Şaşıp kalıyorum..
Kurtuluş harbini bilemeyen bir yurttaş kitlesi var. Yeni klavyeci gençlerin hiç umurunda bile değil. Onlar böyle, bilgi sahibi oluyorlar.
Bu kadar cahillik olamaz diyorsun.
Onların internetten klip bilgilerin dışında, yarım yamalak bilgilerle kendilerini bilgili olduklarını zannediyorlar.
Yurttaşlık bilinci, ulus bilinci, Cumhuriyet bilinci?
Artık önemini yitirmiş.
Sadece, eğlenceye gömülmüş bir seremoni halini almış durumda.
İşe nereden başlamak lazım?
Vallahi bende bilmiyorum. Her cumhuriyet bayramı öncesi işe balkan savaşlarından başlardık yazmaya.
Osmanlı çökertilmiş. Batı hasta adam olduğunu çoktan ilan etmiş. Bir taraftan başlayan 1.Emperyalist paylaşım savaşında Osmanlı masada. Oyun içinde oyunlar.
BALKANLARI NASIL KAYBETTİK..
Balkanlarda, Bulgar ve Makedon banditleri dağa çıkmış, isyan başlatmış Osmanlıya karşı. Arkasında Slav ırkını koruyan Çarlık Rusya var.. Elveda Rumeli denmiş.
Ermeni Rus'la birleşmiş, doğu Anadolu'yu kana bulamışlar..
Rum, Yunan'la, Yunan İngiliz'le birleşmiş, Batı Anadolu'yu ele geçirmiş.
Fırsat bu fırsat İtalya ve Fransa’da Anadolu’ya asker çıkarmış..
Ülkenin mahvolmadık, yıkılmadık, yanmadık, kan dökülmedik, kül olmadık hiçbir yeri kalmamış,
Elde avuçta İstanbul ile İzmir bile yok! Osmanlı çoktan Sevr antlaşmasını imzalamış.
Birkaç şehre sıkıştırılmış Türklerin yeniden dirilişin efsanesi böyle başlıyor..
Anadolu'nun altı yedi milyon nüfuslu en yoksul bölümüyle, yüzde doksan beşi okuma yazma bilmez,
1. dünya savaşından çıkan yorgun, yoksul, bitkin, ezik bir halk..
Nasıl kurtulmuşuz?
Şaşıp kalıyorum...
İngilizlerin silahla desteklediği Yunan'ı nasıl denize döküp hizaya getirmişiz,
Kırmızı urbalı İngiliz'i İstanbul'dan nasıl çıkarmışız, dünyanın süper güçleriyle masaya nasıl eşit oturmuşuz?
Churchill sonunda ne demiş?
Yıl 1923…
Anadolu'da 10-11 milyon savaş artığı yaşıyor. Durum facia.. Köylü aç parasız. Ne yapacaksın?
Şimdi konuşmak kolay. Demokrasi yap!..
Nasıl yapacaksın?.
Yıl 1923…
Dünya hanedanlıklarla yöneltiyor. Cumhuriyet fikri sadece Fransa’da var. Orada Burjuva ve işçi sınıfı oluşmuş. Köylüde işçi sınıfının yanında yer almış ve sınıf çatışması var..
1923'ün yanmış yıkılmış Anadolu'sunda nasıl demokrasi yapacaksın?..
Kalan ne?
Yıl 1923
Komşunun komşuyu boğazladığı iç savaşlardan, Anadolu'yu mezbahaya döndüren dış savaşlardan yeni çıkmışsın.
Sefalet kol geziyor.
Hiçbir şeyin yok.
Ne fabrikan var, ne de işçin. Sermaye sınıfın yok, işverenin yok. İş adamın yok, doktorun yok, mühendisin yok. Tacirin yok… Barajın yok, elektriğin yok, içme suyun bile yok. Hiçbir dalda uzmanın yok. Toprak nasıl işlenir o dahi doğru dürüst bilinmiyor.
Hadi gel de şimdi konuşun. Konuşurlar tabii. Nasıl olsa ağzı olan konuşuyor..
CUMHURİYETİN DEVRİMLERİ
Osmanlıda, kadının adı yoktu. Kara çarşafa büründürülmüşlerdi. Yurttaşlık yasamız yoktu. Üniversiten, lisen, teknik eğitimin, yok, bankaların İhracatçın, ithalatçın, ticari erbabın yok. Yok, yok yok yoklar o kadar çok ki?
Hadi gel de, kalkın bakalım...
Nasıl kalkınacaksın?
Sermayen yok, sermaye olmadan yatırım olur mu? Endüstrin olur mu? Kalkınma olur mu?
DEVRİMCİ MUSTAFA KEMAL KUŞAĞI NELER NELER YAPMIŞ.
Lozan en büyük eseri..
Parolamız belli.
Cumhuriyetçilik.
Devletçilik.
Milliyetçilik.
Devrimcilik..
Laiklik..
HALKÇILIK..
O gün ve bugündür bu ilkeler bizlerin parolası.
Yeni devlet nasıl kurulmuş?
BMM’ si nasıl kurulmuş?
Çağdaş öğretime nasıl geçilmiş?
1920'de 10-11 milyon nüfusun yüzde 95' i okuma yazma bilmez iken okuma yazma ve öğrenme seferberliği nasıl başarılmış.
CUMHURİYET TÜRKLERİN DİRİLİŞ TARİHİNİ YENİDEN YAZDI..
Okullarda tarih kitabı bile yokken tarih nasıl yazılmış?
Bilim kuruluşları nasıl kurulmuş?
Yok, olmanın kuyusunun dibinden çıkıp var olmanın doruğuna nasıl tırmanılmış?
Yunanlı ile dostluk nasıl kurulmuş?
Avrupa'da saygınlık nasıl kazanılmış?
Şaşıp kalıyorum...
102 YIL GEÇTİ
2025 li yılları geçtiğimiz, 87.752.924 milyonluk Türkiye'nin haline şimdi bakıyorum...
Hiçbir şeyimiz yokken, neler yapmışız?
Her şeyimiz varken, neler yapamıyoruz?
Bir de bu ortamda, Mustafa Kemal'e saldıranlara bakıyorum...
Her tarafımızı yobazların, tarikat cümbüş hanesinde yetiştirilen din bezirgânlarının cirit attığı bir ülke haline nasıl gelmişiz?
Vatanımızı nasıl da işgal etmişler?
Nasıl da uyutulmuşuz!
25 yıldır…
Uyumaya, uyutmaya devam. Ancak, zannedilmesin ki millet uyuyor.
Zannetmeyin ki yapılanları görmüyor, işitmiyor.
Sabırla bekliyoruz.
Sandık gelecek, Cumhuriyet, demokrasi, adalet ve hak düşmanları ile hesap görülecek.
BİRİNCİ VAZİFEN
ATATÜRK’ ün gençliğe hitabesi Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir diye başlıyor.
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey, Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur diye bitiyor.
Bu ülkede Mehmetler bitmez. Her zaman gözünü kırpmadan şehitlik mertebesini özleyen vatanseverler her zaman vardır.
Biz, tarihi yazmazsak ileride okuyacak kimse olmaz.
Cumhuriyetimizin değerleri için hep birlikte savunacağız.
Bayraklarımızı her yere asın.
Biz buradayız.
Yıkılmadık, ayaktayız.
 
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIZ KUTLU OLSUN.
 
             
             
             
             
             
                 
                             
                             
                 
                 
                 
                 
                