BAL Liginde şampiyon olan bu sezon yeniden 3. Lig’de mücadele edecek Eskişehirspor’da teknik direktör arayışı sürüyor…
Geçtiğimiz iki sezon BAL Liginde olmasına rağmen Eskişehir’de Siyah-Kırmızılı Kulübün teknik direktörlüğünü yapacak prolisans, A ve 3. Lig’de çalışabilecek UEFA lisanslı antrenörlerimiz var…
Takım TFF’nin en alt liginde, Bölgesel Amatör Ligi başka bir ifadeyle 5. Lig’de yer almasına rağmen bu isimler görmezden gelindi...
Ya da şans verilenlere de dışarıdan getirilenler kadar tahammül edilemedi…
2-3 maç kaybettiler diye gönderildiler…
En büyük hata TFF 1. Ligde iken yapıldı…
Kulüpte as futbolcular tek tek gitmiş, forma giydirilecek futbolcu kalmamışken o dönemin kulüp başkanı Mustafa Akgören, Malatyaspor Süper Lig’de iken futbol oynayan daha sonra Teknik Direktör Nihat Atacan’ın yardımcılığını yapan bütün liglerde görev yapmış en deneyimli ve en başarılı hocalarından Cengiz Seçsev’i takımın başına getirdi…
Akgören, Cengiz Seçsev’e, “Hocam bu sezon ligden düşeriz veya kalırız. Ancak sizden isteğimiz gelecek sezon planlamasını yapmanız” demişti…
Cengiz Hoca da, Coşkun Demirbakan, Mustafa Özer ve İlhan Var’ın ardından gücünü iyice yitirmiş takımın elinde kalan U-16-17-18 takımlarında oynayan futbolcular arasından seçim yaparak A takıma monte etmek zorunda kaldı...
Eskişehirspor tarihinde yaşanan en karanlık dönemde 377 gün galibiyete hasret kalmış, 34 maç kazanamamış deneyimsiz gençlerle 35’nci maçta Bandırmaspor’u 2-1 yendi. Ardından o sezonun en formda takımı, Süper Lig’e yükselen Adana Demirspor ile 1-1 berabere kalmıştı...

Üstelik elinde kalan tek deneyimli futbolcu takım kaptanı Sezgin Coşkun ile almıştı bu sonuçları...
İlk kez A takım formasını giyen genç futbolcular takıma tam alışma döneminde “hocam ne çok gol yiyoruz” diyerek Cengiz Hoca’ya verilen sözler unutularak görevine aniden son verildi…
Sanki kalede Ruud Boffin vardı da çok gol yiyordu…
Yukarıda da yazdım: Sezgin Coşkun hariç takımın tamamı ne 3. Lig’de ne de

