İkide bir Bülent Ecevit’e referans yaparak zamanki replikleri kullanarak değişimci mi olacağınızı zannediyorsunuz. Bülent Ecevit’in CHP için yazdıkları makaleleri hiç okudunuz mu? CHP nin iç tartışmalarını, klik başlarının neler yaptıklarını, CHP eleştirilerini bir okuyun.

İkide bir Bülent Ecevit’e referans yaparak zamanki replikleri kullanarak değişimci mi olacağınızı zannediyorsunuz.

Bülent Ecevit’in CHP için yazdıkları makaleleri hiç okudunuz mu? CHP nin iç tartışmalarını, klik başlarının neler yaptıklarını, CHP eleştirilerini bir okuyun.

O zamanlarda CHP’ nin yapısal sorunlar vardı. İçsel problemler ayyuka çıkmıştı.  Bülent Ecevit, 1980 darbesiyle CHP kapatılınca askeri cuntaya rest çekmiş ve ceza almıştı.

O zaman yanında kimsecikler yoktu.  Yemeklerini bile Rahşan Hanım yapıp götürüyordu.

Sonra, CHP’ yeniden açılınca en son genel başkan olduğu için, en yakın arkadaşları tarafından, BÜLENT Ecevit’e gidildi. Başta Mustafa Üstündağ olmak üzere gelen arkadaşlarını dinledi ve CHP genel başkanlığını kabul etmeyerek kendisine yeni bir yol çizmişti.

*****

Arayış dergisini çıkarmıştı. Entelektüel aydın yazar takımı sürekli destekledi ve sonunda Rahşan Ecevit ile birlikte DSP’yi kurdu.

Bizlere, neden DSP’yi kurduğunu açıklarken CHP’nin halka rağmen halktan uzak seçkinlerin oluşturduğu oligarşik yapıda bir parti olduğunu özetlemişti… SHP’yi ise bölücülerle, işbirliği yaptığı için eleştiriyordu.

Peki, DSP’ ye sonuçta ne oldu. ECEVİT partide tek adamdı. Entelektüel bilim insanlarını ve siyaseti bilenlerini tek tek yok etti. Parti içinde “bir avuç demokrasi “diyen kim varsa, savunmaları bile alınmadan hukuksuz bir şekilde ihraç etti. Kendi yazdığı tüzüğü kendisi çiğnedi.. İnandırıcılığını kaybetti. Girdiği seçimlerde örgütlere hiç önem vermedi. Sıkça yaptığı görevden alma numaraları ile  karı-koca partisi sonunda tarihten silindi.

Karaoğlan politikasının iflasıydı..Peronist akımın temsilcisi olan Ecevit Başbakanlığı döneminde IMF‘ ye teslim oluvermişti.

*****

Aradan 35 yıl geçmiş… Şimdide benzer olaylar CHP’ de yaşanıyor. CHP de bir avuç çelik çomak oynayan politik cambazların elinde oyuncak olmuş.

Aslında değişen bir şey yok.

Değiştiği zaman zaten iktidar olur!

Hiç zannetmiyorum… Çünkü Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ ı kazandırmak için elinden geleni yaptı.

Şimdide belediye başkanlıklarını hibe edecek. Görevi bu. Hala göremiyor musunuz? Yoksa görmek mi istemiyorsunuz?

*****

Şimdi sahneye yeni sürüm olarak Özgür ÖZEL sürüldü. Canlı yayımda sonuna kadar dinledim..

İçerik olarak açıklamalarına katılıyorum… Ancak, insan eğer bir değişim tarif ediyorsa, öncelikle kendisinden de değiştirmesi gerektiğini de açıklaması gerekir. Bir değişim talebi sizin bulunduğunuz pozisyonu da kapsamıyorsa, kendinizin dışında bir değişim tarif etmeye çalışıyorsanız inandırıcılığınız kalmaz.

Onun için heyecan dalgası olmadı.

Dolayısıyla, Cumhuriyet Halk Partisi'nde yenilenmeden ve değişimden bahseden aktörlerin öncelikle yüzlerinin yıpranmamış olması gerekir. 

*****

Şimdi gerçekten değişimin bence en önemli adımlarından bir tanesi görev yapmada, bir sınır getirilmesi gerekiyor.

Demokrasinin olmazsa olmaz altın kuralı budur. Daha önceleri yazmıştım. O zamanlar partinin ağaları tarafından çok bilmiş olarak ta suçlanmıştım..

Ben kişisel olarak iki dönemin çok yeterli olduğunu düşünüyorum ama bunun maksimum 3 dönemi aşmaması gerektiği kanaatindeyim.

