Enflasyon canavarı..50 yıldan beri hanemizde. Bir türlü canavarım hakkından gelemiyoruz.
Kaç iktidarın başını yedi bu canavar.
Eylül ayı TÜİK’ in rakamları şaşırttı değil mi sizi? Makyajlı hali bu? Ya gerçek enflasyon? Eylül ayında eğitim masrafları birinci sıraya oturdu. Merak etmeyin gıda enflasyonunu Ekim, Aralık, Kasım gibi aylarda da enflasyon üzerinde etkileyici bir faktör olacak.
BÖYLE BİR EKONOMİ YÖNETİMİ OLMAZ.
Olmadığı nereden belli?
OVP yapıyorsunuz. Tutturamıyorsunuz.
Bir daha, bir daha yapıyorsunuz hiç biri tutturulamıyor. OVP’ deki sapmalara bakın. Başka bir ülkede böyle olsa anında postalarlar. Ama iktidar enflasyonun düşmesini istemiyor ki ! Çünkü anında vergi tahsilatı..
Enflasyon vergisi..
Kişi başına 3 ayda en az 5.600 TL eridi gitti. Şimdi gel de göbeğini kaşı ,olmadı kel kafanı kaşı!
YASTIK ALTINDAKİ ALTINLAR.
Kırk yıldır aynı hikaye..yastık altındaki altınlar..
Sana ne ey! devlet sana ne?
TÜİK’ in enflasyonu gerçek bir enflasyonla hiçbir rakam tutmuyor..
İktidardaki her siyasetçi farklı bir açıklama yapıyor bu dönemde. Herkes suçu bir yerlere atmaya devam ediyor. Finansçı maliye bakanı Mehmet Şimşek, enflasyon artışını dolara bağladı. MB başkanı Fatih KARAHAN ise, yastık altındaki altınlara bağladı.
Haksızda sayılmaz.
Daha önceki dönemlere gittik. Nureddin Nebati ya da Berat Albayrak ise, yüksek döviz kuruna bağladı. Kimisi de, “NAS” politikalarına bağladı işi.
YASTIK ALTINDA 500 MİLYAR DOLAR DEĞERİNDE ALTIN VARMIŞ.
Ama diğer taraftan baktığımız zaman da, şimdi siz 500 milyar dolar diyorsunuz.. Şimdi, 500 milyar doları nasıl ölçüyorsunuz? Yani, Türkiye'de yastık altında yani kayıt dışı olan altının 500 milyar dolar seviyesinde olduğunun analizini yapabiliyorsunuz?
O zaman bunu finansal sistem içerisinde de alabilirsiniz demektir. Neden almıyorsunuz sorusu ortaya çıkıyor.? Yani ben bu rakamın gerçekten birazcık abartıldığını düşünüyorum.
Çünkü vatandaşın hali ortada. Hiç kimsenin böyle belki bir iki tane çeyreği varsa ya da bir parmağında alyansı varsa bu kadarı vardır ancak.
Ama 500 milyar dolarlık bir yastık altı altın varsa, o bizlerin yastığı Değil ki!. O yastıklar kimin? O yastıklar araştırılırsa ki bence bulmakta burada da zorluk çekmeyeceklerdir. O zaman bulunur ve sistem içine alınır.
Sorun şu. Nasıl alına bilinir?
Sayın Karahan burada doğru söylüyor. Bunun finans Türkiye'nin en büyük sorunu ne yazık ki kayıt dışı ekonomi verilerin de yanlış gelmesine neden oluyor. Bu durum da enflasyonla mücadele için sorun teşkil ediyor.
500 MİLYAR DOLARLIK ALTINIZ MI VAR?
Peki, ne işe yarıyor? Hiç bir işe yaramıyor. Atıl kapasite.. Ekonomideki yeri? Hadi biraz bu konuya da değineyim. Evet, kıymetli bir maden. Ya yatırım aracıdır. Yada takı amaçlı kullanılır..
ENFLASYONU ALTIN KÖRÜKLER Mİ?
Evet körükler. Çünkü uluslararası piyasalarda külçe altın aldığınızda dolar üzerinden işlem yaparsınız. Kısacası kasadan dolar çıkar. Altın gelir. Doların bir maliyeti vardır. Külçe altın işlenir, ihraç ürün haline gelirse katma değeri olur ve bu kez döviz girişi olur ve döviz dengemize katkısı olur.
İki taraflı bir etkisi vardır. Altın ne zaman yatırım aracı olur? Çok basit Devlete olan, kurumlara olan, piyasalara olan güven azaldığında güvenli limandır..
İSTENİRSE ENFLASYON BİR YIL İÇİNDE TEK HANEYE DÜŞER.
Şimdi siz yastık altındaki altını devreye soktuğunuz zaman evet enflasyonu düşürür. Ben de burada net bir şekilde söylüyorum. 500 milyar dolarlık altın Türkiye ekonomisine de kayda girerse, enflasyon düşer. Ama bir yıl sonra, Türkiye'de hiçbir şey üreten bir Allah'ın kulu bulamayız. Çünkü güçlü TL dediğimiz zaman biz hemen ithalata yöneliyoruz. Tırnak makasını bile yurt dışından ithal eder hale geliyoruz. O yüzden ben Sayın Karahan'ın bu cümlesini talihsiz buluyorum. Gerekçeleri net bir şekilde tespit etmek, biraz sorumluluk almak gerekiyor.
