Adalet, Doğru Yol, Anavatan Partisinin devamı olan DEMOKRAT Parti, son yıllarda geçmişini arayan parti…
Yıllarca Adalet ve Doğru Yol Partisi’nin Genel Başkanlığını yapan “Çoban Sülü” “Baba” lakaplı Süleyman Demirel ile Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgut Özal’ın rahmetli olmalarından sonra her iki partide eridi…
Türkiye’de siyasi partileri liderler sırtında taşıyor…
O efsane liderler partilerinin başından ayrıldıkları veya vefat ettiklerinde yerleri doldurulamıyor…
Demirel’in önce cumhurbaşkanı olması ve ardından da vefat etmesinden sonra Doğru Yol bugünkü adıyla Demokrat Parti’nin başına gelen liderler partiyi eski şaşalı günlerine döndüremediler…
Allah geçinden versin vakit saat gelip AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’da taşıdığı emaneti sahibine teslim ettiğinde AK Parti’de onun yerini kim gelirse gelsin dolduramaz…
Partileri liderler sürüklüyor…
Bugün Demokrat Parti’nin başında genç bir lider var…
Ne kadar gayret sarf etse de maalesef olmayınca olmuyor…
Hele hele yıllarca iktidarda değilseniz maalesef kişiler; “oğlumu-kızımı işe yerleştireyim veya tayinlerini yaptırayım, iktidarın nimetlerinden faydalanayım” düşüncesiyle yıllarca gönül verdikleri partilerinden istifa ederek iktidar partisinin saflarına katılıyor…
Kimisi iktidarın nimetlerinden faydalansalar da kimileri ise hayal kırıklığına uğruyor…
Sonunda gittikleri iktidar partisinden duydukları pişmanlıktan dolayı istifa etseler de ar uğruna “baba-ata ocağı” dedikleri partilerine geri dönmüyor…
Oysa bugün sokakta dolaşan özellikle orta yaşlılara, “Sizin partiniz hangisi?” diye sorsanız “Adalet bugünkü adıyla Demokrat” diye yanıt verirler…
Ancak “oy verir misin?” diye sorduğunuzda, “Bugünkü durumu ortada. Versem oyum boşa gider” diyenlerde var…
Oysa “oyum boşa gider” diyenler oy verse Demokrat Parti ilk seçimde yüzde 7-8 oy alır…
Bir sonraki seçimde ise iktidar olma ihtimali olur…
* * *
Gelelim esas konumuza…
Geçtiğimiz cumartesi günü yapılan Demokrat Partisinin 7’inci Olağan İl Kongresi’nde konuşan Demokrat Parti Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Özcan, “Memleketimiz için ümidimizi kaybetmeden her türlü zorluğun altından kalkarız. Ama bizi en çok içimize fitne sokanlar ile dostlarımızın ihaneti yoruyor. İkna edilenlerle değil, inanmışlarla yolumuza devam edeceğiz” dedi…
Çok doğru bir söz…
Delege seçimlerinde başlayan kırgınlıklar, küskünlükler ilçe ve il kongrelerine kadar sürer…
Çok iyi hatırlıyorum…
“Delege bile seçmediler veya il-ilçe yönetim kurulu listesine yazmadılar” diyerek partiden istifa edenler oldu…
Oysaki madem partine hizmet etmek istiyorsun, delege olmak veya il-ilçe yönetimlerine girmek şart mı?
Gerçek particilik hiçbir menfaat gözetmeksizin partinin başarısı için hizmet etmek…
Ben gençlik yıllarımda Adalet ve Doğru Yol Partilerinde seçim dönemlerinde hiçbir beklentim olmadan aylarca sabahlara kadar sokak sokak afiş astım…
Bunun karşılığını yıllar sonra Odunpazarı Belediye Meclis Üyeliği için üye bazında yapılan “ön seçim” de gördüm…
Listede 14. Sıradayken sandıktan 6. Sırada çıktım…
* * *
Demokrat Partisi’nin 2. Kez il başkanlığını üstlenen Hüseyin Özcan’da gençlik yıllarından beri Doğru Yol ve Demokrat Partisi çatısı altında mücadelesini sürdürüyor…
Hiç beklentisi ve talebi olmamasına rağmen kendisine il başkanı olması teklif edildiğinde “ben yapamam, işlerim çok yoğun, partiye vakit ayıramam” diye mazeret üretmedi…
“Büyüklerim uygun görüyorsa görevden kaçmam” diyerek il başkanlığı bayrağını teslim aldı…
Geçtiğimiz cumartesi günü yapılan kongre öncesi; “ben bayrağı teslim etmeye hazırım” dese de yine parti büyükleri, “Bir dönem daha bayrağı taşıyacaksın” dedi…
İşte particilik ve parti sevdası bu…
Bugün Demokrat Parti iktidarda veya iktidar ortağı olsa o il başkanlığı koltuğuna en az 10 talip çıkardı…
Hüseyin Özcan kardeşimi partisinin yaşadığı zorluklara rağmen tekrar il başkanlığını kabul ederek “göreve devam” demesinden dolayı kutluyorum…
* * *
HEDEFİNİZİ BELİRLEYİN
Başarının temelleri, amacınızı tespit etmekle atılır.
Başarı için, öğrencinin hayattan ne beklediğini amacının ne olduğunu bilmesi gerekir.
Başarılı olmanın tek ve mutlak ölçüsü iyi bir üniversiteye girmek, herkesin gıpta ettiği bir mesleğe sahip olmak değildir.
Elbette önemlidir ama İnsan, yetenekli olduğu çok değişik alanlarda, severek yapabileceği çeşitli işlerde kendini ortaya koyabilmişse, yaşamdan zevk alan biri ise, başarılı olmuş demektir.
Hayatta en büyük amaç mutlu olmaktır.
Her şey bunun uğruna yapılmaktadır. Ancak herkesin mutlu olmak için kullandığı araçlar farklıdır.
Çalışmanızın yönünün belirlemek ve çalışma isteğinizi sürekli tutmak için yapmanız gereken en önemli şey, sizi ilerde umutlu edecek yolu belirlemektir.
Neye ulaşmak için çalıştığınızı bilmeniz gerekir.
Başarı tek başına olmaz. Mutluluk, çevre, motivasyon, paylaşım, bilgi. Ama ilk yapılması gereken belirlediğiniz hedeftir.
* * *
Hedef ve mücadele başarıyı getirir. Birileri tarafından takdir görmekse özgüveni yükseltir. Bu sayede basarinin zirvesine tırmanma şansınız artar…
(alıntı)