Türkiye'de mesleki ve teknik eğitim, "Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri", "Çok Programlı Anadolu Liseleri" ile "Mesleki Eğitim Merkezleri" (MESEM) olmak üzere üç kurumda veriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın market zinciri A101 ile imzaladığı ve tepkiler üzerine iptal edilen protokol ile gündeme gelen MESEM'ler, lise öğrencilerini eğitimden kopardığı ve ucuz iş gücüne dönüştürdüğü gerekçesiyle eleştiriliyor…
Türkiye'nin her ilinde bulunan MESEM'lere kayıt yaptırabilmek için en az ortaokul mezunu olmak gerekiyor. Öğrenci kayıtlarının yıl boyu devam ettiği merkezlere başvuru için yaş sınırı yok. Kayıt olan öğrenciler, haftada 4 gün çalışıp 1 gün eğitime devam ediyor. Merkezleri eleştirilerin hedefi haline getiren meselelerden biri, meslek lisesinde okuyan öğrencilerin MESEM'e kaydedilmesi…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan MESEM uygulaması başladığında yapmış tığı olduğu açıklamada, "Hedefimiz, istihdama açılan kapı olarak gördüğümüz Mesleki Eğitim Merkezlerimizde inşallah yılsonuna kadar 1 milyon çırak yetiştirmek" demişti…
Birileri Erdoğan’ın bu açıklamasını eleştirerek, “Bu hedef nedeniyle meslek liselerinde okuyan öğrenciler MESEM'e kaydettiriliyor” demişlerdi…
MESEM'lerin meslek liselerinden farkı, Meslek Lisesi öğrencileri sadece 12. sınıfta haftanın üç günü staj yapıyor. MESEM'de ise haftada 1 gün okul var…
Dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, merkezlerdeki öğrenci sayısında yüzde 300'ü aşkın bir oranda artış kaydedildiğini, 159 bin olan çırak, kalfa sayısının 500 bini aştığını söylemişti…
Özer'e göre, MESEM'ler genç işsizliğin azaltılmasında kritik işlev görüyor…
MESEM NEDİR?
Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM), Türkiye'de mesleki ve teknik eğitimin bir parçası olan, örgün ve zorunlu eğitim kapsamındaki kurumlardır. Eski adıyla Çıraklık Eğitim Merkezi olan yapı, 9 Aralık 2016 tarihinde alınan kararla örgün eğitime dahil edildi…
MESEM İLE MESLEK LİSESİ
ARASINDAKİ FARK NEDİR?
İl Milli Eğitim Müdürlüğünde üst düzey yöneticilik yapan birisine “MESEM ile Meslek Lisesi arasındaki fark nedir?” diye sordum…
“MESEM, öğrencilere daha fazla iş başı eğitim imkânı sunarken, meslek liselerinde ağırlıklı olarak okul içi teorik eğitim verilir. MESEM'de öğrenciler iş yerinde daha fazla vakit geçirir” yanıtını verdi…
Milli Eğitim Müdürlüğündeki yöneticiye, “MESEM’den mezun olunca lise diploması alınır mı?” diye ikinci bir soru sordum…
“Ustalık belgesi olanlar için düzenlenecek kurs sonunda başarılı olanlara USTA ÖĞRETİCİLİK belgesi verilmekte. Yapılan yeni düzenleme ile 2019-2020 eğitim-öğretim yılı itibarı ile mesleki eğitim merkezi öğrencileri lise diploması alabilmektedir” dedi…
* * *
Mesleki eğitim merkezine her yaştan vatandaşlar kayıt olabilmekte. Yaş sınırı yok. En az ortaokul mezunu olmak kaydıyla ve bir işletme ile sözleşme imzalanıp gerekli diğer evraklarla beraber mesleki eğitim merkezi müdürlüğüne teslim edilmesiyle ile süreç başlamış olur…
Ortaokuldan mezun olup MESEM’e kayıt yaptırmak isteyen öğrenciler sıklıkla şu soruyu soruyorlar:
“Mesleki Eğitim Merkezini bitirdiğimizde LİSE mezunu sayılıyor muyuz? Üniversiteye gidebilir miyim?”.
Yanıtı: Mesleki eğitim merkezini bitirip USTALIK belgesi almaya hak kazananlardan lise mezunu olmayanlar fark derslerini açık öğretim yoluyla vererek LİSE diploması almaya hak kazanırlar ve üniversite sınavlarına girebilirler.
