Son yıllarda Eskişehir’e ciddi anlamda turist gelmeye başladı. Şehrimiz turizm cenneti oldu desem yalan olmaz…

Şehir merkezinde ve özellikle de tarihi Odunpazarı bölgesine gittiğimizde bunu net olarak görebiliyoruz…

Son dönemlerde vakıf ve devlet müzelerinin yanında yerel yönetimlerin açtığı müzelerle, Eskişehir ‘müzeler şehrine’ dönüştü…

Unesco Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde yer alan tarihi Odunpazarı Evleri’nin olduğu bölgede yoğunlaşan müzeler, turizm hareketliliğinin yanı sıra yaşam kültürünün gelecek nesillere aktarılmasında da etkin bir rol oynuyor…

Cumhuriyet Tarihi, Kurtuluş, Çağdaş Cam Sanatları, Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller, Hamam ve Kent Belleği Müzeleri. Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi, Eğitim Karikatürleri, ESOGÜ Zooloji, Havacılık, İnönü Karargâh Binası ve Savaş, Odunpazarı Özel Modern Müzesi. Odunpazarı Belediyesi Cam Atölyeleri, Ahşap Sanatları, Kent Belleği, Demiryolları, Yunus Emre, Lületaşı, Tayfun Talipoğlu Daktilo, Osman Yaşar Tanaçan Fotoğraf, Yeşil Efendi Konağı Atatürk ile Bir Gün, Ataol Behramoğlu Kitaplığı ve Edebiyat ve Ahşap Eserler, Eskişehir Ticaret Odası Ticaret ve Sanayi (ETO), Eskişehir Eti Arkeoloji, İmren Erşen Oya, Spor ve Devrim Araçları müzeleri…

Eskişehir’in merkezinde 20’nin üzerinde müze var…

Bunların dışında Hayvanat Bahçesi ve Eti Sualtı Dünyası, Masal Şatosu keyifle dolaşılacak yerler arasında…

* * *

İlçelerde ise Ballıhisar/Pessinus Açıkhava Müzesi, Yazılıkaya, Seyitgazi Bor ve Etnografya Müzesi ve Seyit Battalgazi Türbesi ve müzesi… Han Yeraltı Şehri…

* * *

Gündüz baktığımızda şehir sanki yabancılar tarafından işgal edilmiş!

Ama akşamın belli saatinden sonra o yabancıları göremiyoruz…

Sanırsınız ki hepsi gece konaklayacakları otellere gittiler…

Hayır…

Barlar sokağı son durakları oluyor…

Akşamları da barlar sokağı adeta İstanbul Beyoğlu gibi…

Gecenin 24.00’üne kadar burada eğlendikten sonra kimileri geldikleri otobüslerle memleketlerine dönüyor…

* * *

Konaklayanlar yok mu?

Onların sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor…

Gelen özellikle yabanı turistler sadece şehir merkezini geziyorlar…

İlçelere gitmiyorlar…

Neden gitmiyorlar?

Çünkü konaklayacak tesisler yok…

İkincisi özellikle rehberler kent merkezini gezdirmenin daha kolay olması nedeniyle ilçelere turistleri götürmüyorlar…

Tanıtım eksikliği var…

Frig Vadisini gezmek için gelen turistler ilçelerde veya köylerde konaklama yerleri olmadığı için bir günde ne kadar gezebiliyorlarsa sonrasında Eskişehir’e geri dönüyor. Ertesi günü bir daha gitmiyor. Çünkü ulaşım ve rehber sorunu yaşıyor…

* * *

İlçelerimiz ve köylerimizin her tarafı buram buram tarih kokuyor…

Özellikle de yabancı turistler gidip bu tarihi bölgeyi görmek, fotoğraflamak istiyor…

İstiyor ama kalacak tesis yok…

İşte bu nedenle ilçelere gelmiyor…

En azından ilçelerde pansiyon veya butik oteller ve rehber olsa, gelen turist bir hafta rahat kalır…

Özellikle Frig Vadisi bölgesinde olan ilçelerimizin belediye başkanları bu konuda adım atmalı…

Bir belediye başkanı yapsa, onu gören diğer ilçe belediye başkanları da yapacaktır…

Bakalım o ilk adımı kim atacak?

* * *

Dostluk ve arkadaşlık

İnsanlar sosyal bir varlık olarak yalnız yaşayamaz. Sürekli olarak etkileşim içinde olacak birilerine ihtiyaç duyar. İşte bu noktada arkadaşlık insanlık için büyük bir sığınaktır. Arkadaşlık nedir sorusu her insanın sahip olduğu kültür, inanç ve yaşadığı duygusal atmosfere göre farklılık arz eder. Arkadaşlık bize verilmiş değerli bir hediyedir.

Arkadaş olmak bir şeyleri paylaşmak, beraber gülmek, eğlenmek ve beraber ağlamak, üzülmektir. Arkadaşlar arasında her zaman anlayış, sevgi ve saygı olmalıdır…

Tabi zaman zaman tartışmada olur. Ama sonunda illaki bir çözümü bulunur…

Arkadaşlık karşılık güven demektir. Destek demektir. Arkadaş yokluğunda yerini doldurulamayandır, sevindiğinde üzüldüğünde ilk akla gelendir. Ona giden yol uzakta olsa hemen varılandır.

Arkadaş ekmek gibi, su gibi hayatında olması gerekendir…

Arkadaşlar melekler gibidir, bizi ayağa kaldırırlar kanatlarımız uçmayı unutunca…

Arkadaş aradığında sırtına yaslanabileceğin gölgesinde dinlenebileceğin ağaç gibidir…

Yağmurda şemsiye sıkıntılarda ana kucağı zaman zamanda gerçekleri üzmeden söyleyebilecek her ne olursa olsun benimle diyebileceğin kişidir…

(alıntı)