Bütçe enflasyon üreten bir bütçe olarakşu anda mecliste tartışılıyor. Basit birşey söyleyeyim. 2026'da 2.7 trilyonliralık açıkile tartışılan bütçe hani bakanlıklarseviyesine indirmeye gerek yok.
Global olarak bakıyorum. En büyük enflasyon üretici bir unsur olarakkarşımızda duruyor. Bu bütçe Türkiye'yibüyüten bir bütçe değil. Açıkçası2026'da hayatta kalma üzerine topçevirme bütçesi olacak. Neticede bu bütçe açığıolduğu sürece, enflasyonu zaten destekleyecek. O açıdanben bu bütçeyi emeklinin, ücretlinin,çalışanın gözetmeyen ama, bununyanı sıra faize para aktaran bir bütçeolarak görüyorum.
Bu para kimde var. Para babalarında.
2026 bütçesi açıkçası hükümetindaha iyi bir Türkiye, daha iyi birekonomi değil, hayatta kalma gayreti var.
2026'da hükümet top çevirecek. Bubütçeyle beraber, yine vergi olarak işdünyasının üzerine gidecek.
VERGİ YÜKÜ HALKIN SIRTINA BİNİYOR.
Yani, maliye 15,5trilyon lira vergi alacak.Tabii önce kazanıyor olması lazım.
Şimdi kazansan da kazanmasan da bunu alacağımdiyen bir bütçe haykırıyor. Bu sıfırtabanlı bir bütçe değil. Eskileribütçeyi alıyorsun. Belirli bir formüller ile çarpıyorsun bir yere getiriyorsun vemeclise getiriyorsun...
BÜTÇE MÜZAKERELERİNDE İLGİN. KONULAR GÜNDEME GELİYOR..
Eskiden bütçe çokönemli bir şeydi. Neden? Çünkü aynı bütçe müzakereleri aynı zamanda güvenoyuydu. Bütçeyi meclisten geçiremediğin zaman hükümet düşerdi. Bueski zamanların işi. Şimdi öyle bir şeysöz konusu değil.
RASYONEL BİR BÜTÇE DEĞİL..
Zaten bütçeninmaliyeyle de pek alakası kalmadı. Onusarayda birkaç uzmanlık işte bütçeplan, stratejik başkanlığı hazırlıyor. Yani açıkçası maliye sen gitpara getir ben bunu dağıtacağım şeklinde bir yapı. O yüzden ben bu şeyi bu kadarniye ciddiye alıyoruz?
Özellikle 2026'nınson çeyreğinden itibaren sandığın ucuufukta görünecek ki hesaplar ona göreyapılmış. Belli endüstri de bunufiyatlamaya başladı. İşte o zaman 2027'de asgari ücreti yılda iki kere artırabilir veya artırışını görebileceğiz.
MUSLUKLAR SEÇİMLERDE AÇILIR..
Emekliye yüzdelik oranlarla değil, kat olarak paraaktarılacağını göreceğiz. Neden? Çünküsandık var. Emekliyi özelliklevurgulamamın sebebi şu.
Bütçegerekçesiyle hep ötelediler.Mücbir sebep bütçede olsa vereceğiz hesabı ama diğer birilerine var amaemekliye yoktu. Yerelseçimi kaybetmişti iktidar biliyorsunuz 16 milyon emekli için bunların durumu iiyi değil biraz paraverelim.
BELEDİYE SEÇİMLERİNDE ÇIKARTILAN DERSLER VAR..
Efendim yok zaten seçimikazanıyoruz gerek yok. Emekliye paraverince zaten bunlar gidip harcıyorlar.
O yüzden Mehmet Şimşek'in elinizora sokmayalım dendi ve yerel seçimlerde iktidar oldular. Şimdi bu hatayı bir enflasyonun belki iki katı bir para. O zamanki TÜİK’ in enflasyonunu üstünde bir telafi noktasında bir seyyanen zam yapabileceklerini düşünüyordum. Ama böyle bir düşünceleri yok.
Yani mevcut bütçe ne diyor. Bu sefer de ölsünlerdiyorlar ya da ölmüyorlar ki ondan kurtulalım.
Şimdi açıkçası o biraz hükümetin buemekliye bakış açısındankaynaklanıyor.
EMEKLİ SOSYAL ATIK MUAMELESİ YAPIYOR
Emekliye bakış açısıaynen şöyle sosyal atık. Atık nedir? Enerjisi alındıktan sonra kalan posa bir atıktır.
