Zafer Çatel


Organize Sanayi Bölgesi'ndeyiz.
Girişi yaptık. Yaklaşık 6 ay dan beri gezmemiştik. Ayşen Hanım organize sanayi bölgesini turluyor. Son nokta atışlar.
Sanayi üretiminde canlılık var. Çarklar dönüyor. Üretim var, lojistik var, ihracat var.
Bunları emek ve sermaye birlikte yapıyor.
Bir de politika çocukluk hastalığı olan demagoji ve polemik hastalığından kurtulsa.
Daha projelere dayalı yapılsa Türkiye uçar.

****
5 MAYIS 2023.

Öğle sonu... Hava güzel...
Bizleri Celalettin Kesikbaş karşıladı. Dedi ki, biraz sonra AK Parti Milletvekili Adayı Prof. Dr. Ayşen Gürcan gelecek.
Birkaç dakika sonra hanımefendi ekibiyle geldi.
Kesikbaş bizleri ağırladı.
Hal hatır sorma faslından sonra çaylarımızı içtik. Celalettin Kesikbaş; Eskişehir'in gelişme potansiyeli olan çok yönlü bir kültür başkenti ve sosyal gelişmişlik parametrelerin yüksek olduğunu belirterek, hedeflerinin büyüyen gelişen çağdaş bir kent olma özelliğinin yanı sıra ekonomide üretim cazibe merkezi haline getirilmesi hedefleri olduğu nu söyledi.
Eski Bakan Prof. Dr Ayşen Gürcan sanayicinin temel sorunlarını dinledi. Notlarını aldı.
Tıkanan sorunların başında nitelikli-meslek eğitimi almış teknisyen işçi eksiğinin ve sosyal desteklerin kesilmiş olduğunu sanayicinin en büyük isteklerinden biri olduğunu notlarını aldı.
Tek tip asgari ücretle sanayicinin nitelikli işçi bulanamayacağını, mühendislik eğitiminden daha ziyade, üretim sisteminde ara eleman dediğimiz teknisyen veya teknikerle ihtiyaç duyulduğunu, çalışacak nitelikli iş gücü eksiklikleri olduğunu endüstri ve kalkınmanın temeli olan üretime yönelik mesleki – teknik eğitimin öncelik verilerek çözümlenmesi gerektiğini beyan ettiler.
Aslında bütün bunlar 21 yıllık iktidar olan AKP'liler tarafından da biliniyor.
1964 yılından beri konuşulan konular…
Bu konu başlıklarında onlarca doktora tezleri var.
Ama olsun.
Çay, kahve, meşrubat.
Önce çayımı içeceksiniz. Bakan'ın gezilerden çok yorgun olduğu belli. Sesi de gitmiş. Son 20 güne sıkıştırılmış winzip politik çalışmalar olunca, sağlıkta problemler de yaşanıyor.
Farenjit olduk, Soğuk algınlığı, yorgunluk uykusuzluk hepsi bir arada olunca emniyet sigortaları atıyor ve ilk alarmını veriyor.
Sağlığa dikkat!

*****
AKP'nin en büyük yanlışlarından biri de imam hatipleri, meslek lisesi kategorisinde değerlendirme yapması.
İmam hatipler meslek lisesi değil ki? Bu yanlışı yapanların başında 28 Şubatçılar geliyor.
Meslek ve teknik liseleri ve meslek yüksek okulları ekonominin ihtiyacı olan insan gücünü yetiştiren okullardır..
Ancak, meslek ve teknik liselerinin önünü kesmek için, 28 Şubatçıların vesayetçi anlayışı, eğitim politikalarına dayatması bu hale getirdi.. Yapılmaması gereken kat sayı hatasını yaparak bu teknik eğitim veren okullara katsayı engeli koydular. Dolayısıyla bu okuldan mezun olanların, mühendislik eğitimi almalarının önlerini bilerek ve isteyerek kestiler.
Ne oldu? Düz liseden çıkanlar, sadece sayısal puan aldıklarından dolayı mühendislik bölümlerini kazanırken alttan gelen gerçekten mesleki ve teknik eğitim alan öğrencilerin önü kesilmiş oldu.
Sonuç; niteliksiz mühendisler mezun edildiler.
Şimdi, çektiğimiz sıkıntıların altında bu yatıyor.
Ara eleman eksikliği ve ücret politikaları da işin tuzu biberi oldu...

****
Kesikbaş'ın firması LANDE.
Türkiye'nin en büyük bilgi birikimine sahip rack kabinet ve aksesuarları üreticisi. Bir teknoloji firması. Önemli bir İhracatı var.

İşçilerin çay saatinde Ayşen Gürcan'ı güzel bir havada çiçeklerin arasında dinlediler. Fabrikanın peyzajı yapılmış açık alan bölümünde işçilerle buluşarak soru cevap şeklinde geçen sohbetlerde bulundu.

Seçim... Siyaset.


Hayat pahalılığından şikayetçiler. Bir işçi LANDE'de çalışmaktan mutlu olduğunu, asgari ücretle çalışmadığını, en az 12 bin TL maaş aldıklarını, sosyal haklar, ulaşım dahil, birçok özlük haklarının var olduğunu belirterek marketlerdeki gıda fiyatlarının çok farklı olduklarını, geçinemediklerini, hayatın çok pahalılaştığını ve hükümetin bir an önce buna çözüm getirmesi gerektiğini belirttiler.
Birlikte fotoğraf çektirdiler.



