Dönmeyi düşün(e)emediler.

Gidenlerin çoğu dön(e)medi, dönenlerin pek azı da geride bıraktığını göremedi elinde, obasında, yurdunda.

Vatanımızın menfaatini kendi menfaatlerinden kat kat üstün tuttular. Başlarını eğmemek için nefislerini feda ettiler. İstiklal uğrunda, namus yolunda gözlerini kırpmadan can verdiler. Ne bir şey sordular ne bir haber verdiler. Sadece ‘Vatan’ dediler, ‘Vatan sağ olsun.’

Yedi düveli alt ettiler. Kısacık ömürlerine koskoca ve vazgeçilmez bir ‘vatan’ yazdılar, yazdırdılar. Eser adam oldu hepsi. Her birinin hayatı bir şiir, bir hikâye, bir roman, bir ağıt…

‘Bir harbin sonunda bütün milletin hürriyet zevkini tattığı yer’de medfunlar şimdi.

Bir 18 Mart’ta daha şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum…

İnşallah onlara, onların hatıralarına lâyık bir vatan evladı oluruz.

Çanakkale şehitlerinden, köyümüzden, Afyon’un Aziziye Kazası’nın Suvermez Köyü’nden Köse Mehmetlerden Süleyman oğlu Abdullah’ın ağıdı aşağıdaki metin.

Ömer Faruk Köse’nin derlemesi, Şükrü Türkmen’in Suvermez Köyü kitabında yayımlanan ağıtta Tüvel Köse, önce eşinin sonra oğlunun şehadet haberini alır ve şöyle der:

Abdes(t) alamadım üşüdü elim

Öldü diyemedim çürüsün dilim

Arıburnu’nda bulmuş eceli zalim

Gurbannar olurum yeşil Abdulla(hı)m

Maşlahın altında üşür Abdulla(hı)m

Dolandım da vardım guyu başına

Hayran oldum üsdündeki daşına

Hoca o(ğ)luma da gürbüz eşime

Gurbannar olurum yeşil Abdulla(hı)m

Maşlahın altında üşür Abdulla(hı)m

Pilavı bişirdim sedeyağıyınan

Mektebe götürdüm üstü buğuyunan

Ben guzumu yetiştirdim çağıyınan

Gurbannar olurum yeşil Abdulla(hı)m

Maşlahın altında üşür Abdulla(hı)m

Yavan yedirmezdim böyüsün deyin

Erken galdırmazdım uyusun deyin

Elde okutmadım dayısın deyin

Gurbannar olurum yeşil Abdulla(hı)m

Maşlahın altında üşür Abdulla(hı)m

Duvarın dibinde garip garıyım

Hem o(ğ)lana hemi gıza zarıyım

Ben onmadık bir Allah’ın guluyum

Gurbannar olurum yeşil Abdulla(hı)m

Maşlahın altında üşür Abdulla(hı)m

Caminin önünde mezer daşı var

Her mezer daşında gözüm yaşı var

Şu fele(ğ)in bazı yannış işi var

Gurbannar olurum yeşil Abdulla(hı)m

Maşlahın altında üşür Abdulla(hı)m

Omuşo(ğ)lu der ki senin neyin var

Altı gat örtülü böyük evim var

Goltu(ğ)u mushaflı hoca beyim var

Gurbannar olurum yeşil Abdulla(hı)m

Maşlahın altında üşür Abdulla(hı)m

Sö(ğ)üt dalı gibi yere e(ğ)ildim

Hakdan ne gelirse ona gayıldım

Senin gibi beş o(ğ)lanlı de(ğ)ildim

Gurbannar olurum hoca dayısı

Guzum şehit oldu gece yarısı

(Tüvel Köse) (Derleme: Ö. Faruk Köse)

(*) Maşlah: Yünden yapılmış sırta alınan atkı, aba. (Osmanlı Dönemi’nde askerin giyeceğinin belli bir bölümü)