Türk tarihin en önemli günlerinden biridir. İlk önce şunu açıkça söyleyeyim. Her Türk vatandaşının her şeyiyle Osmanlı tarihini doğru dürüst okuması lazım.
Osmanlı imparatorluğunu anlamak için özellikle Balkan tarihi çok önemli. Balkan savaşları ve balkanların ekonomi ve siyasi tarihi. Osmanlı aslında bir Balkan devletidir.
Balkanlar çok önemlidir. Stratejik bir önemi vardır. Osmanlı hep balkanlarda var olmak istemiştir.
Osmanlıyı evrensel bir imparatorluk yapan hiç kuşkusuz Fatih sultan Mehmet’tir.
Doğu Roma imparatoru..
Osmanlının balkanları gerileme sürecinde neler olmuştu? Eğer detayları bilmiyorsanız, Mustafa Kemali anlayamamışsınız demektir.
ALMAN HAYRANLIĞI
1.Dünya Savaşı'na girerken, Osmanlı hükümeti üzerinde artan Alman etkisi vardı. Alman askeri metodolojisi ile askeri eğitime geçmişti. Gerçi bu süreç II. Mahmut’la birlikle başlamıştı. Sonuçta Alman hayranlığı ittifakla sonuçlandı. Osmanlı Devleti'ni resmen İttifak Devletleri safında savaşa sokan gizli ittifak antlaşmasıdır. 2 Ağustos 1914'te İstanbul'da imzalanmıştır.
1. DÜNYA SAVAŞINI KAYBETMİŞ SAYILDIK..
Almanya, Osmanlı İmparatorluğu ve Avusturya – Macaristan İmparatorluğu'ndan meydana gelen İttifak Devletleri 1. Dünya Savaşı'nın kaybeden ülkeleridir.
Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan mütarekename Osmanlı İmparatorluğu adına, Bahriye Nazırı Rauf Bey tarafından, Limni adasının Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında, 30 Ekim 1918 akşamı imzalanmıştır.
Osmanlıyı esir alan Mondros mütarekesidir.
BUGÜN 19 MAYIS…
Mustafa Kemal Atatürk'ün Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıktığı ve Kurtuluş Savaşı'nın başladığı gün. Samsun, işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz'den Orta Anadolu'ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı.
İngilizler, 9 Mart 1919 tarihinde Samsun'a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak, Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması, dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği'nin de, Türk halkının silahlandığı konusundaki şikâyetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi.
NUTUK'TAN…
Bu kumandan Mustafa Kemal’ di. Uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve bir şeyler yapmak için Anadolu'ya geçmek istiyordu. Bu O'nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı, Mustafa Kemal şöyle anlatır:
- Paşa, Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir... Paşa, Paşa... Devleti kurtarabilirsin!
Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba? Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor? O Vahdettin ki... Bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur? Aldatıldığını mı anlamıştı? Fakat böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:
- Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim... Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz.
Ordu Müfettişliği yetkisini aldıktan sonra duygularını olağanüstü sözlerle şöyle anlatmaktadır: Talih bana öyle uygun koşullar hazırlamış ki, Bakanlıktan çıkarken, duyduğum coşkudan dudaklarımı ısırdığımı anımsıyorum. Kafes açılmış, önünde geniş bir evren, kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim.
Saray, Devleti kimin kurtaracağını biliyordu!
O'nu bekleyen ve O'na güvenen bir “Türk Milleti” vardı.
YOLCULUK BAŞLIYOR.
Mustafa Kemal ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında, 18 kişi eşlik edecekti. Bunlar, Osmanlı genel kurmayın en üst dereceli kurmay subaylarıydı..
Mustafa Kemal beraberindeki kişilerle beraber, 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu'ya varır. 18 Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir. Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla, Merkez iskelesine çıkarılırlar.
DURUM İÇ AÇICI DEĞİL.
Atatürk'ün Samsun'a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı...
Mustafa Kemal İstanbul'dan başlayan ve Samsun'da sona eren yolculuk esnasında, saray tarafından görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu. Samsun'a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti.
Mustafa Kemal attığı her adımı hesaplıyordu. Stratejileri kafasında planlıyor, çok güvendiği kâtiplerine notlar aldırıyordu...
MİLLİ MÜCADELENİN İLK İŞARET FİŞEĞİ
Bu tarihi yolculuk, Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele'yi başlatmak üzere Samsun'da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de, 19 Mayıs'ı Türk gençliğine armağan etti.
Samsundan, Memleketimin dağlarına taşlarına yankılanan bu ses vardı.
Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar. Güneş ufuktan şimdi doğar yürüyelim arkadaşlar.
Anadolu'daki, işgalcilerin üzerine yüründü. Kongreler, meydan savaşları bu milleti küllerinden yeniden yarattı.
Mustafa Kemal Milletini çok seviyordu... Türk milleti de onu, ATA' sı olarak bağrına bastı...
Kuvay-ı Milliyeyi kurdu. TBMM'sini kurdu. TBMM'si ordularını kurdu. Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir dedi...
Cumhuriyeti kurdu...
Dağ başını duman almış' tan, İzmir marşı ile son bulmuştu.
Vatan kurtulmuştu... Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır... Demişti...
Anadolu’da güneş doğmuş, özgürlük umudunun çiçekleri açmıştı.
EY! TÜRK GENÇLİĞİ DİYORDU.
Atatürk, 'Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum' !
Daha ne desin. Gençlere 19 Mayıs’ı bayram olarak hediye ederken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.
Şimdi sıra gençlerde. Ellerinizde akıllı telefonlar var. Hoplamak, zıplamak hakkınız. Bu memleketti sizlere hediye eden Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk'unu bir kere okuyun.
Bu MEMLEKETİ antiemperyalist duruşu olmayan, Atatürk’ ümüzü seviyoruz numaraları ile palavra rozetlerini sanal yakalarına takanlar değil, Cumhuriyetimizin temel değerlerinin parantezini kapatmak isteyen maskeli haydutlar değil, ÖZDE Atatürkçü gençler sahip çıkacaktır.
Vatana hepimiz sahip çıkacağız.
Herkes görev başına. Parantezi kapatmayacağız.