2025 yılında asgari ücrete yüzde 30 zam yapılarak 22 bin 104 TL’ye çıkarıldı. En düşük emekli maaşı asgari ücretin nerede ise yarısının altında kaldı, makas giderek açıldı…
Açıkladığı rakamlarla son zamanlarda adından en çok bahsettiren Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2025 Aralık ayı enflasyon rakamlarından sonra emekli memur, işçilerin maaşlarına yapılacak zam belli olacak…
Hatırlayalım. 2025 yılı emeklilerin maaşlarına yapılacak zammın baz alınacağı 2024 yılı Aralık ayı enflasyon oranı yüzde 1,5 olarak açıklandı. 2025 yılı ocak ayı enflasyonu ne olduysa nerede ise iki katına çıkıverdi…
Bir ay önceki düşük enflasyon 2025’in ilk ayında birden yükseliverdi…
Ama bu oran maalesef maaşlara yansımadı…
* * *
2026’da işçi-memur ve Bağ-Kur emeklilerine yapılacak zam oranı yüzde 12-14 arasında olacağı telaffuz ediliyor…
Zaten 2025’den alacakları olan emeklilere verileceği iddia edilen bu zam geçen yılkı hak kayıplarını gideremeyeceği gibi geçen yıldan daha fazla mağdur olacaklar…
Aralık ayı enflasyon rakamının beklentilerin altında geldiğini, rakamların gerçeği yansıtmadığını savunan emekliler, verilerin daha düşük açıklanarak zamların da daha düşük tutulmasının bir hükümet politikası olduğunu düşünüyor...
Emekliler zam hesaplarını asgari ücrete göre yaparken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devreye girmesini bekliyor...
Ama emeklilerin bu beklentisinin nafile bir bekleyiş olduğu gün gibi aşikâr...
“Enflasyon'a ezdirmeyeceğim dediler
enflasyonun yarısını bile vermiyor”
Emekliler en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine yükseltilmesi çağrısında bulunurken, sorunun gerçek çözümü için intibak düzenlemesini işaret ettiler…
En düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine yükseltilmesi çağrısında bulunarak zam çıtasını yükselterek, “Emekli maaşları asgari ücret seviyesine çıkarılsın” diyorlar…
Haksızlar mı?
Sonuna kadar haklılar...
2025’in ocak ayında 2024’ün altı aylık enflasyon oranı yüzde 15,75 olarak açıklandı…
İktidar bu rakamı baz alarak işçi ve Bağ-Kur emeklilerine zam yaptı…
Eğer bir iyileştirme yapılmazsa aylığı en düşük sınır olan 16.500 lira sınırındaki emeklilerin büyük bölümünün maaşlarında çok küçük artış olacak…
Türkiye Emekliler Derneği Eskişehir Şube Başkanı Muhsin Dilbaz, emeklilerin yaşam şartlarının giderek kötüleştiğini ifade ettiği açıklamasında, “Emeklinin sürünme yılı başladı. Zamlar yağmur gibi. Emekli maaşını alıp cebine koyuyor. Bir hafta veya 10 gün içinde bu para cebinden çıkıyor. Ayın 20 gününü nerede ise yarı aç-yarı tok geçiriyorlar. İsyan etmenin, bağırmanın, eylem yapmanın faydası yok. Hükümet kulaklarını tıkıyor, gözlerini kapatıyor” dedi…
Dilbaz açıklamasında şu ifadelere de yer verdi:
“Gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerekse Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonun ciddi düştüğünü söylüyorlar. Ama biz emekliler nedense bunu hissedemiyoruz. Marketlere girdiğimizde etiketlerin haftada bir değiştiğini görüyoruz. O zaman enflasyon nasıl düşüyor? Enflasyon düştüğüne göre fiyatların gerilemesi gerekmez mi? Hala zamlar yağmur gibi yağıyor. Enflasyon açıklanan rakamlarının üstünde, isyan etmenin, bağırmanın, eylem yapmanın faydası yok. Hükümet kulaklarını tıkıyor, gözlerini kapatıyor. Hükümet bizi nasıl sınıyorsa bizde onların anlayacağı cevabı vereceğimizi bilmesi gerekir. Enflasyona ezdirmeyeceğim diyor gerçek enflasyonun yarısını bile vermiyor…”
