Bu sözler çok şeyi anlatıyor.
Tabii kurt siyasetin imbiğinden geçmiş bir isim. CHP’ in iç işleyişini çok iyi bilir. Özellikle parti hukuku konusunda deneyim sahibidir.
Bazen gazeteciler ve yazarlar bunu karıştırıyorlar. Parti üyesi olmayan ve siyasette bazı kademelerde bulunmayan köşe kadıları farkında olmadan fetva verme alışkanlıklarını sürdürüyorlar.
Ama işin mutfak tarafı öyle değil.
CHP’ nin temel sıkıntısı nitelikli üye potansiyelinin yönetimlere yansımaması sorununu aşamadı..
Buna rağmen Özgür Özel’in yaptığı altın vuruşlarla parti tüzüğünde önemli değişiklerin yapıldığını gözlemliyoruz.
İşe parti programından başlanılması ve iktidarı hedeflemesi çok önemli bir değişimin göstergesi..
Ben öyle değerlendiriyorum.
Parti Meclisine gelince Kazım Kurt’un tespitlerine katılıyorum. Partinin politik bürosu elbette nitelikli kadrolardan oluşacaktır. Tezleri olmayan, çözüm odaklı proje üretmeyen, gece ve gündüzü unutacak, büyük özveri isteyen “polit büro” üyeliği çok zor bir iş.
Oraya milletvekili olayım diye değil, CHP’ ye nasıl katkıda bulunabilirim diyenlerin çözüm önerileri sundukları bir karar mekanizması.
Partiler, zaten patronla yönetilir. Patronun olmadığı yerde yandan çarklı patroncuklar oluşur..
Gerçi, Kılıçdaroğlu döneminde PM’ sini hiç önemsemiyordu.. Kılıçdaroğlu işi, PM’ ne danışarak değil, çevresindeki patroncuk danışmanlarla götürmeye çalışıyordu. Hatta PM’ den yetki almadan bazı tasarruflarda bulunmuş, defalarca tüzüğü de çiğnemişlerdi.
Ben patronum havası vardı. Bunu kavrama noktasından çok uzakta olduğundan delege ona kurultayda güle güle dedi.
GANDİ ALGISI ÇÖKTÜ.
Girdiği her seçimde kaybetmesinin nedenlerin biride parti içi demokratik kulvarları çalıştırmaması nedeniyledir.
Sipariş PM üyelikleri, belediye başkanlıkları, milletvekilliklerini o kadar çok hoyratça kullanmıştır ki, sonunda kendisini politik patronluğu elinden alınarak tasfiye ediliverdi.
Bunu okuyamadı. Lider zannediyordu kendini. Hâlbuki ona bu oyunun içine sokulmuştu. Hırsları akıl’ ın önüne geçmişti. Doğru analizler yapamıyordu.
Bunun en çarpıcı örneği Ekmelettin İhsanoğlu ve kendisinin Cumhurbaşkanlığı adaylığıdır.
Maalesef CHP’ onun döneminde istila edilmiş, doğrultu tutarlılığını çoktan kaybetmişti.
Örgütlere ve örgüt emekçilerine hiç değer vermiyordu. Ön seçim yapmayı da bilerek ve isteyerek şimdi zamanı değil diye savuşturuyordu..
Parti oligark yapıya bürünmüştü.
KURT CHP NİN EMARI’NI ÇEKMİŞ..
Parti Meclisi’ne seçilemeyen isimlerin kırgınlık açıklamaları ve kendisinin PM’ ye desteklenmediği iddialarına değinen Kurt, CHP’de PM üyeliğinin ciddi bir görev olduğunu vurgulamıştı.
ne demişti. “Hatırla, ricayla Parti Meclisi üyesi olunmaz. Eskişehir’den organize bir aday çıkarılmadı. Tuncay Çırak son dakika aday olmuştur; daha önce yürüttüğü bir çalışma yoktu. Biz delegeler olarak imzalarımızı verdik, oylarımızı da kullandık. Geri kalanı adayın çalışmasına bağlıydı” dedi.
Daha ne desin.
ORGANİZE EDİLMİŞ BİR ÇALIŞMA YOKTU.
Kurultay delegeleri elbette il başkanlığının tasarrufundaydı. Yapılan teknik hata ise, merkez belediyelerinin dışındaki İlçe belediye başkanlarının kurultay delegesi yapılması. Hiç bir anlamı yok. Onların kurultay delegeliği yapabilecek, ne kapasitesi nede birikimleri var. Her halde ulufe dağıtmışlar diye düşündüm. Kuşlar yuvadan uçmasın diye..
