Hepimiz örnek insan, iyi insan olmak isteriz.

Hepimiz; örnek olan; taklit edilen, özenilen, imrenilen kişi olabilmeyi arzu ederiz.

Hayatın her anında, her yerinde, her aşamasında bunu başarabilmenin zorluğunu bile bile bu yolda çabalar dururuz.

Hepimizin örnek aldığı, idealinde yaşattığı bir insan vardır. Bize örnek, milletimize örnek, dünyaya örnek insanları imrenerek özenerek takip ederiz. Onlardaki güzelliklerin bizde de olmasını isteriz, onlar gibi olmayı arzu ederiz.

‘Örnek olursan örnek alınırsın.’ düsturunu ara sıra unutsak da bu yolda çalışmalarımız, çabalarımız, isteklerimiz birbirini takip eder durur.

Burada bize yardım eden, bize destek olan kişiler de vardır tabii.

Bize yardım elini uzatanlara, bize yardım edenlere, bize yardımı dokunanlara, bize yardıma koşanlara ayrı bir saygımız ve ayrı bir sevgimiz vardır elbette.

Bu süreçte sadece kişiler değil bize yol gösterici kurallar da var elbette.

Kurallara ne kadar uyduğumuz, yardım ve desteğine önem verdiğimiz ve değer verdiğimiz kişileri takip edişteki başarımız hepimiz de farklılık gösterir.

Bütün bunları bir kenara bırakıp çoğu kere sözümüzle örnek olmaya gayret ederiz.

Bu hâl daha çekici, daha etkileyici hatta daha da kolay gelir bize.

Bizce böyledir böyle olmasına da bu hususta muhatabımız çevremiz verir kararı.

Elbet biz de çevremizdeki böyle kişilere aynı yolla karşılık veririz.

Sözün kalpten gelmedikçe sönük olduğuna şahit oluruz. İlgi ve etki alanımızdan bu tarz kişileri ve kişilikleri hemen çıkarırız.

Söylediğinin canlı örneğini yaşamayan biri bizi etkileyemez. Öylelerinin söylediği, sadece lafta kalır.

Sözün güzelliği bize göre söyleyene yakışıp yakışmamasındadır.

Söylediği ve yaptığı birbiriyle uyumsuz olanın sözü de davranışı da yapmacıktan öte geçemez bizim nazarımızda.

Söylediği ile yaşadığı uyumlu kişi ya da kişilerin çok söz söylemeye ihtiyaçları olmadığını da biliriz.

Böyleleri bizim gözümüzde olgun insandır.

Olgun insanın söylediğini yapan, yapabileceklerini söyleyen insan olduğunu biliriz.

Böyle olgun insanların ‘eline, beline, diline sahip’ insan olduğunu da bilip takdir ederiz.

Böylelerinde dedikodu kov gıybet iftira hakaret yalan vb.nin olmayışına hemen her an gıptayla şahitlik ederiz.

Böylelerinde kanuna uymayan fiil ve davranışlar olmadığını da çok iyi biliriz.

Böyleleri toplumun ahlak anlayışı ve değer hükümlerine ters davranmayan örnek insanlardır.

Böylelerini örnek alma ve böyleleri gibi örnek olma yolunda çaba gösterenlere ne mutlu!

Bu konuda aşağıdaki durum, hepimiz için özel, önemli ve değerli bir örnektir. Şöyleki:

Rivayet olunur ki “Hz. Peygamber ashabıyla beraber yürürken yol kenarında bir köpek ölüsüne denk gelirler. Sahabenin bazısı manzara karşısında ‘Bu leş ne kadar da pis kokuyor.’ demekten kendilerini alamazlar. Bu durum karşısında Peygamberimizin tepkisi ise hayli farklıdır. O, ‘Köpeğin ne güzel dişleri var!’ der.

Bu hadise her şeyin güzel tarafına bakmanın ve birinin hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemekten sakınmanın önemini anlatması bakımından son derece önemli mesajdır.