“ÖĞRENCİLER ÖRGÜN
EĞİTİMDEN KOPARILIYOR”
MESEM’in açılmasıyla özellikle sol sendikalar ve sosyal demokratlar eleştiri yağmuruna tutuyorlar. KESK’e bağlı Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Sendikalarının genel ve şube başkanları, ücret ödenmesi nedeniyle MESEM'e kaydolmanın hem öğrencilere hem de ailelere çekici geldiğini söylüyorlar…
"MESEM programına geçişini teşvikle öğrencilerin örgün eğitimden kopmasının önünü açmış oluyorsunuz. Bu aynı zamanda devlet bütçesi eliyle işletmecilerin desteklenmesi anlamına gelebiliyor" diyen Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Sendikalarının başkanları, çocuk işçiliğinin devlet eliyle teşvik edildiğini savunarak, "Mesleki eğitimin niteliği takip edilebiliyor mu? Çocuklar yaşıtlarından koparılarak çalışıyorlar. İşletmeciler MESEM aracılığıyla çalışacak eleman buluyor. Böylece genç işsizlerin sayısı düşmüş gibi gösteriliyor" diyerek MESEM uygulamasını eleştiriyorlar…
Sosyal Politika Uzmanı Doç. Dr. Serkan Öngel, eğitim alanında ticari kaygıların öne çıkmasını eleştiriyor. Mesleki eğitimin ucuz iş gücü deposu haline gelmemesi gerektiğini belirterek, "Mevcutta bunu sınırlandırıcı birtakım düzenlemeler var ama bunların yeterli olduğunu düşünmüyorum" dedi...
Öngel, mesleki eğitim alan öğrencilerin kısa dönemli staj yapmalarının iş yerini tanımak ve pratik bilgileri pekiştirmek adına önemli olduğunu ancak bilfiil bir iş yerinde çalışmanın başka bir mesele haline dönüştüğünü dile getirerek, ”pratikte insanlar iş bünyesinde deneyim kazanır. Bu süreci kamunun üzerine bırakarak yürütmek doğru değil" diye ekledi…
“MESEM SANAYIDE ÇIRAK
BULMAYI KOLAYLAŞTIRDI”
Eskiden çıraklık eğitimi, gençler için mesleki öğrenme ve iş gücü katılma açısından önemli bir yoldu. Ancak günümüzde çıraklık eğitimi geçmişte olduğu kadar popüler olmasa da, bu alanda eğitim almış kişilere önemli bir avantaj sağlıyor. Özellikle zamanında çıraklık yapmış olanlar, deneyim ve tecrübeleri ile öğrendikleri sayesinde daha yüksek gelir elde edebiliyorlar. Çıraklık eğitimi, teorik bilgiden çok pratik deneyime sunulan, iş dünyasında değerli bir meslek olarak öne çıkıyor…
Temel eğitimin 8 yıldan 12 yıla çıkarılması ilk başta olumlu bulunulsa da, daha sonra sıklıkla eleştirilmeye başlandı…
Birçok meslek gurubunda faaliyet gösteren işletme sahipleri, yıllardır çırak bulamadıklarından yakınıyorlardı…
Oto tamircileri, berber, kuaför, terzi, ayakkabı tamircileri, mobilyacılar, elektrikçi, ısıtma ve soğutma sistemleri alanında faaliyet gösterenler (v.s) mesleği öğretecek çırak bulamıyorlar…
Temel eğitim yeniden 8 yıla düşürülmediği taktirde gelecek yıllarda birçok önemli meslekler, mevcut ustaların yaşlanmasıyla çalıştıracak usta ve çırak bulunamadıklarından işyerlerini kapatmak zorunda kalıyorlar veya kalacaklar…
Aslında MESEM bu sıkıntıyı giderecek bir meslek edindirme merkezi…
Eskişehir Tornacılar ve Oto Tamirciler Odası Başkanı Adnan Karamanlı, MESEM uygulamasının sanayide önemli bir dönüşüm sağladığını belirterek çırak yetiştirme sisteminin önceki yıllara göre ciddi şekilde iyileştiğini söyledi…
Karamanlı, eski sistemde öğrencilerin haftada yalnızca bir gün iş yerine gittiği için yeterli pratik kazanamadığını, MESEM ile birlikte bu durumun tersine döndüğünü belirtti ve, “Şimdi çocuk 1 gün okula gidiyor, 4 gün iş yerine geliyor. Hem meslek lisesi diploması hem ustalık belgesi alıyor. Devlet SGK’sını ve maaşının üçte birini ödüyor, usta sadece yemek ve ek yevmiye veriyor” dedi.
İş kazalarına ilişkin tartışmalarla ilgili de değerlendirme yapan Karamanlı, geçmişte uygun olmayan iş yerlerinde kazalar yaşandığını hatırlatarak yeni düzenlemeyle iş güvenliği kontrollerinin sıkılaştırıldığını, artık iş yerlerinin sağlık güvenliği uzmanları tarafından kontrol edildiğini, Eskişehir’de ağır bir kaza yaşanmadığını da söyledi…
MESEM’in meslek liselerine olan ilgiyi artırdığını belirten Adnan Karamanlı, mühendislik alanındaki işsizlik sorununa da değinerek uzun yıllar yanlış yönlendirmeler yapıldığını söyledi.