“TÜİK ARTIK BIZLERI INANDIRAMAZ”
TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarına inananların sayısı giderek düşüyor. İnsanlar artık bu rakamlara inanmıyor…
Eskişehir Emekliler Derneği Şube Başkanı Dilbaz da, TÜİK verilerini eleştirerek, “TÜİK artık bizleri inandıramaz. TÜİK’in yalanlarıyla maaş almak istemiyoruz. Kademeli emeklilik sistemi diyerek yaş ve primler artırıldı, bunun yanında maaş bağlama oranları yarının altına düşürüldü. Bu da yetmedi 16 milyon emekli sürdürülemez dediler, yani size maaş veremeyeceğiz artık denilerek emekli maaşlarını kuşa döndürdüler. Maaşlar yaşam standartlarının çok altına çekildi. 2025 de asgari üxret 22.104 TL oldu. Herkes biliyordu ki bu maaş geçinmek için yeterli ücret değil. Bizi bu ücrete öyle alıştırdılar ki, sanki çok adil, normalmiş gibi. Emeklinin ücreti asgari ücret ile kıyaslandığında durum daha da kötüleşti. İkiyüzlü hayat yaşıyoruz. Birincisi sanal rakamlar perde arkasında sanal olarak belirleniyor. Pazara, çarşıya, evin dışına çıkınca karşılaştığımız gerçek yaşam başlıyor. Gerçi artık evin içine de girilmiyor. Kira, doğalgaz, elektrik, su giderleri bizi evin içine de sokmuyor artık. Direniyoruz ölmemek için. Pazardan artık topluyor bayat ekmek tüketiyoruz, askıda yemek, ekmekten yararlanır hale geldik. Huzur evleri de bizi kabul etmiyor artık. Çünkü emeklinin maaşı huzur evlerinin masrafına yetmiyor. Çok hevesli olmayalım yarın bu maaşları da bulmak zor olacak. Hatta gelecekte gençlerimiz, çocuklarımız emekli bile olamayacaklar. Ocak 2025 den itibaren maaş bağlama oranı %27’ye düştü. Çalışırken 100 TL alırken emekli olunca 27 TL alacaksınız demektir. Daha da aşağı çekeceklerinden emin olabilirsiniz. Hükümet acilen emekliye çözüm üretmelidir. Acilen seyyanen zam yapılarak emekliler rahatlatmalıdır. 31 Mart seçimlerini de hükümete hatırlatmak isteriz. Önüne sandık gelince emekli gerekeni yapacaktır. Bu ülkenin gerçek sahipleri emeklilerdir, çalışanlardır, memurlardır, göçmenler değil” dedi…
EMEKLİ NE İSTİYOR?
*Aylık bağlama oranı yenden yüzde 70'e çıkarılsın. Güncelleme kat sayısında milli gelir artışından pay verilsin.
*En düşük emekli kök maaşı, en düşük memur maaşına eşitlensin…
*Emekli aylıkları bağımsız kurumlarca açıklanan gerçek enflasyon oranına göre otomatik olarak güncellensin. Emekli, dul ve yetimlere ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında olmak üzere yılda dört kez asgari ücret düzeyinde ikramiye ödensin.
*Tüm emekli, dul ve yetimlerin kök maaşlarına 2026 yılında en az 12 bin TL seyyanen zam yapılsın…
*TBMM'de emekli sendikaları statü yasası çıkarılsın. Toplu sözleşme yapma hakkımız anayasal güvence altına alınsın.
*İntibak Yasası acilen çıkarılarak, 2000 öncesi ve 2000 sonrası emekliler arasındaki maaş eşitsizliği giderilsin.
*Emekli maaşlarından kesilen muayene, ilaç vs. tüm sağlık kesintilerine son verilsin. *Şehir içi tüm toplu taşıma araçlarından emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı sağlansın.
*Temel gıda maddeleri ile elektrik, su ve doğal gaz faturaları üzerinden alınan KDV kaldırılsın ve temel yaşama yetecek kadarı ücretsiz olsun.
*Sosyal devletin gereği olarak dul ve yetim maaşı en düşük emekli aylığından az olmasın.
*Çalışan emellerden sosyal güvenlik destekleme primi adı altında kesinti kaldırılsın...
