Okullarımız, eğitim öğretin yılını tamamladı. Ortaokul sonu ve lise sonu sınavlar da yapıldı.
Yakın çevremden ve basın yayından takip edebildiğim kadarıyla Türkçe soruları her iki sınavda da diğer sorulara göre daha zor imiş.
Soruların zorluğu ‘okuma, anlama, yorumlama’ becerileri ile yakından ilgili. Bu da seviyeye uygun olarak Türkçe bilgisi demek.
Soruların müfredata uygunluğuna şüphe yok. Yok ama zorluk derecelerine göre değişmekle birlikte Türkçe sorularının yapılamayışı, öğrencilerimizin yeterli seviyede kitap okumamaları olarak değerlendiriliyor.
Buradan hareketle PISA sonuçlarını özet olarak vermekte fayda görüyorum. Şöyle ki:
Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler halinde on beş yaş grubundaki öğrencilerin okuma, matematik ve fen alanlarındaki kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırma PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) uygulanmaktadır. Uygulamada temel amaç, öğrencilerin okulda öğrendikleri bilgi ve becerileri günlük hayatta kullanma becerisini ölçmektir.
5 Aralık 2023'te açıklanan sonuca göre PISA 2022 Türkiye Ülke raporuna göre ‘Okuma Becerileri Alanı’nda Türkiye 37 OECD ülkesi arasında okuma alanında 30., 81 ülkeli genel katılım sıralamasında da 36. oldu. (Kaynak: http://www.pisa.oecd.org)
(PISA katılımcısı OECD ülkeleri: Almanya, Avusturya, Belçika, Çekya (Çek Cumhuriyeti), Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovakya, Slovenya, Türkiye, Yunanistan, Birleşik Krallık; Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Kanada, Şili, Kolombiya, Kosta Rika, Meksika; Avustralya, Güney Kore, İsrail, Japonya, Yeni Zelanda)
37 ülkede 30. sırayı almış. Yorum ve takdiri sizlere bırakıyorum.
Aynı rapordan aşağıdaki ifadeyi de dikkatinize sunmak isterim: “Kitap okumayan çocuklar, normal bir cümleyi kırk beş saniyede anlayabiliyorken bu süre, kitap okuyan çocuklarda on üç saniyeye kadar düşüyor.”
Hâl ve şart ne olursa olsun çocuklarımıza kitap okum alışkanlığı kazandıralım aman.
Söz PISA’dan açılmışken değişik ülke atasözlerinin ‘kitap ve okuma’ ile ilgili neler söylediğini kaynaklarımdan ulaşabildiğim kadarıyla aşağıda vereceğim. Bizim atasözlerimizin bu konuda neler söylediğini ayrı bir yazıda değerlendireceğim. Değişik ülke atasözlerinin içeriği ile ilgili olumlu ya da olumsuz kanaat bildirmeyi şimdilik düşünmüyorum. Ülke atasözleri şöyle:
Açlık yemekle, bilgisizlik okumakla giderilir. (Çin Atasözü)
Ağaç ve kitabın yaprağı ne kadar çoksa, meyvesi o kadar az olur. (Arap Atasözü)
Altını ve kitabı yere düşürdüysen önce kitabı yerden al. (İbrani Atasözü)
Beden yalnızca yiyecek ve egzersizle büyür, zihin ise sadece okuma ve düşünceyle büyür. (Alman Atasözü)
Bir kitabın kaderi okuyanın zekâsına bağlıdır. (Latin Atasözü)
Cahiller okumuşların cevaplayamayacağı soruları sorarlar, sersemler akıllıların yedi yılda cevaplandıramayacağı soruları bir günde sorarlar. (İran Atasözü)
Çok fazla kitap taşıyan eşeğin öğrenmiş olması gerekmez. (Danimarka Atasözü)
İnsan bir kitabı her açışında yeni bir şey öğrenir. (Çin Atasözü)
Kitap ruhun ilacıdır. (Japon Atasözü)
Kitap sahibi olmak güzel; bilgi sahibi olmak daha güzeldir. (Çin Atasözü)
Kitap, dünyaya açılan bir penceredir. (Çin Atasözü)
Kitap, insanın cebinde taşıdığı bir bahçe gibidir. (Arap Atasözü)
Kitaplar ruhun gıdasıdır. (Japon Atasözü)
Kitaplar, sağırlara seslenen dilsiz dostlardır. (Hollanda Atasözü)
Kitaplar, zaman içinde en kalıcı eserlerdir. (Alman Atasözü)
Kitaplık aklın eczanesidir. (Yunan Atasözü)
Kitapsız büyüyen çocuk, susuz yetişen fidana benzer. (Çin Atasözü)
Okuduğun her şeye inanacaksan hiç okuma daha iyi. (Japon Atasözü)
Okumuş cahil kadar cahil yoktur. (İtalyan Atasözü)
Ödünç verilen kitap ya kaybolur ya da parçalanmış olarak geri döner. (İspanyol Atasözü)
Ruhun ilacı kitaptır. (Japon Atasözü)