Odunpazarı İlçe Müftüsü Hamdi UZUNHARMAN'ın yazısı

Bir Ramazan ayı daha ömrümüzden geldi ve geçti. Her sene gelmesini heyecanla beklediğimiz, son teravih namazıyla hüzünlenerek uğurladığımız rahmet, mağfiret, yardımlaşma ve dayanışma mevsimi bir Ramazanı daha bizlere yaşatan Rabbimize ne kadar şükretsek azdır. Ramazan ayı birlik, beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma ayıdır. Bizler, Ramazan ayında tuttuğumuz oruçlarımızla açın halinden anlarız, yokluğu öğrenir, varlığa şükrü hatırlarız. Ramazan ayında cemaatle kıldığımız namazlarımızla fakiri, zengini, amiri, çalışanı, her kesim ve gelir grubundan insanla yan yana saf tutar, Rabbimizin huzurunda eşit olduğumuzu hatırlarız. Ramazan ayında zekat, fitre, sadaka, yardım paketleri, iftar davetleri ile insanlara yardımdan yardıma koşarız. Yetimin, öksüzün başını okşayıp, ihtiyaç sahibine Peygamber Efendimizin 'Din kardeşinin yüzüne gülümsemen sadakadır' (Tirmizî, Birr, 36) hadisi üzerine güler yüz ile de olsa sadakasını vermeye çalışan insanlar oluruz. Kısacası Ramazan ayı bizler için bir ahlak okuludur, iyilikte yarışanları yetiştiren bir okuldur. Şükürler olsun yine bir Ramazan okulundan mezun olduk, ibadet alışkanlıkları kazanarak, iyilik yapmaktan mutlu olan insanlar olarak bir Ramazan'ı daha seneye tekrar kavuşma dualarıyla uğurladık.
Her sene Diyanet İşleri Başkanlığımız, Ramazan ayında toplumsal duyarlılığı ve farkındalığı artırmak için bir tema belirlemektedir. Ramazan ayı boyunca da bu belirlenen tema ile ilgili konular, camilerde, kurslarda, okullarda ve tüm medya kanallarında işlenmektedir. Bilindiği gibi Ramazan ayına ülkemizde yaşanan deprem felaketinden dolayı milletçe üzgün girdik. Deprem sonrası halkımız birlik ve beraberlik duyguları içinde kardeşlerine yardıma koştular. Bu sebeple Diyanet İşleri Başkanlığı 2023 Ramazan ayı temasını 'Ramazan ve Dayanışma' olarak belirledi. Amaç bu dayanışma ve yardımlaşma bilincini, duyarlılığını, farkındalığını artırmaktı. Bu sebeple her platformda dayanışma vurgusu yapıldı. Ve Ramazan ayı bu tema ile ilgili çalışmalarla, yardımlaşma, dayanışma açısından dolu dolu geçti. Ülkemizin her ferdi tek yürek oldular. Peygamberimizin şu hadisini yürekten yaşadılar: 'Müminlerin birbirlerine olan bağlılığı, birbirine kenetlenerek inşa edilmiş bir binanın tuğlaları gibidir' (Buhari, Salat, 88). Halkımız tıpkı bu hadiste söylenilen tuğlalar gibi kenetlendiler. Yıkılan binalardı lakin, dimdik ayakta duran kardeşliğimizdi. Birbirimize olan bağlılığımızı da halkımız böylece yürekten göstermiş oldu.
İşte deprem felaketiyle yanan yüreklerimiz Peygamber Efendimizin şu hadisini de bizlerin hatırına getirdi: 'Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer' (Müslim, Birr, 66; Buharî, Edeb, 27). Yüreklerimiz, tam da bu sebeple yandı depremde şehit olan kardeşlerimiz ve onların, hayatta kalan acılı yakınları için. Ve bu sebeple tek yürek olarak yardıma, desteğe koşan halkımız, bu acı ve sıkıntılarla Ramazan ayına girdi. Ramazan ayı, zaten böylesi büyük felaketlerde hatırlanan, harekete geçen yardımlaşma ve dayanışma duygularımızı her sene bizlere hatırlatmıyor muydu? Ramazan, işte böyle sıkıntılı bir dönemde, halkımızın deprem ve sel felaketleriyle harekete geçen yardımlaşma duygularının ateşini harlamış ve coşturmuş oldu. Deprem ve ardından meydana gelen sel felaketlerinden etkilenen insanlarımıza bir parça moral olmak, onların bir lokma ekmeği olmak, onların gözlerinden dökülen yaşları silen mendil olabilmek için koştuk. Rabbimiz, tüm milletimizin bu yardımlaşma duygularını en güzel şekilde kabul eylesin, yüreği kardeşi için atan en küçüğümüzden en büyüğümüze tüm insanlarımızdan razı olsun inşallah.
Tabi Ramazan ayı da ömrümüzden geçen her sene gibi geldi, geçti. Şimdi, giden Ramazan'ın bize kazandırdıklarını yaşayıp, yaşatarak Ramazan ruhunu canlı tutma zamanıdır. Ramazan okulunda öğrendiklerimizi, hatırladığımız güzel değerleri sulayarak yeşertme zamanıdır. Deprem ve sel felaketlerinin bıraktığı yaralar bir aylık yardımlaşma ve dayanışmayla çözülmüş olmuyor. Karnımız bugün doysa da her gün üç öğün acıkıyoruz. İhtiyaç sahibi kardeşlerimiz, güvenli evlerine yerleşene ve işlerini rayına oturtana kadar Rabbimizin bizlere emanetidir. O zamana kadar onların her türlü ihtiyaçları devam etmektedir. Bize düşen de o emanete sahip çıkmak ve onların dertlerine merhem olmaktır. Vakit, Ramazan ayında kazandığımız yardımlaşma ve dayanışma bilincini yaşatma vaktidir. Vakit, çocuklarımıza iyilikte yarışmayı öğretme vaktidir. Vakit, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutma vaktidir. Rabbimiz, birlik ve beraberliğimizi artırsın ve böylesi felaketlerden hepimizi muhafaza eylesin inşallah…