Yol yollara çıkıyor, yollar yeni yollara...

Yolun sonu yine yol. Vardım diyen yanılıyor.

Yollar… Yollar…

Bazen tenha bazen kalabalık yollar.

Bazen sevdiğimize kavuşturuyor bazen sevdiklerimizden ayırıyor yollar.

Hem kavuşturuyor hem ayırıyor yollar. Kavuşturup sevinç oluyor, ayırıp hüzün oluyor yollar.

Yol uzun, ömür kısa…

Bazen bir sevdiğimiz bekledi yolun diğer ucunda bazen bizi bekleri sevenlerimiz. Bazen de biz bekledik sevdiğimizi, sevenlerimizi.

Bazen dönenler olurdu yollardan bazen döndürülenler …

Yollar… Yollar…

Yıpranan yol da var, yeni yol yol olacak patikalar da.

Tek başına gideceğimiz yol da var yoldaşsız çıkılmayacak yol da.

Aynı yolda aynı hevesle yürüdüğümüz yol da var mecburiyetten yürüdüğümüz yollar da.

Bilinen yolda da yolcu oluyoruz bilemediğimiz belki de hiç bilemeyeceğimiz yolda da.

Dikenli, çetin yol da var kestirme yol da.

İnişli çıkışlı yol da var da dümdüz yol da.

Yoluna ölünecek yollar da var sebepsiz öldüren yollar da.

Hacc’a giden kaplumbağaya ‘Yol çok uzun. Yetişemezsin.’ dediklerinde kaplumbağa ‘Yolunda da mı ölemem!’ demiş ya.

Öyle bir şey işte. Öyle yollar da var böyle(!) yollar da.

Evet. Gün geliyor, herkes kendi yoluna düşüyor.

Hayat böyle işte. Yolumuza bakarlar, yoldaşımıza bakarlar, yol alışımıza bakarlar.

Yol açan da var yola çıkan da var yarı yolda bırakan da.

Yoldan sapanlarla yolumuz kesişmesin aman.

Doğru yolu eğri insanlar bozuyor. Dikkat edelim aman.

Hayat işte.

Sona yaklaştıkça anlıyoruz en uzun yolun insanın içi olduğunu.

Yol, insanı terbiye ediyor. Yol, insanı değiştiriyor.

Kimse, doğru yolda kaybolmuyor. Yolu doğru olanın yükü, hep ağır oluyor.

Bazen gün kısa yol uzun, bazen yol kısa gün uzun işte.

Yola kıymetimizi bilenlerle gitmeli.

Mesele sadece gitmek değil ki.

Herkesin yolu açık olsun varsın.

Yol yolcuyu seçiyor bazen, bazen de yolcu yolu.

İstediğimiz yolu yokuşu ile seveceğiz. Ata kızıp da eşeği yol arkadaşı seçmeyelim aman.

Yol istemek de yol vermek de bizim için. Bunların hangisini ne zaman yapacağımızı iyi bilelim aman. Bize mutluluk verenini seçelim aman.

Yoldaşımız, gönlü güzel insanlar olsun aman.

Ne yol ne yol değil iyi bilelim aman.

Hayat bu işte.

Kimi zaman yolları yollara bağlayan yollarda yol ağzında kaldık.

Yol bulduk, yol aldık, yol gittik, yol yürüdük, yola düştük, yol tuttuk, yol ettik, yol teptik kimi zaman.

Faruk Nafiz Çamlıbel (1898-1973)’in şiirindeki yolcu ile arabacı misali işte:

Bir kere görse gözüm köyün aydınlığını

Kül bağlar içerimde bu kızıl kor yığını

Senin de yolun biter diner gözünde yaşlar

Benim uğursuz yolum bittiği yerden başlar

Evet.

Hayat yol, ömür yolculuk işte…

Yolumuz açık olsun.