Düşünün, gecenin bir yarısı şiddetli bir patlama sesiyle uyanıyorsunuz, camdan dışarı bakıyorsunuz ve her yerde tanklar, koşturan askerler, silah sesleri, savaş uçaklarının bombalarıyla arada bir aydınlanan gökyüzü ve işgal edilen doğup büyüdüğünüz mahalleniz… Açık söylemek gerekirse 2022 yılında bir ülkenin faşist ve emperyalist emellerle başka bir ülkeyi işgal edeceğine inanmazdım. Başka bir ülkenin topraklarını ele geçirmek, vatandaşlarını köleleştirmek, yıllarca süren, binlerce hatta yüz binlerce kişinin öldüğü savaşlar vermek, işgal edilen bölgede asla bitmeyecek sosyokültürel sorunlar getirecektir. Ulus devlet çağında yaşadığımız şu günlerde, özellikle de ikinci dünya savaşının acı tecrübelerinden sonra neredeyse hiçbir ülke bu saçma işgallere girişmiyor. Çünkü ne ekonomik açıdan mantıklı, ne sosyal açıdan mantıklı, ne de askeri açıdan. Bu tip işgallerin kimseye bir faydası olmadığı gibi zararları da saymakla bitmiyor gördüğünüz gibi. Dolayısıyla 2022 yılında böyle Hitlervari bir işgal gördüğümüze inanmakta hala güçlük çekiyorum.
Geçtiğimiz hafta Rus ordusu günlerdir beklendiği üzere Ukrayna topraklarına havadan ve karadan ağır bir saldırı başlattı. Beklendiği üzere diyorum ama ben yine de Rusya'nın bu saçma girişimi yapmayacağını, genelde yaptığı gibi Avrupa ve ABD'ye tehditler savurup olayı kapatacağını düşünmüştüm. Ama maalesef yanıldım ve Putin kanlı işgal girişimi emrini verdi. Neredeyse hepimiz Rusya'nın Ukrayna'yı bir lokmada yutacağını düşünüyorduk. Neyse ki öyle olmadı ve Ukrayna halkı tüm imkanlarını seferber ederek destansı bir direniş başlattı. Ülkeyi terk edenler genelde kadınlar, çocuklar ve yabancılardı ve eli silah tutan erkeklerin geneli silahını kuşanarak cepheye koştu. Suriye'den, Afganistan'dan, Irak'tan görmeye alışık olduğumuz gibi herkesin ülkeden kaçarak mülteci statüsünde komşu ülkelere akın edeceğini düşünüyorduk ama Ukrayna halkı şerefli bir halk olduğunu tüm dünyaya ilan edercesine elindeki kısıtlı imkanlarla silahlı direnişe geçti. Ukrayna ordusu beklenenden çok daha iyi direniyor ve hala teslim olmuş değil. Bu direnişte Ukrayna'ya en çok yardımcı olan şeylerden biri de Türk yapımı Bayraktar marka silahlı insansız hava araçları (SİHA). Bayraktarlar Rus zırhlı araçlarına ağır kayıplar verdiriyor. Hatta geçtiğimiz gün Ukrayna Genel Kurmay Başkanı bir Bayraktar'ın zırhlı Rus konvoyunu darmadağın ettiği bir video paylaştı. Bu video'yu ve uluslararası çapta Türkiye'ye yapılan övgü dolu yorumları gördüğümde gerçekten gururlandım.
Kalbimiz ve dualarımız Rus işgaline direnen Ukrayna halkı ile beraber. Bu direniş çok önemli. Çünkü Ukrayna teslim olursa sıra Romanya'ya, Bulgaristan'a Gürcistan'a ve Türkiye'ye gelecek. 21. Yüzyılda Nazi Almanya'sına ve Hitler'e özenerek keyfi işgaller başlatan, binlerce masumun canını alan Rusya'ya mutlaka haddi bildirilmelidir. Bu tüm dünyanın huzuru için çok önemli. Bu arada NATO ülkeleri (biz de dahil) Ukrayna'ya dolaylı yardımlar ve Rusya'ya ekonomik yaptırımlar ile bu işi savuşturmaya çalışıyor. Çünkü savaşa doğrudan müdahale nükleer silahların kullanıldığı bir 3. dünya savaşına yani insanlığın sonuna dönüşebilir. Şimdilik ihtiyatlı olmakta yarar var. Ancak Rusya ilerlemeye devam ederse bir savaş kaçınılmaz.
Hitler'in faşist ve emperyalist amaçlarla nasıl kafayı yiyerek tüm dünyayı ateşe attığı ve 25 milyonun ölümüne sebep olduğunu hep tarih kitaplarında okuduk, belgesellerde izledik ve hiç anlam veremedik. Tabii ki Hitler bunları yaparken yalnız değildi. Mussolini gibi Stalin gibi diğer sadist liderler de bu savaşın içindeydi. 2. Dünya savaşı gibi acı bir tecrübe ortada dururken, günümüzün ekonomik gerçeklerinde savaşın, işgalin, toprak büyüklüğünün hiçbir şey kazandırmadığı ortadayken, nasıl oluyor da bir ülke, kendi halinde bağımsız yaşayan diğer bir ülkeyi durup dururken işgal ederek yakıp yıkabiliyor? Bu sorunun tek bir cevabı olabilir. Hitler öldü ama şeytani zihniyeti hala dünyada yaşıyor. Hem de çok yakınımızda… Son olarak bu işgal bize her zaman ekonomik ve askeri açıdan güçlü kalmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Eğer güçlü bir ordumuz olmazsa, güçlü bir ekonomimiz olmazsa, Ukrayna'nın başına gelenlerin bizimde başımıza gelmesi işten bile değil.
Kitap Tavsiyesi:Ekonomi(FredericBastiat)
Haftanın Sözü:İnsanların öldüğü hiçbir dava haklı değildir. (Piyanist)