Uğur Mumcu parkının açılış töreni, benim hem hüzünlü hem de mutlu günlerimden biri olmuştur.
Kemalist devrimcinin suikasta kurban gitmesi gerçekten çok acıydı.
O günleri bizim nesil, acıyı yüreklerinde hissetmişti.
Mumcu, bizler için bir efsaneydi.
Kazım Kurt, adını parka vermekle aslında anti- emperyalist duruşunu göstermişti.
Yalpalamadan politika yapmak.
İşte böyle bir şey.
Gerçekten halka hizmet etmek.
Belediyenin kaynaklarını, har vurup harman savurmadan halk için harcamak.
Bununla dertlenmek.
Mesele bu.
Hizmetlerini, Odunpazarlı biliyor ve tarihinde ilk defa üst üste seçilen CHP' li başkan unvanını taşıyor.
Dile kolay.
Büyük bir mücadele.
Halka güvenmek.
*****
24 Ocak Uğur Mumcu'nun bombalı suikasta uğrayarak öldürüldüğü gün.
Müesses nizamın bekçileri, onu bilerek, isteyerek ve tasarlayarak öldürdü.
Ama, Mumcu ölmedi. Yüreklerimizde yaşıyor.
Öldü sanıyorlar.
*****
24 Ocak 1980 tarihi Türkiye'nin batının-kapitalizmiyle tanıştırıldığı ve halkı ezen düzenin, ekonomik kararların alındığı gün.
Emekçilerin, ağır sömürülmeye başlanıldığı gün. İşbirlikçileri belli..
Sözde yerli ve milli diyenler tarafından o gün bu gün emekçiler sömürülüyor..
*****
1961 anayasası yürürlükte. Fakat vesayet odaklı bir anayasaydı. Asker ve sivil bürokrasi tarafından sipariş olarak yapılmıştı..
Düzen 'oligarşik-bürokratik' bir düzendi.
Kurgu böyleydi..
Sözde özgürlükçü bir anayasaydı. 61-71 arası demokratik hak ve özgürlüklerin var olduğu bir dönemi yaşadık. Fakat anayasa çok bol geldi.
İçinde oynamaya başladık.
Sosyolojik olarak toplum köylüydü. Üretim ilişkileri toprak ve hayvancılık üzerine yapılıyordu. Ekonomik Kalkınma modelimiz kapalı sistemdi. Açık bir toplum değildik. Kamu eliyle kalkınma modeli tercih edilmişti. Endüstri toplumu değildik. Alt yapımız yok gibiydi..
*****
12 Martın Başbakanı CHP ' li Nihat Erim, bu anayasanın üzerine şal çekilmesi lazım demişti. Adı, şalcı Erim'e çıkmıştı. Kamuoyunda Nihat Erim, Allah kerim mottosu geziniyordu. İşçi haklarının kademe kademe tırpanlandığı bir dönem çoktan girilmişti.
Bu dönemde;
Hukuk devleti ayaklar altına alındı.
Hak ve özgürlükler kaldırıldı.
Yurtseverlerin sesleri kısılmıştı. Hapishaneler tıka basa yurtseverle doldurulmuştu..
Hakların hepsi askıya alınıvermişti.
İşkenceler ayyuka çıkmıştı. İşte bu şartlarda gazeteci yazar olan Uğur Mumcu, 12 Mart'a karşı çıkmış ve yargılanmıştı. Askere alındı sakıncalı Piyade er oldu.
Mumcu, 24 Ocak kararlarına karşı çıkmış bunun bir kapitalizmin Türkiye'yi işgal planı olduğunu yazıyordu gözlem köşesinde.
Çünkü 'o' gerçek bir milliciydi.
*****
24 Ocak tarihi bir gün.
Ekonomik kararların başında Turgut Özal vardı.
Başbakan Demirel, Özal için benim müsteşarım diyordu. Düzenin oligarkları ve askeri faşist cunta karar vermişti. Olaylar planlanacak, sağ, sol çatışmaları körüklenecek insanlar ölecek ve ordu yönetime el koyacaktı.
Senaryo böyleydi.
Öylede oldu.
12 Eylül' ün 'NATO' cu faşist generalleri darbe yaptı. Bir gecede anarşi durdu.
Hasan Mutlucan'ın sesinden anlardık sabaha karşı darbe olduğunu.
IMF- ABD askeri ve ekonomik eksenli plan çoktan yürürlüğe sokulmuştu.
Türkiye ABD için bir uçak gemisiydi. Onların gözünde müstemleke devlet idik. General ROGERS planı ile NATOCU generaller ve Kenan Evren söze güvenerek bir gecede NATO'dan çıkan Yunanistan'ı Evren paşanın oluru ile NATO'ya katıverdiler.
Elimizdeki en önemli joker kart pert oluvermişti.
*****
Halkın beklentileri ekonominin önüne geçti diyenler vardı. Paşalar, işçiler çok para alıyor diyenler oldu.
TİSK başkanı Halit Narin mutluydu. Şöyle diyordu. Şimdiye kadar işçilerin yüzü güldü, bundan sonra bizlerin yüzü gülecek.