2. Lig’de oynamadan ilk kez TFF 1. de forma giyiyorlardı...
Neyse uzatmayalım daha sonra yine Eskişehirli Emre Özbayer takımın başına getirildi…
Tam takım futbol oynamaya maçlar kazanmaya başladı, iki maç kaybedilince Emre Hoca’da gönderildi…
Oysa doğru dürüst teknik direktörlük yapmamış sırf futbol kariyerine bakarak 2. Ligde önemli bir hata daha yapıldı...
Büyük ümitlerle Teknik Direktör olarak 2. Ligde takımın başına getirilen Galatasaray’ın ünlü futbolcularından Suat Kaya, 253 gün takımın başında olmasına rağmen kötü gidişi durduramadı ve takımı küme düşürdü…
Yani Eskişehirli hocalara tahammül edemeyenler sezon sonuna kadar Suat Kaya’ya tahammül etme gafletini gösterdiler...
BAL Liginde ilk sezona “Bu ligi en iyi bilen hoca” denilerek Levent Kartop ile başlandı…
11 Mart 2024 de gönderildi…
Yerine Önder Karaveli getirildi…
Büyük ümitlerle getirilen Önder Hoca ile yeni bir hüsran daha yaşandı...
BAL’da ikinci sezonumuzda yani 2024-2025 sezonun başında yine Eskişehirli teknik direktörler görmezden gelinerek Ergun Ortakçı ile anlaşma yapıldı…
1 Temmuz’da göreve gelen Ergün Hoca, futbolcular ile arasında yaşanan problem nedeniyle takım liderlik koltuğunda otururken 6 Şubat’ta görevine son verildi...
11 Şubat’ta da bu kez Ümit Metin Yıldız Eskişehirspor’un yeni teknik direktörü oldu…
Ben Ümit Hoca’nın Eskişehirspor’un BAL Ligindeki şampiyonluğuna ismini yazdırsa da çok büyük katkısı olduğunu sanmıyorum…
Şampiyonluk yarışı son maça kadar sürdü…
Oysa bütün kentin 7’den 70’e topyekûn maddi manevi destek verdiği bu takımın açık ara farkla şampiyonluğa ulaşması gerekirdi…
Sezonun ikinci yarısında yapılan takviyeler ve iki maç hariç her maçta en az 10-15 bin taraftarların itici güçleriyle şampiyonluğa ulaşıldı…
Üstelik 35 bin 300 biletli seyirci ile bir amatör maçta dünya rekoruna imza atan taraftar olarak görülmemiş bir rekorun sahibi oldu...
* * *
Artık vakit Eskişehirli hocalara inanma ve güvenme vakti…
Trabzonspor Şenol Güneş, Galatasaray da kendi içinden yetiştirdiği Fatih Terim ve Okan Buruk ile nice şampiyonluklara ulaştılar…
Örnekleri çoğaltabilirim…
Bu şehirden yetişmiş teknik adamlar paradan daha çok Eskişehirspor’u düşünür ve takımın başarısı için dışarıdan gelenlerden daha fazla çalışır…
Bir kez şans verin ama bir iki maç kaybettiklerinde de hemen biletini kesmeyin…
Dışarıdan gelenlere gösterdiğiniz toleransın yarısını hiç olmazsa onlar için de gösterin…
İnanıyorum ki onlarla da yani bu şehrin çocuklarıyla da şampiyonluk yaşayabilirsiniz…
Bakın Türkiye Faal Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Başkanı Ahmet Bingöl ne diyor: “Pro lisansı olan 6 hocamız var. A lisansı olan arkadaşlarımız da mevcut. Ayrıca 3. Lig’de çalışabilecek UEFA lisanslı antrenörlerimiz var. UEFA lisanslı yaklaşık 75-80 kişilik bir antrenör grubumuz var. B grubunda UEFA B lisansı olanlar var. 80 kadar hocamız var ama Eskişehirspor’da görevde değil, bu da üzücü bir durum. Bu durum birçok soruyu akla getiriyor, umarım düşündüklerimiz gerçekleşmez.”
Ben bu vesile ile Eskişehirspor Kulübü Başkanı Ulaş Entok ile yönetimin kulağına su kaçırayım istedim…
Tabi sözlerimizin ciddiyetine ve doğruluğuna onunda inanması lazım...
Elbette ki amacımız işlerine burnumuzu sokmak değil!


