Sözde, Tarikatların, cemaatlerinTürkiye'de fink attığı dönemlerdi.
Aczimdenditarikatının sahte Şıh'ı MüslümGündüz'ün Fadime'si vardı.
Evde suçüstü yakalandı.
Günlerce, gazetelerin manşetlerden inmedi.
Ekranlarda, haberlerde sürekli yer aldı.
Sonra, Fadime kendini başka bir Şıh'ın kollarına attı.
Sahte şeyh, Ali Kalkancı...
Sonra,Fadime ekranlarda iki gözü iki çeşme ağladı, sızladı...
Herkes bu genç kıza üzüldü... Başörtülüydü...
Evlendi adını,Tuğba olarak değiştirdi.
*****
ErbakanHoca,TARİKAT liderlerine, Şıh'larıiftar yemeği verdi..
Gelenlerin altında son model makam arabaları vardı.
Özel şoförleri ile TV'lerin haber kameralarına el salladılar.
Başlarında kavuklar,cüppeler ile kapılardan karşılandı, iftar masasına buyur edildiler... Erbakan hoca onlara, Devlet makamında iftar yemeği verdi.
Dualarla,iftarlar açıldı, yemek yenildi, şerbetler içildi.
Devletin kesesinden.
Çok şükür Elhamdülillah dediler.
'Allah' milletimizin kesesine zeval vermesin!
Vatandaş iseiftarını bir kase çorbasını içerek belediyenin çadırlarda açtı.

Genelkurmay başkanı olan ve siyasete burnunu sokan Genelkurmay başkanı Karadayı ve bazı komutanlar, bildiri yayınladılar.
Sonra,28 Şubat'ta, 'postmoderndarbe' oldu..
Hükümet düşürüldü...
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'di...
Kızım dediği Tansu Çillere Hükümet kurma yetkisi verilmedi...
ANAP Genel Başkanı olan Mesut Yılmaz'a hükümet kurma yetkisi verildi...
Azınlık hükümeti kuruldu.
28 Şubatçılar şimdi yargılanıyor...
****
1999 seçimleri...
Belediye başkanlıkları, il ve belediye meclis üyelikleri seçimleri, milletvekilliğiseçimleri, muhtarlık seçimleri hepsi bir arada yapıldı.
DSP birinci parti çıktı.
Demirel hükümet kurma yetkisini Bülent Ecevit'e verdi. Ecevit ANAP genel başkanı Mesut yılmaz, MHP genel başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmeler yaptı...
Koalisyon kuruldu...
Hükümet güvenoyu aldı...
2001 yılında çıkartılan ekonomik kriz nedeniyle koalisyon çatırdadı. Dünya bankasından kurtarıcı olarak Kemal Derviş getirildi. Kendisine tam yetkili ekonomidensorumludevletbakanlığı verildi.
Fatura büyüktü. Maliye çökmüştü. Piyasalar karıştı. Faizler fırlamıştı. Bankacılık sistemi çöktü. Finansal piyasalar dalgalandı. Yatırımlar durmuş, enflasyon çıldırmıştı...
Derviş gelir gelmez sözde güçlü ekonomiye geçiş programı adı altında halkı ezen ekonomi politikaları uyguladı.
Uluslar arası fonlardan krediler alındı...İç ve dış borçlar çevrilmeye başlandı.
Tam belini düzeltmeye başlamışken MHP genel başkanı Devlet Bahçeli erken seçim istedi...
Ecevit, ne olduğunu anlayamadan erken seçime gitti.
3 Kasım 2002…
Seçimler yapıldı. Genç parti, MHP, DSP, ANAP, DYP barajın altında kalıverdiler.
Çiçeği burnunda olan AK Parti iktidara geliverdi...
CHP %19 oy alarak ana muhalefet partisi oldu...
Parlamento ikili sisteme dönüvermişti...
AK Parti dervişin ekonomik politiğini devam ettirdi. Küresel sermaye tam destek verdi. Fonlar Türkiye'ye akıtıldı...
Borsa da zıpladı...
Devlet Bürokrasinin elindeydi ve sürekli engeller çıkartıyordu...
Sonra iktidar önemli projeleri gerçekleştirmeye başladı.
Öyle ya...
Hükümet ne için kurulur... Devleti yönetmek için... Kadroları yoktu...
Fetö 'ye kucaklar açıldı.
Beraber yol arkadaşlığı yapıldı...
Taaa 18-25 Aralık'a kadar...
Neydi bu yol ve dava arkadaşlığı?
İmar değişlikleri yol arkadaşlığı
Ticaret yol arkadaşlığı
Makam, unvan, koltuk yol arkadaşlığı
Savcı ve hakim yol arkadaşlığı
Cunta yol arkadaşlığı.
Cemaate Araziler verildi.
Himmetler toplandı.
Görmezden gelindi...
Bunlarada hizmet hareketi dediler.
İmtiyazlar sağlandı...
Diyanetten,üniversitelere kadar her şeyi ele geçirdiler... Paralel devleti kurumuşlardı...
İttifak halindeydiler...
Ne istediyseler vermişlerdi...
*****
AKP yönetimleri de, karşıt görüşlü insanların yazıktır,günahtır,bunlar T.C'nin dibine dinamit koyuyorlar denildiğin de, Muhterem Hoca 'efendiye laf söyletmeyiz' diye karşı çıkıyorlardı.
Sıra T.C'ninanahtarını istemeye gelmişti...
İktidar 'aydı' ama artık çok geçti.
Fetöcüler,15 Temmuz'da hain darbe girişimini yaptı...
Herkes o günlerde buna bir cunta hareketi, bir kalkışma hareketi gözüyle baktı...
Halbuki bu NATO menşeli, CIA operasyonuydu ve 'TÜRKİYE'yi işgal hareketiydi.
Allah korudu da, gerçekleşmedi...
Türk Milleti direndi.
250 vatandaşımız şehit oldu...
Siyasal iktidar; ne istedide vermedik dediler.
Kandırıldık dediler.
Günahlarını başaklarına yükleme alışkanlıklarını sürdürüyorlar...
Keşke şunu söyleselerdi, çok daha İslam'ca olurdu.
Evet, biz siyasal amaçlarımız ive iktidarımız için onları kullandık ama onlar uyanık davrandı. Kandırıldığımızı anlayınca Milli duruşumuzu sergilemeye başladık...

ASLINDA GERÇEK ÖYLEMİYDİ?
Hayır...
Fetö'nün terör örgütü olduğu 2004 yılındaki MGK'lunda belirlenmiş, karar altına alınmış ve Hükümete bildirilmişti...
Yani, kandırılmaları asla ve kat'a söz konusu olmaz.
Kandırıldık sözü gerçekleri yansıtmıyor.
Şimdi ne oluyor?
Cemaatlerin önü hızla açılıyor. Bazı vakıflarına özel imtiyazlar tanınıyor... Vergi muafiyetleri tanınıyor.
İsmail ağa cemaati ile aynı cemaatin temsilcisi olan Cüppeli Ahmet taraftarları birbirine giriyor. Uşşaki Tarikatı Lideri Fatih Nurullah boş durmuyor, birbirlerine ağıza alınmayacak, ağır hakaretlerde bulunuyorlar...
Mekke'de, Kabe' de birbirleri ile kavga ediyorlar. Suudi polisi zor ayırıyor.
Şimdiden söyleyelim. Sonra cemaatler bizler kandırdı demeyin... Gözünüzü dört açın. İçimizdeki gayri-Millileri temizleyin...