Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime. Perde-i zûlmet çekilmiş, korkarım ikbâlime Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime.

Anlamı, aydınlık geleceğimizin önüne kötülük perdesi çekilmiş..

Bu eseri müzeyyen Senar’ dan ne zaman dinlesem aklıma CHP’ nin hali gelir gözlerimin önüne.

CHP’ nin haline baktıkça kimseye etmem şikâyet ağlarım ben CHP’ nin haline.

Bu kerede mi ofsayt hakim bey!..

****

İSTEMEM EKSİK OLSUN!
 

Ve ta son nefesinde bile çekinmek, korkmak, benzi sararmak, bitmek, şiir yazacak yerde, ziyaretlere gitmek…
Karşısında, zoraki sırıtmak her kâbusun.
Eksik olsun istemem, istemem eksik olsun!

 

Fakat şarkı söylemek, gülmek, dalmak hülyaya, yapayalnız ama hür, seyahat etmek aya,
Gören gözü, çınlayan sesi…
Ne yapmak gerek peki?
Sağlam bir arka mı bulmalıyım?
Onu mu bellemeliyim?
Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi önünde eğilerek, efendimiz sanmak mı? 
Bilek gücü yerine, dolanla tırmanmak mı?
İstemem!
 

Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret?
Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım?
Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip, taklalar mı atmalıyım? 
İstemem! Eksik olsun!
Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli?
Sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
Onun, bunun önünde hep boyun mu eğmeli?
İstemem! Eksik olsun böyle bir şöhret!
Eksik olsun!
 

Ciğeri beş para etmezler mi “yetenekli” demeli? 
Eleştiriden mi çekinmeli?
“Adım Mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı?
İstemem!
İstemem! Eksik olsun!
Korkmak, tükenmek, bitmek…
Şiir yazacak yerde, eşe dosta gitmek.
Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek? 
İstemem! Eksik olsun!
İstemem! Eksik olsun!
 

Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek…
Tek başına…
Özgür olmak…
Dünyaya kendi gözlerinle bakmak…
Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak… 
Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak…
Ne ün peşinde olmak para pul düşünmek
İsteyince aya bile gidebilmek.
Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek…


Demek istediğim: “asalak bir sarmaşık” olma sakın. 
Varsın boyun olmasın, bir söğüdünki kadar.
Yaprakların bulutlara erişmezse, bir zararın mı var?”

*****
Bu tirad bana ait değil elbette. Çok hoşumuza giderdi... 

Gençlik yıllarında dilimize pelesenk olmuştu. Edebiyat–sanat dergilerinde böyle şiirler çokça yer alırdı.

 O zamanlar bu tip dergiler çokça yaygındı. Biz de abonesiydik… 

Bizim jenerasyon fırsat buldukça okurdu..

 

‘İstemem eksik olsun.”  

Onurlu, kişilikli duruşu olan, omurgalı insanların arada sırada, kızdıkları zaman cümle içinde kullandıkları bir söz…
Omurgasızlar, zaten maskelerini takıp her türlü “atraksiyonu” maskelerini takarak dürüstmüş gibi yaparlar.

 İslam anlayışında bu tiplere “münafık” derler. Suresi de vardır. Münafıklar tarif edilirler. Bir zamanlar, bizim medeniyet değerlerimiz varken, batının değer yargıları “triad” gibiydi, böyleydi. 

Fransız toplumunda, çok önemli düşünürler yetişmiştir. Değerler sistemine ve siyasal –sosyal sisteme önemli katkıları olmuştur. 20.yüzyıl Türk düşünürlerin önemli bir bölümü bu düşünürlerden çok etkilenmişlerdir.

17. yüzyıl düşünürlerinden biri de Fransız şair, düşünür Edmond Rostand’dır. Siyasal ve toplumsal düzenin ahlaksal boyutunu, çarpıklıklarını tiyatro eserlerinde yer alan şiirlerine çok güzel yansıtmıştır.

Tevfik Fikret’in “HANI YAĞMA” eseri, bunun izlerini taşır. Bu gün bile güncelliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir.
Mehmet Akif, Asım’ın neslinde bunu vurgular. Asım, bir insanda olması gereken tüm erdemlere bürünmüş olan, duruşu ve ahlakıyla örnek bir genç olarak anlatılmıştır.

Cyrano de Bergerac adlı oyun, 17. yüzyılda yaşamış Parisli şair, oyun yazarı ve silahşor Savinien Cyrano de Bergerac‘ın gerçek hayat öyküsünden esinlenilerek, Fransız şair ve oyun yazarı Edmond Rostand tarafından yazılmış ünlü bir sahne eseridir. Oyun birçok kez sinemaya da uyarlanmıştır.

En ünlü uyarlama, 1990 tarihli olandır. Jean-Paul Rappeneau’nun yönettiği, Jean-Claude Carrièreve Rappeneau tarafından uyarlanan Fransız komedi-dram filmi, En İyi Yabancı dilde Film Altın Küre Ödülü de dâhil birçok ödül almıştır.

Ayrıca Cyrano de Bergerac’ıcanlandıran Gérard Depardieu, filmdeki müthiş performansıyla 1990 Cannes Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülünü kazanmıştır.
Filmin Türkçe dublajında Cyrano de Bergerac’ı Rüştü Asyalı seslendirmiştir. Rüştü asyalıyı yeni nesil pek bilmez…bir çok sinema eserinin düblajını yaparak seslendirmiştir..

Tiyatro tarihinde izler bırakmış  önemli bir isimdir..

Oyunun (ve filmin) en ünlü sahnesi “İstemem Eksik Olsun” tiradının yer aldığı sahne müthiştir. Bu filmi mutlaka izleyin. Önerim Eskişehir büyükşehir belediye şehir tiyatrosunun bunu repertuvarına almasıdır.

 

İstemem eksik olsun!.
Muhafazakârından, mütedeyyine, liberalinden, sol’ a, cemaatlere kadar uzayan bir palavracılar korosu zinciri…

Sizlere hayranınım. Bu toplumda hala sizlerin palavralarına inanan o kadar çok insan var ki? Sarmaşıklar gibisiniz. Sarıp sarmalıyorsunuz.

Menünüzde bol bol palavralar var.
 

Liyakat mı dediniz!
Geç bunları anam, babam.
Şimdilerdeki anlayış; istemem yan cebime koy. Kimse görmesin bilmesin!
El âleme verir talkımı, kendi yutar salkımı!

Asalaklı sarmaşıklar gibisiniz…Zehirlediniz herkesi…nefes alacak oksijenimiz kalmadı..

Politikanın arsızları ise isterim eksik olmasın diyor..

Aradaki farkımız.

İstemem eksik olsun!…