ÖNCELİKLE ONLARIN BORCU ÖDENMELİ
Geçtiğimiz günlerde yapılan Mali Genel Kurul da Eskişehirspor’un 500 Milyonun üzerinde borcu olduğu açıklandı…
Üçüncü ligde mücadele edecek bir kulüp için çok ciddi bir borç…
Borcun çoğu da Siyah-Kırmızılı Kulüpte yıllar önce forma giymiş yabancı futbolculara…
Ekonomik sıkıntılarla boğuşan Eskişehirspor’un, geçmiş sezonlarda kadrosunda yer alan yabancı futbolculara olan yüklü borçları yeniden gündeme geldi…
En yüksek borç, 49 milyon 241 bin TL ile Ganalı stoper Jerry Akaminko’ya ait… Eskişehirspor formasını yıllarca giyen Akaminko, taraftarın gönlünde özel bir yer edinmişti. 2015-2016 sezonunda forma giyen Yunan golcü Theofanis Gekas’a ise 8 milyon TL borcu bulunan kulüp, aynı dönemde savunmada görev yapan Jordi Figueras’a 5.5 milyon TL, 2016-2017 sezonunda sadece bir maçta forma giyen İsviçreli Nassim Ben Khalifa’ya 15.5 milyon TL ve Brezilyalı Leandro Junio’ya da 7 milyon, Konyaspor’dan kiralık olarak kadroya katılan Portekizli stoper Dossa Junior’a, 9 milyon 136 bin TL borçlu durumda…
Sadece bu futbolculara olan toplam borç 88,877 milyon TL…
FIFA nezdinde açılan dosyalar ve geçmişten gelen bu mali yük, Eskişehirspor’un transfer tahtasını açabilmesi açısından büyük bir engel teşkil ediyor…
FİFA dosyalarının kapatılması ve transfer yasağının kaldırılması için öncelikle bu borçların ödenmesi gerekiyor…


ÜNLÜCE ATAÇ’TA KARŞI ÇIKTI
Geçtiğimiz günlerde AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, hemen hemen tüm şehir halkının “Atatürk Stadyumu” dediği Eskişehir’in yeni stadyumuna Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle “Fethi Heper” isminin verildiğini açıklamıştı…
Başta CHP Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan, CHP İl Başkanı Talat Yalaz ile birlikte muhalefetteki partilerin il başkanları, STK temsilcileri ile “Atatürk’ten başka bir ismi kabul etmiyoruz” diyerek karşı çıkmışlardı…
Ben de karşı olduğumu belirttiğim yazımda Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ile Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın henüz bir açıklama yapmamış olduklarından yer vermemiştim…
Dört gün önce hem Ayşe Ünlüce hem de Ahmet Ataç’tan, “Stadyumun adı Atatürk’tür. Başka bir ismi kabullenmemiz mümkün değil” açıklamaları geldi…
Bu vesile ile Ayşe ve Ahmet Başkanlarında açıklamalarının kayıtlara geçmesi adına yer vermiş oldum…
* * *


9 KASIM’DA ERKEN SEÇİM!
CHP erken seçim için bastırıyor AKP ısrarla 2028'i işaret ediyor. Erken seçim olmadığı takdirde anayasaya göre Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı olamıyor. PİAR Araştırma sahibi Kadir Atalay, Erdoğan'ın erken seçim planına dair önemli ipuçları verdi…
PİAR Araştırma’nın sahibi Kadir Atalay, AK Parti kulislerinde konuşulanları aktardı…
Erken seçimler için iddialı konuşan Atalay, Türkiye'nin bir baskın seçime gidebileceğini ifade etti…
9 Kasım 2025 tarihini işaret eden Atalay bu iddiasının bir tahminden öte kulislerde geçen bir duyum olduğunu ifade etti…


CHP KURULTAYI BEKLENİYOR
30 Haziran günü görülecek olan CHP Kurultay davasının erken seçim tartışmalarını doğrudan etkileyeceğini söyleyen Atalay, “eski yönetime dönüş kararı çıkması halinde, bu durumun doğuracağı siyasi belirsizlikten faydalanılarak erken seçim planı devreye alınabilir” dedi…
* * *