* * *
Bunlar son derece haklı talepler…
Peki, bu istekler yerine getirilir mi?
Sanmıyorum. Hatta mümkün değil diyorum…
Pazartesi günü yapılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milyonlarca emeklinin maaş artışları ile ilgili beklentisiyle ilgili tek kelime bile etmedi…
İnşallah Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, emeklilerin haklı taleplerine kulak vererek umutları giderek tükenen tüm emeklileri ters köşe yaparlar…
* * *
DEM SEÇMENININ YÜZDE 70’I “HAYIR” DIYOR
BUPAR’ın Eylül 2025 araştırmasına göre, DEM Parti seçmeninin yüzde 70’i PKK lideri Abdullah Öcalan’ın olası desteğine rağmen Cumhur İttifakı’na oy vermeyeceklerini açıkladı…
Seçmenlerin çoğu AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden adaylığı için anayasa değişikliğine de karşı…
BUPAR Araştırma’nın Eylül 2025 tarihli Türkiye Toplumsal Eğilimler çalışması, seçmen davranışında derin bir güvensizlik tablosu ortaya koydu. 26 ilde 2 bin 512 kişiyle yüz yüze yapılan araştırma, hata payı artı eksi 3,6 olarak açıklandı.
DEM Parti seçmeninin olası bir “Öcalan desteği” senaryosuna rağmen büyük ölçüde Cumhur İttifakı’na yönelmeyeceği belirlendi…
‘Desteklerim’ diyenlerin oranı yüzde 11,6, ‘kararsızım’ diyenler yüzde 9,8, ‘sandığa gitmem’ diyenler ise yüzde 7,4 düzeyinde. Bu tablo, DEM tabanının siyasi kararlarını parti merkezinden ya da sembolik liderlerden ziyade kendi siyasal tercihleri üzerinden şekillendirdiğini gösteriyor…
ERDOĞAN’IN YENIDEN ADAYLIĞINA TOPLUMSAL DIRENÇ
Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için anayasadaki iki dönem kuralının değiştirilmesine dair toplumsal tutum oldu…
Katılımcıların yüzde 71,2’si bu değişikliğe karşı, yalnızca yüzde 25,2’si destek veriyor. Bu oran, AK Parti seçmeninin üçte birinin, MHP seçmeninin ise üçte ikisinin bu öneriyi doğru bulmadığını ortaya koyuyor…
BUPAR’a göre bu tablo, “iktidarın kendi tabanında bile meşruiyet kaybına” işaret ediyor…
KILIÇDAROĞLU SENARYOSUNDA DESTEK ZAYIF
Araştırmada, “CHP kurultayı iptal edilir ve genel başkanlık Kemal Kılıçdaroğlu’na verilirse bunu destekler misiniz?” sorusuna verilen yanıtlar da dikkat çekti. Katılımcıların önemli bir bölümü bu ihtimali olumlu karşılamıyor…
BUPAR’ın analizine göre, Kılıçdaroğlu isminin yeniden ön plana çıkması, özellikle genç seçmenlerde “değişim beklentisinin ertelenmesi” algısını güçlendiriyor…
“EKONOMIDE NE IKTIDARA
GÜVEN VAR, NE MUHALEFETE”
Ekonomik güven sorularında hem iktidar hem muhalefet sınıfta kaldı.
“CHP iktidar olsa ülkenin ekonomik sorunlarını çözebilir mi?” sorusuna yalnızca yüzde 21,8 “evet” yanıtı verilirken, “hayır” diyenlerin oranı yüzde 70 oldu. AK Parti’nin ekonomik sorunları çözebileceğine inananların oranı ise yüzde 26,6’da kaldı…
BUPAR’a göre seçmen, “iktidardan bıkkın, muhalefetten umutsuz” bir ruh hali içinde.
YENI ANAYASA TARTIŞMALARINA SOĞUK YAKLAŞIM
Araştırmada, “Yeni anayasa tartışmalarını doğru buluyor musunuz?” sorusuna yanıt verenlerin yüzde 61,5’i “hayır”, yalnızca yüzde 28,3’ü “evet” dedi. Bu oran, toplumun büyük kısmının yeni bir anayasa arayışını iktidarın mevcut sistemdeki sıkışmışlığını aşma girişimi olarak gördüğünü ortaya koyuyor…