“MÜHENDİS VAR USTA ÇIRAK YOK”
“Herkes çocuğunu memur-mühendis olsun diye okuttu. Şimdi çok sayıda mühendis iş arıyor ama işçi ve usta bulmak zor” diyerek önemli bir soruna da dikkat çeken Tornacılar ve Oto Tamirciler Odası Başkanı Adnan Karamanlı, sanayide şu anda çırak sıkıntısının kalmadığını, ancak kalfa ve usta bulmanın zorlaştığını da dikkat çekti…
Karamanlı, oto tamirciliğinde çırak–kalfa–usta ilişkisinin hâlâ geçerli olduğunu vurgulayarak, “Bu iş sıfırdan öğrenilir. Çırak temel işleri öğrenir, kalfa yarı ustadır. Çıraklığını yapmadığın işin ustalığını yapamazsın” dedi.
“MESEM’E ÇOCUK IŞÇILIĞI
DEMEK MANIPÜLASYONDUR”
MESEM’e yapılan eleştirilerin haksız olduğunu söyleyen Eğitim-Bir-Sen Eskişehir 1 No’lu Şube Başkanı İbrahim Akar, MESEM’in “çocuk işçiliği” olarak gösterilmesinin ideolojik bir manipülasyon olduğunu söyledi…
Akar, MESEM öğrencilerinin 3308 sayılı kanun kapsamında çırak/öğrenci statüsünde olduğunu, kayıtlı, sigortalı ve denetime tabi bir eğitim sürecinde yer aldıklarını vurgulayarak, “MESEM öncesinde gençler kayıt dışı ve güvencesiz çalışıyordu. Bugün ‘çocuk işçiliği arttı’ demek gerçeği ters yüz etmektir” dedi.
Münferit iş kazalarının sisteme mal edilmesini doğru bulmadığını söyleyen Akar, iş sağlığı ve güvenliğinin işletmelerin hukuki sorumluluğunda olduğunu belirtti: “Sorun işletmelerin mevzuata uymaması. Çözüm sistemi yıkmak değil, denetimi artırmak ve kural ihlallerine yaptırım uygulamaktır.”
Akar, MESEM’e yönelik ideolojik saldırıların mesleki eğitimi zayıflattığını ifade ederek sistemi geliştirmek için denetimlerin sıklaştırılması, işletme seçimlerinin bilimsel kriterlere bağlanması ve ağır işlerin öğrenciler için tamamen kapsam dışı bırakılması gerektiğini söyledi…
* * *
MESEM’in uygulamaya başladığı ilk yıllarda sorunlar yaşandı…
Bazı öğrenciler mağdur edildi…
Ancak bunlar sıklıkça yaşanmaya başlayınca Milli Eğitim Bakanlığı gereken önlemleri aldı…
Adnan Karamanlı’nın da ifade ettiği gibi artık özellikle oto tamircilerin yaşadıkları çırak sorunu da yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı…
Usta bulamadığından dolayı işyerini kapatmak üzere olan işverenler, MESEM sayesinde mesleğe katılan taze kanlar sayesinde işletmesini yeniden ayakta tutmaya başladılar…
Artık sanayiciler “Beyaz yakalılar” yerine “Mavi Yakalılar” arar oldular…
Çünkü ‘Mavi Yaka’, genellikle fiziksel güç, teknik beceri ya da saha çalışması gerektiren işlerde görev yapan çalışanlardır. Üretim, bakım, montaj, inşaat, lojistik ya da sanayi gibi sektörlerde aktif rol alır.
“Mavi yaka” kavramı, tarihsel olarak işçilerin giydiği dayanıklı mavi tulumlardan (İş elbiseleri) gelir. Masa başı çalışanların aksine çoğunlukla sahada, üretim alanında, fiziksel emek gerektiren ortamlarda bulunur. Yani iş tanımı, doğrudan üretim sürecine katkı sağlamaktır. Dolayısıyla ülke ekonomisinin temel yapı taşını oluşturur. Çünkü üretim, bakım, teknik destek gibi faaliyetler işletmelerin sürdürülebilirliği için vazgeçilmezdir...
* * *
Vesselam MESEM’lerde varsa bir sorun bunun çözümü için hep birlikte önerilerde bulunalım. Ancak başta Organize Sanayi Bölgeleri olmak üzere oto tamirciler ile diğer meslek gruplarında yaşanan “çırak-kalfa-usta” sorunun çözümü MESEM’lerde…
Eleştirmek yerine destek verelim…
* * *