FİLANCA KİŞİYİ PM YE TAŞIYALIM DİYE BİR ORTAK GİRİŞİMİMİZ OLMADI.
Kurt, Eskişehir’de bir ismi PM’ ye taşımaya yönelik ortak bir girişim olmadığını belirterek, “Organize edilmiş başka bir çalışma var mıydı? Sorusuna verdiği yanıtta; Duyduğumuz bazı şeyler oldu ancak Eskişehir’de “filanca kişiyi Parti Meclisi’ne taşıyalım” diye ortak bir girişim olmadı.
Peki, duyumları olan isim kimdi?
POLİTİKADA KÜSÜLMEZ.
Kimsenin kimseye küsmeye hakkı yoktur. Genel Başkan listesine alırsa seçilirsiniz, almazsa seçilemezsiniz. Seçilebilmek için çok önceden başlayan ciddi bir çalışma gerekir. Bu çalışma yapılmadıysa kimsenin Kazım Kurt’a kırgınlık göstermeye hakkı yoktur.”
“AK PARTİ’NİN KARNESİNİ VATANDAŞ VERİR”
“Biz AK Parti’nin kurulduğu günden beri yanlış siyaset yaptığını söylüyoruz. Son bir yılda üç ilçe başkanı değiştirdiler, somut bir icraat göremiyorum.”
“ESNAF ÇOK ZOR DURUMDA”
Ekonomik krizin etkilerinin sahada çok net hissedildiğini ifade etti: “Vatandaş üç tane ayva alıyor. Eskiden beş kilo mandalina, üç kilo elma satılırdı; şimdi yarım kilo… Yoksulluk bu kadar somut.” Kaldırım işgaliyeleri konusunda da kararlı olduklarını söyleyen Kurt, “Hiçbir esnafın kaldırımı işgal etme hakkı yok.” dedi.
Peki, o zaman şu soruyu sormak gerekiyor Kurt’a o zaman bu işgallere neden göz yumdunuz bu güne kadar. İşgaller her zaman vardı. Hele istiklal mahallesindeki ara sokaklardan geçerken o işgalleri hiç görmediniz mi?
Lokantalar, kafeler kaldırımları bırakın yolları bile işgal etmişlerdi..
“GENÇLİK KOLLARINDA SIKINTI VAR, DEĞİŞİM GEREKEBİLİR”..
Partilerin en dinamik kesimi Gençlik kollarıdır. Eğer bu kollar çalışmaz ise arzu edilen sonuç alınamaz. Gerçekten gençlik kollarında değişim bekleniyor..
Çünkü seçim döneminde parti içinde klikler oluşturulamaz, göz yumulamaz.
Partide gençlik kollarına çok daha büyük bir önem verilmeli. Zira o potansiyel var ama nedendir arzu edilen başarı gösterilemiyor.
Bunu en iyi bilenlerin başında Kazım Kurt geliyor. Kanayan bir yaraya parmak basmış.
Ama maalesef Türk tipi siyasette biraz Makyavelist olmak gerekiyor. Biz buna politik oryantalizmi diyoruz. Bunu becerenler hiçbir şey olmasalar bile bir şeyler oluyorlar.
Yoksa patronaj olmak dönemi devam mı etseydi. Demokrasilerde patronaj olmaz elbette. Kurt’ta sandığı işaret ediyor.
ŞİMDİ SORALIM. PATRONAJ KİM?
Bu sorunun cevabını verecek olan belli değil mi? İşi, Giray hanlığına kadar götürmeye ne gerek var.
Siyasetten hiç anlamam. Lakin söylenenler çok manidar değil mi? Eski defterleri açmanın hiçbir anlamı yok ki! Zira her sahifeyi çevirdikçe, peçeli tarihi ve siyasetin entrikalarını okumaya başladınız mı? Her sahifenin dip notlarını görürsünüz.
Dünün kahramanları bir bakmışsınız günün, en sahtekârları oluverirler.
Tarih, bunların yüzlercesi örnekleri ile doludur. Onun için çok güzel bir söz vardır. “Keser döner sap döner, bir gün olur hesap döner.”
Günün sözü;
“Olgun ve akıllı kişilerde zerre kadar kibir bulunmaz. Meyvesi çok olan ağacın dalı başını yere eğer.”
Sadi Şirazi.