İl Vaizi Aşır TOPRAK'ın yazısı...


Ömür Allah'ın insana verdiği en değerli sermayedir. Çünkü ömür, insanın ya cenneti ya da cehennemi olacaktır. Dünya ise cazibelidir. Bu dünyada imtihan olan insan, dünyanın bu cazibesine aldanıp, hedefinden kopup, dünyanın sahte pırıltısına kapılabiliyor. İşte bu geceler bizi kendimize getiren, bize kim olduğumuzu, görev ve sorumluluklarımızın neler olduğu hatırlatan fırsat geceleridir. Bu gece; hayatın gidişatını değerlendirdiğimiz, Rabbimize yöneldiğimiz, Allah'a verdiğimiz kulluk sözünü hatırladığımız zaman önem arz eder. Bu gecenin önemini ve onu nasıl değerlendireceğimizi Peygamberimizin (s.a.v) bu gece ile ilgili sözlerinde arayalım.
Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu ki: 'Şabanın ortası geldiğinde gece ibadet edip gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, 'Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!' der' buyurmuştur (İbn Mace, 'İkame', 191). Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki; 'Şaban ayının on beşinci gününü oruçlu geçirin. Gecesinde ise ibadete kalkın. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teala en yakın semaya tecelli ederek fecir doğuncaya kadar: 'Bağışlanma dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim! Musibete uğrayan yok mu, ona afiyet vereyim...' ' (İbn Mace, İkamet, 191).
Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadisinde 'Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geriye çevrilmez. Bunlar Recebin ilk (cuma) gecesi(Regaip gecesi), Şabanın ortasında bulunan gece(Berat gecesi), Cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir (Beyhaki, Sünen, Şuabül-İman, 3/342).
Beratımızı almak, günahlarımızdan kurtulmak, arınmak, temizlenmek, yeniden temiz bir sayfa açmak için, bize gelen bu fırsatı değerlendirmek, kazanma sebebimiz olacaktır. İyi düşünmemiz gerekir ki, acaba bu fırsat bir daha bize verilecek mi? Bu gece hayatım da ki son berat gecesi ise ne yaparım?
Ey İnsan hiç bir zaman ümitsizliğe kapılma. Yeter ki sen Rabbine yönel, kapısına gel, bil ki kapı sana her zaman açıktır. Sen yeter ki gel o kapıya.
Enes b. Malik (r.a.) Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim dedi: 'Allah Teala şöyle buyurdu: Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım. Ey Âdemoğlu! Günahların gökyüzünü kaplayacak kadar çok olsa, sonra da benden affını dilesen, seni affederim. Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla karşıma gelsen; fakat bana hiçbir şeyi ortak koşmamış olsan, şüphesiz ben de seni yeryüzü dolusu bağışla karşılarım' (Tirmizî, Daavat 98. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, V, 172).
Rabbim! Bizi ömür sermayesini cennetini elde edecek şekilde değerlendirenlerden eyle. Bizleri beratımızı alanlardan eyle. Gecemiz, rızana kavuşturacak amelleri yapacağımız, başlangıcımız olsun.
Gece hepimize ve bütün insanlığa hayırlar getirsin.



Günün Duası:
'Allah'ım! Sen Allah'sın. Sen'den başka ilah yoktur. Sen zenginsin, biz fakiriz. Bize bol yağmur indir. İndirdiğin yağmuru bize kuvvet ve güç eyle ve yağmuru (muhtaç olduğumuz) zamana kadar indir.' (Ebu Davut, İstiska, 2)