Emeklinin de emeğini aldınız mı atık muamelesi görüyor. Ve ona verilen herparayı gereksiz gören bir zihniyet var. Bunutartışıyoruz. Utanç verici bir şey.Hâlbuki bu insanlaraktif olmayacakları yıllardaki döneme ait gelir elde edebilmek. Şimdidenprim ödeyen insanlar, yani ödediği priminkarşılığını talep eden insanlar. Oradanbu tamamen çıktı. Bir bakıma sosyal atık olarak emekliye böyle bir sistemreva görüldü.
2026 ENFLASYONUNU YAKALAMAK HAYAL..
Bu da şunu gösteriyor.2026'da enflasyon hakikaten birazzorunlu olarak daha yavaş seyredecek, düşmeyecek. Çünkü yılbaşında sadeceyeniden değerleme oranıyla beraber %25civarında bir artış zaten bütün mal ve hizmetleri yönlenen,yönlendirilen ve yönetilen fiyatlardiyorlar buna.
ENFLASYONU KAMU YARATIYOR.
Ben ona açıkçasıkamuflasyon diyorum. Kamuflasyon nedir?
Kamunun enflasyon üretmesine kamuflasyon denir. Kamuenteresan bir şekilde zam yaparakenflasyonu düşüreceğine dair fantastikbir düşünce içerisinde TÜİK'te onukamufle ederek idare edip gidiyorlar.
HER ŞEY 2027’ DE BELLİ OLACAK.
Ama neticede bu bir yere geliptoslayacak. 2026'da biraz yavaşlamaklabir 2027'de yeniden biz yüksek enflasyon dönemiyle tanışacağız ve benşu anda ihracatçının, piyasanın, kurum,baskılanmış kurumdan şikayet eden pekçok kesimin de 2027'den seçimden hemen sonra devalüasyon olursa şaşırmayın.
ESKİŞEHİR SANAYİ ODASI BAŞKANI CELALETTİN KESİKBAŞ, 2026 YILINDAN UMUTLU OLDUKLARINI BELİRTMİŞ.
ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, "2025 yılı ortalama kesen, ciroların bir miktar arttığı ama kârlılıkların minimize olduğu, düştüğü bir yıl. Bu anlamda Eskişehir diğer kentlerden pozitif tarafta ayrışıyor. Eskişehir, teknolojisi yüksek önemli bir kent. Yüksek teknoloji ihracatında Türkiye'nin ilk 3 kentinden bir tanesi. İhracatının yüzde 30'u yüksek teknoloji ürünlerinden oluşuyor. Eskişehir üzerinde özellikle KOBİ ölçeğinde finansal nakit sıkışıklığı yaşayan şirketlerimiz var. Finansmana erişim, Eximbank Kredileri, reeskont kredilerinin bugünden itibaren ve önümüzdeki 2026 yılı içerisinde artmasıyla bu tip problemlerin çözüleceğini zannediyorum. 2026 yılından umutluyuz. Devletten finansmana erişim ve finansman maliyetlerinin düşüklüğü, enflasyonla mücadele konularındaki hassasiyetle birlikte umarım 2026'yı iyi geçiririz" demiş.
Açıklaması böyle. Defalarca bu konuları TV ekranlarından dile getirmişti.
2027 de değişen bir şey olmayacak. Teknolojide % 30 ihracat yapmışlar. Hangi kategoride teknoloji? Toplamı ne kadar?
Hâlbuki sanayi odalarının yapacağı en önemli şey yüksek teknoloji yatırımların teşvik iş modellerini ortaya koyacak projeler geliştirmek. Zaman çok hızla gelişiyor..
Bence Eskişehir için özel bir teknoloji serbest bölge çalışması yaparak, inovasyon üretecek yeni bir bakış açısını sunmak.. Karton ambalaj üretim yerine çok daha verimlilik içeren öncü teknolojileri üretmek. Bunu yapabiliyormuşsunuz?
Yapıyoruz diyebilirsiniz. Söylemler hep aynı tekerlemeleri içeriyor..
Eğer öyle olsaydı şimdiye kadar KAAN’ın motoru için çoktan en az 20 tane üretilirdi, yapılırdı. Demek ki vizyon lafta kalıyor. Eylemde hiçbir şey yok. Kahvaltılı demeçlerle durumu idare edelim! Yeter..
Devlet versin. Kutsanmış devlet anlayışının peşine takılanlar devletin zaman içinde dövlet olabileceğini de unutmasınlar.
Bütçe sanayici için hiçbir şey getirmiyor. Hörgüçten yiyecekler..
Sanayiciyi çok zor günler bekliyor. Tek üreten onlar kaldı.
Ne diyelim. Sayın Kesikbaş’ın dilek ve temennileri 2027’ de gerçekleşir. Lakin tablo onu pek iç açıcı değil.