6 kasım 2023 Pazar..
CHP de değişim-dönüşümün tarihi…
Yoğun bakımdaki CHP’nin oksijenle tanıştığı ilk anlar…
CHP kurultayında delegenin değişim kararı ile ayağa kalkıyordu…
Nefes almaya başlıyordu…
Hey özgürlük…
Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, yoğun bakımlık olmuştu. Umutları gitmiş, moral bozukluğu yaşayan bir ana muhalefet partisi durumundaydı.
Sürekli yenilen bir Kılıçdaroğlu ile yol yürünemezdi.…Ona tanınan kredi hiçbir genel başkana tanınmamıştı.
14 Mayısta ki seçimlerde,130 milletvekili CHP listelerinden seçildi. Hiç biri demokratik bir seçimde hayatları boyunca göremeyecekleri milletvekili olduruldular.
Genel merkezdeki, milletvekillerini belirleme komitesi listeleri hazırlamıştı. Seçilenleri hemen gittiler mebus mazbatalarını aldılar. Rozetlerini taktılar.
Kılıçdaroğlu dışarıdan gelenlere “ buyurun dostlar buyurun, Halil İbrahim sofrasına” demişti.
Eh! Mebustular artık
Bu son olsun…
En son acı bir hezimet yaşandı.
CHP ye oy veren seçmenler Kılıçdaroğlu’ nun “28 Mayıs” gecesi istifa etmesini bekliyordu.
Bizde bekliyorduk.
Öyle olmadı. Koltuğa adeta yapışmıştı. % 48 oy aldım diye tutturdu. Çevresindeki yalakalarda bunu pohpohluyorlardı.
****
Kurultay öncesi sözde kurultay delegeleri Kılıçdaroğlu’ na destek imzaları vermişlerdi. Belediyeciler denilen kanat açıktan Kılıçdaroğlu lehine çalışmışlardı.
TV ekranlarından bazı gazeteciler yaptıkları yorumlarda Kılıçdaroğlu’ nu yere göğe koyamıyorlardı..
Övdükçe övüyorlardı.
*****
CHP'de patlak veren 'Atatürk' tartışmasının ardından bir TV programında gündemi değerlendiren CHP eski milletvekili Barış Yarkadaş, partinin ilkelerinden uzaklaştığını belirterek, "Son 18 ayda İstanbul'da 41 bin 157 üye istifa etti. Sadece birkaç ilde 70 bine yakın üye kaybettik. Yönetimin oturup neden bu insanlara partiden istifa ediyor diye düşünmesi lazım" demişti.
Ama genel merkez bunların nedenlerini araştırma gereği bile duymamıştı!
*****
Kurultaya giderken Barış Yarkadaş Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yer almış, desteklemişti. “Angaje gazetecilik” e iyi bir örnek Barış Yarkadaş. Yüzlerce twit attı, sürekli kendisini övdü.. Sözde kulislerden aldığım bilgilere göre deyip, olmayan imitasyon bilgileri paylaştı. O kanal senin, bu kanal benim turist Ömer gibi stüdyo stüdyo dolaştı. Sözde “gazetecilik” kimliğine yakışmayan bir yandaşlık gösterdi.
Geldiği noktaya bakın..
Hatta Kübra Par’ın programında Özgür Özel’in kazanması halinde gazeteciliği bırakacağını söylemişti… Şimdi merakla bekliyoruz…
Sözünü tutacak mı?
Yine bir X atmış.
Diyor ki; Sayın genel başkan; Türkiye’nin demokratikleşmesi için canla başla mücadele verdiniz. Geride kalan yıllar içinde biz seçmenleri utandıracak hiçbir şey yapmadınız. Sizi Türk siyasetinde hep güzel hatırlayacak ve öyle anlatacağız. Türkiye ve CHP için verdiğiniz mücadele tarihin onurlu sayfalarında hak ettiği şekilde yer alacak…
Barış Kemal Kılıçdaroğlu’ nun şu sözünü hatırlatırım… “Para alan gazetecileri biliyorum” demişti. Fakat kimlerin aldığını açıklamamıştı.
CHP’nin bütün ayarlarını bozan Kılıçdaroğlu değilmiş gibi. Vah vah!
Neyse bay bay Kemal oldu..
Bülent Ecevit'i ölüm yıl dönümü nedeniyle anarak, toplumda CHP'ye olan ilgiyi ve güveni, 1975'lerde Ecevit ve arkadaşları tarafından sağlanan noktaya getirmeyi hedeflediklerini söyledi. Özel, il başkanlarıyla buluşmasına ilişkin de "Kongreler sürecinde ve dün yaptığım konuşmada şunu taahhüt etmiştim; genel başkan seçildiğim takdirde, salona kaç il başkanıyla girersem gireyim; 81 il başkanıyla çıkacağız. Partimizin terk edilmiş, unutulmuş bir geleneğini, seçilen genel başkanın 81 il başkanıyla hemen o gün toplanarak, ertesi günkü Parti Meclisi yapısını konuşacağını taahhüt etmiştim.
Dediğini yaptı.. PM seçimlerinde verdiği sözleri tuttu..
*****
CHP'nin Tabii değişmeyen ilkeleri vardır. Bu ilkelerin zamana adapte edilmesi daha büyük bir dinamizm sokağa, mahalleye aktarılması konusu gündeme gelecek…
Zira Kılıçdaroğlu yönetimi bunu becerememişti… Yine 18 bin sandıkta görevli yoktu.
Türkiye'de CHP'ye oy versin, vermesin bütün yurttaşlara CHP yenileniyor, CHP değişiyor, CHP bundan sonra daha büyük bir çaba göstererek çalışmalarını yürütecek algısını yaratmak zorundalar…
Bu olguya dönüştürmek ancak, çalışmakla mümkün olur.
Bunu yapacak, inancın, kararlılığın ve birikimin yeni seçilen ekipler tarafından, iddialı bir biçimde programatik bir şekilde konularak halka inilip anlatılmalıdır.
Tabii böyle bir örgüt var mı sorusu gündemde olacak? Zira çalışmadan, koşturmadan hamasi nutuklarla politika olmuyor...