SEÇMEN İMAMOĞLU OLMAZSA ‘YAVAŞ’ DİYOR
Hapiste olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun asıl yargılandığı davanın henüz iddianamesi hazırlanmadı…
İmamoğlu, “Suç örgütü yöneticisi olmak, irtikap, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme, ihaleye fesat karıştırmak ve terör örgütüne yardım etmek” iddialarıyla sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklama kararı çıktı…
“Davada 109 kişi olduğu için iddianamenin tamamlanması en az eylül veya ekimi bulur. Yargılama 1 yıl, o da en iyi ihtimal. 1 yıl istinaf, 1 yıl Yargıtay, 6 ay da geliş gidişi var onun, 3.5. 4 yıl sürer yani 2029’un başını bulur” diye yorumlar yapılıyor…
Yapılan yorumlar veya tahminler doğru çıkarsa Ekrem İmamoğlu olası erken veya 2008’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olamıyor…
Zaten CHP’de bu tahminlere göre olasılıklar üzerinde duruyor…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gazeteci Fatih Altaylı'nın YouTube kanalında partisinin seçim planı hakkında yaptığı açıklamalarda, “Ekrem İmamoğlu Silivri'de mi dursun, dışarı mı çıksın? Ekrem İmamoğlu siyasi yasaklı mı olsun Cumhurbaşkanı mı olsun?' Millet gereğini yapar. Benim gördüğüm; İmamoğlu'nu sadece gözaltına aldılar o kaldıraçla 15,5 milyon oy kullanıldı. İmamoğlu'nu Silivri'de tutup siyasi yasak getirsinler yüzde 70 oyla seçimi alırız. Tayyip Erdoğan için bulunan formül bulunur veya büyük bir coşkuyla hızla güçlendirilmiş parlamenter sistem hazırlığı yapılır o 400 kişiyle yapılır yine de sandığa konulur. Bir tarafsız cumhurbaşkanı seçilir, Başbakan olarak yürütmenin başına İmamoğlu gelir. O süreçte tarafsız cumhurbaşkanlığına, o sürece katkı sağlayan milletin gönlüne giren en önemli aktör tarafsız cumhurbaşkanı olur bunun adı Mansur Yavaş olur olursa" demişti…
MHP Genel Başkanı ve Cumhur İttifakının en büyük ortağı Devlet Bahçeli de, “Tanık ifadeleri, sarih ve sahici delillerle birlikte diğer sair bilgi, belge ve bulguların dava
dosyasına eksiksiz ilavesinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzca beratı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir” diyerek yargılamanın bir önce başlaması gerektiğini belirtmişti…
SEÇMENİN YÜZDE 50’Sİ İMAMOĞLU OLAMAZSA YAVAŞ’A DESTEK VERECEK
Toplum Çalışmaları Enstitüsü'nün yaptığı Seçmen Eğilimleri Araştırması'na 18 yaş ve üzeri 1850 seçmen katkı sundu. Katılımcıların yüzde 49.7'si erkek, yüzde 50.3'ü kadın olan araştırmada katılımcıların büyük çoğunluğu, Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olmaması halinde aday olarak Mansur Yavaş'ı görmek istedi…
İşte, Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün son 9 ayda gerçekleştirdiği 4 ulusal kamuoyu araştırmasının sonuçları:
Araştırmada, siyasi görüşe göre dağılımda yüzde 36,0 ile "Atatürkçü" görüş ilk sırada yer aldı…
Katılımcıların yüzde 43,3'ü geçtiğimiz 1 yıl içerisinde hükümetin izlemiş olduğu politikaların Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisini "çok kötü" olarak değerlendirdi.
Mevcut ekonomik durumunu "tatmin edici" bulmayan katılımcılar yüzde 40,5 ile ilk sırada yer aldı…
Katılımcıların yüzde 38,1'i mevcut ekonominin önümüzdeki 1 yıl içerisinde çok daha kötüye gideceğini ifade etti…
Katılımcıların yüzde 18,3 ile çoğunluğu Türkiye için en büyük tehdidin "dış güçler" olduğunu söyledi…
"Türkiye'nin en güvenilir kurumu" sorusuna katılımcıların yüzde 31,9'u güvenilir bir kurumun olmadığı yönünde yanıt verdi…
Katılımcıların büyük çoğunluğu hükümetin "yolsuzluk" ve "israf" ile mücadelede başarısız olduğunu düşündü…
Katılımcılar, adaletin her vatandaş için adil şekilde çalışmadığını ifade etti…
* * *