 günlük Bodrum’da sosyal medya paylaşımlarım sonucu Eskişehirli dostların olduğunu öğrendim…

Bu gidişimde sadece Süleyman Orkun’un dışında eski dostlarla buluşma imkanım olmadı…

Ağustos’ta kızım Melisa’nın bebeği doğacak…

Fırsat olur torun görmek için gidersem ortak bir noktada buluşmak üzere sözleştik…

* * *

Belki özel oldu ama…

Bugün de öyle olsun…

Kalın sağlıcakla…

* * *