İşçi kardeşimize 'Nasıl buldun' diye sordum. 'Ben ismini duymuştum. Üniversitede hocaymış. Samimim buldum. Hiç politikacı gibi değil. Bilmediği konularda o konu ile ilgileneceğim diyor. Hiç olmazsa hamasi nutuklar dinlemedik.'
Ayşen Gürcan kendisini kısacası tanıtarak, Eskişehirli olmadığı iddialarına da dolaylı olarak da cevaplamış oldu. Anadolu Üniversitesi'nde 20 yıllık öğretim görevliliğim var. Bu şehrin havasını solumuş, KALABAK suyundan içmişim.
Eskişehirspor'u izlemiş tribünlerdeki Amigo Orhan'ın büyük koroyu nasıl yönettiğinin tanıklığını yapmış.
Bağlar'ı, Dikilitaş'ı sokak sokak biliyorum.
Vatandaş belediye hizmetlerinden şikayetçi. Sorular, hep belediye hizmetleri ile ilgili.
Akademisyenim. Hep eğitim ve kadınlarla ilgili konularında projeler ürettim.
Ben bir anayım. Annelerle konuştuğumda kendileri için hiçbir şey istemiyorlar. Hep çocuklar için bir şeyler istiyorlar.
****
Öyle hamasi nutuklar yerine dinlemeyi ve istişare etmeye önem veriyor. Sorunların temelinde doğru iletişim kuramamak yattığını iyi biliyor.
En azından listelerde ilk sıralarda yer alanlardan daha Eskişehirli.
Gazetecilik yaptığını söyleyenler, yaftayı hemencecik yapıştırmış. Eskişehirli değil diye..
Evet, belki doğma büyüme Eskişehirli değil ama 20 yılda çok uzun bir süre Eskişehir'de yaşamış değil mi?

ORGANİZEYİ DOLAŞIYORUZ.

AK oluklu mukavva kutu ambalaj tesislerindeyiz.
ESO Başkan Yardımcısı Sinan Özeçoğlu bizleri karşıladı. İkramlarda bulundu. Çaylarımızı içerken, Sanayicinin ve sektörün sorunlarını anlattı. Ayşen Hanım notlarını aldı.
Sonra, üretim bölümüne geçildi. Çalışanları dinledi.

Ayrılırken; Tek arzumuz Türkiye kalkınsın... Kavga, dövüş olmasın... Bayrak inmesin, Mehmetçiğin ayağına taş değmesin. Vatan bölünmesin.

****

Piyasa raporu
Sanayisi gelişen ve yıldız kent olma önemli adımlar atan bir sanayicimiz var.
Cesur.
Müteşebbis.
Sıkıntılarına çözüm getirebilmiş değil.
Kredi ve enerji maliyetlerinin payı yükselmiş. Çalışanlarına yaşanabilir ücret vermek istiyorlar. Ancak verebilecekleri de sınırlı.
Ellerindeki elemanları kaçırmak istemiyorlar.
Zira Eskişehir pahalı bir kent...
Kiralar çok artmış.
Farklı çözümler gerekiyor. Bütün bir kent, birbirinden sorumlu aslında.

****
Siyaset, kampanya nasıl gidiyor?
- Çok iyi gidiyor... İlk defa bu seçimde gürültü, müzik, araç konvoyu yok... Millet rahatsız edilmiyor... Seçime ilgi büyük... Erdoğan liderliğinde AKP olarak doğru adamla, doğru adımlarla durmak yok yolumuza devam edeceğiz!

Ne kaldı?
Gerçekten 11 ilde depremin yüzyılın en büyük depremi yaşanırken, acıları bir taraftan sarılırken, bir taraftan umut dağıtılırken , 50 binden fazla can kaybının yaşandığı bölgenin imar-çevre-sanayi-üretim sorunları çok hızlı bir şekilde yeniden yapılıyor..
Yani 90 gün sonra seçim yapabilmek mesele…
Bana göre büyük bir başarı...
Sonuç ne olursa olsun demokrasi başarısı olacak...
Normalde 21 Haziranda olacak seçimlerin 14 Mayıs'a çekilmesi asrın depreminden 3 ay sonra seçim yapabilmek... Büyük başarı.
Demokrasiye aşık Türkiye'nin başarısı.
Kavgasız, insanların birbirlerine yüzüne bakacak şekilde incitmeden, iftira atmadan bu süreci sandıkta taçlandıracağız...
Şunu unutmayalım. Başkalarını kötüleyerek seçim kazanılmaz. Gönüllere girilerek kazanılır.
Yumruklarımızı değil ellerimizi sıkmalıyız...
Başarı, kavgasız, iftirasız, yalansız, belden aşağı vurmalardan uzak, ileride yüz yüze bakmaya imkan verecek kampanya süreciyle taçlanmalı.
Unutmayalım... 14 Mayıs bir bayram.
Sandık bayramı... Demokrasi bayramı.
Yumruklar sıkılarak bayram karşılanmaz.