Bu sorunun yanıtını kimler verebilir? Hiç şüphesiz Yılmaz BÜYÜKERŞEN den başkası veremez..
Peki, çağdaş şehir deyince neyi anlamalıyız?
Ulaşım kolaylığı, raylı taşımacılık, eğitim olanakları, sağlıkta ulaşabilirlik, sosyal yaşamın zenginliği, insan merkezli planlı yerleşim alanları vs.
Elbette endüstri ve ticareti de içine katmalı…
Başka bir bakış açısı da, her yer 'sanayi' olsun kenti her tarafını kuşatsın..
Bu zihniyette olanların, İstanbul'un, Kocaeli'nin, Bursa'nın, körfez bölgesinin haline bir baksın.
Hatta,'Ergene çayına' kadar.

1999 DEPREMİNDEN DERS ÇIKARTMADIK..
Tam anlamıyla katliam. Zaten bunu 17 ağustos 1999 depreminde Marmara'nın hali hala hafızlarımızda tüm canlılığıyla duruyor.
Ders çıkartma zamanı geldi de geçti bile. Çarpık kentleşme modelini siyasetçiler hep oy kaygısı ile teşvik ettiler. Bu anlayış plansız programsız çarpık sanayileşmeyi de beraberinde getirdi.Şehirlerde çarpık kentleşmenin yan ürünü olan 'gettolar' oluştu…

İşte Büyükerşen yıllardan beri bu soruna parmak basıyor. Bas, bas bağırmasının nedeni bu. Neymiş efendim, sanayileşmenin önünü tıkamış, buraya Tofaş gelecekmiş de engel olmuş muş. Fabrikalar gelecekmiş de buna müsaade etmemiş..

Nedense; şu, 25 bin ölçekli nazım planları yapılsın Eskişehir bir plana kavuşsun..Hala beş binlik plan tadilatları yağmur gibi geliyor. Bu sese hiç kimse kulak vermiyor..

SANAYİ ODASINA TEPKİ

Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş'ın, Eskişehir'e iki tane daha sanayi bölgesi daha yapmayı planlıyoruz açıklamasını değerlendiren Başkan Büyükerşen, 'Bir şehrin etrafı sanayi bölgeleriyle çevrilmez. Gelişmek isteyen şehirlerde sanayi bölgesi bir tanedir' diye konuştu.
Bursa'yı bitirdiler
Bursa Sanayi Odası ile Eskişehir Sanayi Odası arasında yapılan protokole de değinen Büyükerşen, 'Bursalı sanayiciler Bursa'yı bitirdiler. Sanayileşme uğruna yeşil Bursa'yı yok ettiler. Artık sıkıştılar. Şimdi, Eskişehir'e doğru gelecekler. Gelecek kuşakların zararına olan şeyler kabul edilemez' demişti.
Dedikleri doğrumu, doğru.
Halklımı haklı.
Peki, neden karşı çıkılıyor?

Hoca'nın sözlerini de kulak ardı ettiler.. Duymazlıktan geldiler..
Hoca haklı.. Her yerde sanayii –siteleri olmaz. Efendim, yeni bir görüş var.
Neymiş?
'Yeni nesil organize bölgeleri'. İçinde,yüksek katma değer üretecek olan 'inovasyon' şirketleri yer alacak.
O zaman! Mutallıp'ın verimli tarım arazileri hazır beton santralleri, kiremit-tuğla fabrikaları, geri dönüşüm çöplerin işletmeleri ile dolmazdı.
Reel gerçek bunlar..

Elbette,bizim sanayii ye teknolojiye, üretime ihtiyacımız var. Kimsenin buna itirazı yok ki. Zaten, sürekli büyüyen ve gelişen organize bölgesi yok mu? Var.
Peki, eksiklik nedir? Neden böyle zamansız, dangıl, dungul konuşmalar yapılıyor.. Neden? Bir nedeni olmalı..
İnsanlar TV ekranlarında gezindiğinde, ekran cazibesine kapılıyorlar her halde..
Yılmaz hoca ne diyor. Bunlar plan, program işi. OSB başkanlarının 'İmar planlarını yapma yetkisi' yok ki! Gözden kaçan bunlar.

BU ANLAYIŞ ÇARPIK KENTLEŞMEYİ TEŞVİK EDER..
Organize sanayi bölgelerinin çarpık gelişmesi sonucu çarpık yapılaşmayı da beraberinde getirir. Problemler zamanında çözülemeyince kangren haline gelir. Bakın küçük sanayi sitesi ve baksan sanayi sitesinin haline.
Satılmışta yapılması düşünülen Küçük sanayi sitesine,Yılmaz Büyükerşen nasıl karşı çıkmıştı.
İşte tam bu nedenle..
Gerekçelerini her halde biliyor olmalısınız.

TRÜBÜNLERE OYNAMAZ..
Hocanın en büyük özelliği,popülist yaklaşımlarla yapılacak olan yanlışlarını sonuçlarının ne olabileceğini bilir.
İkazı bu yüzden. Yapmayın etmeyin demesi bu yüzden..
Eskişehir sevdası ile yüreği yanıp tutuşan hocadan başka ne beklenebilir ki..
Yılların emeğinin bir hiç uğuruna heba olmasın. Cumhuriyet ve aydınlanmanınkentine biz sahip çıkmazsak başka birileri çıkar ve yağmalar. Yıllar sonra burada vişne, kiraz kayısı bahçeleri, bağlar vardı diye, anılarımızda anlatırız.
Her yer betonlaştıktan sonra..
Bakın Bahçelievler'in, Bağların, Kırmızıtoprak'ın haline. Şehrin göbeğinde.Gettolaşmadık mı?
Gettto kültürünün şehirleri ne hale çevirdiğini bir okuyun..
Bin bir emekle kurulan bu aydınlık cumhuriyet kentini kaybetmeye hakkımız yok.
Şehir, 'ESKİŞEHİR'dir'. Unutmayalım..