Biraz buraya ışık tutayım dedim..
ANMA TÖRENİNDE KONUŞAN KAZIM KURT DÜZENİ ELEŞTİRDİ.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Uğur Mumcu'nun katillerinin aradan geçen 29 yıla rağmen bulanamadığına dikkat çekerek, 'Bu dosyaların hesabı birileri rahat etsin, daha çok para kazansın diye sorulmuyor. Dünyanın oluşturduğu çarpık sistem ne yazık ki Türkiye'de de sürdürülüyor. Tüm bunlara rağmen umudumuzu, gelecekteki güzel günlere olan inancımızı yitirmeden, mücadele etmeye devam etmeliyiz. Gün olur bunların hesabı sorulur'?
Kazım Kurt hala umutlu..
Bu düzende hesap sorulamaz, isteseler de sorulmaz..
Öyle bir düzen ki, bir tuğlayı çektiniz mi devlet yıkılır diyenler vardı. Ne oldu.
Sadece çöktüler.
Devlete çöktüler.
Nerelere çökmediler ki?
'29 YILDIR KATİLLER NEREDE'?
Aradan 29 yıl geçti.
Anmadan başka ne yapıyoruz Allah aşkına. Çıkıyoruz kürsüye konuşuyoruz.
İşte Kemalistlerin sayısı.
Sağdan say, soldan say belli.
Samimi olmalıyız.
Uğur Mumcu' yu anmak değil, onu anlamak ve anlatmak zorundayız.
Lanetlemek de yetmez.
Devrimci duruşumuzu, her zaman her yerde göstermek zorundayız.
Devletin, milletimize borcu vardır.
Kimler öldürdü?
Bu sorunun yanıtı belli.
Türkiye'nin üzerine çökmek isteyen natocu ve işbirlikçi, sermaye sınıfı ve onlarla işbirliği yapan cemaatler ve Tapınakçılar.
Tetikçiliğini ise kontr-gerillaya sipariş verdirerek yaptırdılar.
Yani MOSSAD+CIA onlarla işbirliği yapanlar...
*****
KURT'' un tespitler..
Çok doğru bir tespit yapıyor Kazım Kurt. Diyor ki; Türkiye'de insanların sömürülmesinin, yoksullaşmasının ve her gün zor şartlar altında yaşamasının sebebinin bu dosyaların açılmaması.. Faili meçhul onlarca cinayetin hesabı sorulmadığı sürece asgari ücretlinin yine açlık sınırının altında, memurun ise yoksulluk sınırının altında yaşayacak. Bu dosyaların hesabının birileri rahat etsin, daha çok para kazansın diye sorulmadığını dile getiriyor.
Kapitalizm zaten çarpık ekonomik düzenden beslenmiyor mu? Bütün zenginliklerimiz acımasızca sömürmüyor mu?
Başkan Kurt, 'Tüm bunlara rağmen umudumuzu, gelecekteki güzel günlere olan inancımızı yitirmeden, mücadele etmeye devam etmeliyiz. Gün olur bunların hesabı sorulur. Gün olur bunların nedeni, ortaya çıkarılır ve Türkiye o aydınlık günlere kavuşur. Bu günlerin yakın olduğuna inanıyorum. Bu günlerin çok yakında tekrar Türkiye'nin aydınlık geleceğini aydınlatacağına inanıyorum. Bu inancımızı hiçbir zaman yitirmeyelim. Burada insanlar eksi 10 derecede bile hala direniyorsa, bu umut tükenmez. O tükenmeyen umut bizleri aydınlık günlere kavuşturacak. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti oluncaya kadar mücadelemizi sürdürmek zorundayız. Hukuk her şeyin başıdır. Hukuku yok ettiğiniz sürece bu hesaplar sorulamaz. Ben bu inançla, Uğur Mumcu'yu ilk günkü gibi saygıyla, sevgiyle anıyorum. Gençlerimizin bu hesapları göreceği günlerin yakın olduğuna inanıyorum. Anısı önünde tekrar saygıyla eğilirken, Ocak ayında kaybettiğimiz bütün aydınlarımızı anıyorum. Devlet, gazetecisini, emniyet müdürünü, kuvvet komutanlarını koruyamazsa, devlet olmaktan çıkar. Umarım o günleri tekrar birlikte oluştururuz ve Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar yaşatmak bizim boynumuzun borcu olur' .
Çok doğru analizler.
Az ve öz.
Sözde değil, Özde Kemalist devrimci..
*****
Anma toplantısında, CHP' den başka ne AK Partinin, ne İYİ partinin, ne DEVA'nın, ne GELECEK, ne MEMLEKET, ne DEĞİŞİM, ne DSP 'nin temsilcileri vardı..
Nede demeç verdiler..
Sırası geldi mi vay vay hem yerli, hem de milliyiz diyenler! Sizi gidi sizi. Palavracılar sizi..
İmitasyonlu Kemalistler sizi..
Neredesiniz?
Biz; Ekmek, barış, özgürlük diyenlerle beraberiz.
Bu memleket için şehit düşenler Ruhunuz şad olsun ..
Saygıyla..