Bu milletvekilliği olur, Belediye Başkanlığı ve meclis üyeliği olur ya da partideki herhangi bir görev olur. Çünkü belli bir dönemin üstüne geçince bürokratlaşma eğilimi başlıyor ve bürokratik mekanizmanın bir parçası oluyorsunuz.. Bu durum kaçınılmaz olarak gündeme geliyor. Oligarşik sisteminin de başlangıcı oluyor…

Güç zehirlenmesi yaşanıyor ve farkında olmadan despotizme yol açıyor. Dolayısıyla gerçekten kendileriyle ilgili bir değişim talebi olmayan arkadaşlar örgütün yenilenmesinden, gençleşmesinden, değişiminden söz edince de, inandırıcılıkları olmuyor veya çok düşük oluyor bu önemli bir sorun haline geliyor.

 *****

Bu değişim taleplerinin içerisinde yavan kalan bir şey daha var. Sanki insanların değişmemesi. İşte yeni yüz. Siz mesela hem partilisiniz, hem sivil toplumunda çalışırsanız ve tanınırlık oranınız arttığı gibi hizmetleriniz insanların gözüne çarpar..

Siz o zaman yeni bir yüzsünüz, bir anlamda değişimsiniz derler. Fakat CHP’ nin temel ideolojik birikimi olmayanları bu nedenle ambalajlayıp vitrine koysanız da bu da olmuyor.

Şimdi bu değişim taleplerin içerisinde dün de, bugün de kocaman bir yalan oluyor. Üst düzey siyasal bilgi ve birikime sahip olmaz ise, başarılı olma olasılığı düşüktür..

Kılıçdaroğlu en somut örneğidir.  Değişim numaraları ile böyle bir masaya geniş bir menü konulup, birçok yalan tatlılar var.

 O da siyasetsiz bir değişim arzusu içerik üzerine çalışılmamış bir değişim varsa ideolojisi de olmayan bir değişim söylemi var.

Toplum değişimi istiyor mu sorusunun siyasette karşılığı olmalı..

 Dolayısıyla Bülent Ecevit’ in 1973 çıkışındaki gibi, bir Demokratik Sol çıkış olmalı.

Böyle bir ruhla programın hazırlanması gerekiyor. Eski kadrolar gelip değişim istiyorlar, fakat yüzler değişmiyor. İkincisi Bir de, bir siyaset belgesi de yok aslında. İşte bir takım magazinsel propaganda içerikli laflar var.. İşte, emekli örgütlenme falan, filan. Siz bu konularda da bu emeğin örgütlenmesi diyorsunuz da,  o konuda ne düşünüyorsunuz, orada fikriniz ne?

*****

Kuşkusuz bir değişimden Partinin bir takım mekanizmalarında içinde değişimler önemli ama ideolojik bir tutum belgesi olmadan bunların anlamı yok. Şimdi herkes mesela neyi hatırlıyor. İşte Bülent Ecevit'in insanca hakça bir düzen, toprak işleyenin, su kullananın lafını hatırlıyor yani.

Siyasette her döneme damga vuran sloganlar, her döneme damga vuran ilkeler var. İçinde bulunduğumuz dönem haksızlığın, adaletsizliğin inanılmaz arttığı ağır bir ekonomik krizlerde boğuştuğumuz, siyasi krizlerin gündemi işgal ettiği, mafyaların cirit attığı, cinayetlerin rutin hale geldiği, silahlanmanın serbestleştiği, demokrasi ve hukuk devletini, laikliği ortadan kaldırmaya yönelik adımların olduğu, Cumhuriyet değerlerinin yıpratılmaya ve yok edilmeye çalışıldığı bir dönemdeyiz.

Dolayısıyla böyle bir dönemde değişimden söz eden insanların güçlü bir Cumhuriyet manifestosu, güçlü bir özgürlük manifestosu güçlü bir laiklik savunusuyla beraber bir değişimi tarif etmesi lazım mutlaka bu değişimin ideolojik boyutunun ön plana çıkması lazım.

*****

Türkiye'nin sola her zaman olduğundan daha fazla ihtiyacı var. Solun mazlumları, yoksulları ezilenleri kucaklayan yaklaşımına her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Siyasette değerlerin tekrar kıymetli olduğu ilkeler üzerinden siyaset yapılan bir döneme ihtiyaç var. CHP umut olmak istiyorsa bu konuda somut bir adım atarak güven vermelidir.

Vatandaş muhalefet bizi iyi kandırmış diyor. Bir şeyler değişir sandık yanılmışız diyor. Bunların hepsi yalancı diyor.

Bunların hepsi tiyatrocu diyor.

Meseleyi idrak etmişsinizdir her halde!