Yani siz MB görev başındasınız. Biz enflasyonu düşürmeyi şu ana kadar başaramadık ama, bunun için mücadele ediyoruz. Politikalarımızı gözden geçiyor geçiriyoruz demek bence erdemli bir davranış olur.
Bunun yerine sürekli birilerini suçlamak. İşte dış güçler demek, iç güçler demek, vatandaş harcadığı için enflasyon oluyor demek. Bunlar kaçamak cevaplar. O yüzden ben dediğim gibi talihsiz buluyorum bu açıklamaları.
Peki, şimdi yumurta %20'ye yakın Eylül ayında zamlandı ve beraberinde kuru temizleme, tamir masrafları zamlandı. Kiralara ilişkin vatandaşa sorduğumuzda en büyük hani bütçenin deliği, aile bütçesinin deliği kiralar.
Asgari ücret kadar kira ödeyecek. O da bulursa
HERKES ENFLASYONU BİR YERE BAĞLIYOR.
Kısacası herkes bir yere bağlıyor enflasyonu!. Ama hiç kimse demiyorlar ki, bu enflasyonun gerçek gerekçesi ne!. Bunu çözüme kavuşturalım diyen hiç kimseyi görmedik şimdiye kadar.
İşin gerçeğini kimse söylemiyor. Çünkü enflasyonu indirmek kolayda onu yapacak, cesaretli adamlar nerede.
REFORMLAR YAPILAMIYOR NEDENSE?
Ucu kamu yönetim reformuna kadar gider. Bu seçimlerin kaybedilmesi demektir. Bu bilinmez de değildir.. MB başkanı Naci Ağbal döneminde istikrarlı ve denetimli bir program varken bir anda neden görevden alındı?
Çünkü program gerçekçiydi ve Naci Ağbal Ortodoks ekonomik politiği bilen AKP içindeki en deneyimli teknokratlardan biriydi.
Piyasadaki dengeye geliyordu ve enflasyon / reel faiz arasındaki denge sağlanmıştı.
Sonra, yerine getirilenler ise, bas bas paraları modeline geçince her şey ters yüz oldu.
BU PARALEL EKONOMİK YAPI ENFLASYON ÜRETİYOR.
Türkiye’nin sorunu çoklu sorunlardır ve ancak ciddi bir ekonomik programla başarılır. Para politikaları ile bu güne kadar başarılı olan hiçbir ülke yoktur.
AKP’ nin genel yaklaşımları ve denklemleri ile tercihleri farklı olunca enflasyon patlatılır ve birileri enflasyon zengini olur. Havadan para kazananlar enflasyonun tadını çıkartıyorlar… Yeni dönemin para babaları… Oh,oh..Kaşı göbeğini kaşı..
ŞAH/TI, ŞAH/BAZ OLDU?
ELVEDA…
Gördüğüm lüzum üzerine diye başlıyor?
Ataç ile iyi dostlukları vardı.
Şahbaz bir eğitimci. Kendine ait bir eğitim kurumu var..
Belediyecilikte portföyümde olsun diye, belediye meclis üyeliğine davet edilmiş..,
Eden belli..
Ahmet ataç..
Çok kısa zamanda belediye başkan yardımcılığı koltuğuna oturtulmuş. Beklentisi ise büyükşehir belediye meclis üyeliği. Ancak sıralamada yer alamamış..
Çünkü kontenjan..2. sırada
1 sırada olsa idi büyükşehirdeydi..1.sırada harita mühendisi hasan Ünal var..ayşe hanımın kontenjanından..
Bazı insanlar böyledir..
Tepebaşı Belediye Başkan Yardımcısı Erdal Şahbaz, paylaşımında, “Gördüğüm lüzum üzerine Tepebaşı Belediye Başkan Yardımcılığı ve Tepebaşı Belediye Meclis Üyeliği görevlerimden istifa etmiş bulunmaktayım. Görev sürem boyunca Tepebaşı’nın menfaatleri doğrultusunda, kamu yararını ve hizmet sorumluluğunu esas alarak çalıştım. Bugün itibarıyla bu görevleri sonlandırma kararımı kamuoyunun bilgisine sunarım. Saygılarımla”…
Belediye meclis üyeliğinden de istifa etmiş ama yasaya göre bu istifa dilekçesini yazılı olarak belediye başkanına vermesi gerekiyor. 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun “Meclis üyeliğinin sona ermesi” başlıklı 29. maddesinde; “Meclis üyeliği, ölüm ve istifa durumunda kendiliğinden sona erer. Meclis üyeliğinden istifa dilekçesi belediye başkanlığına verilir ve başkan tarafından meclisin bilgisine sunulur.
Meclis bunu kabul eder mi?
Kasım ayının ilk toplantısının gündeminde yer almak zorunda. Bakalım meclis üyeleri ne düşünecek?
Her halde!
Uzun zamandan beri biliniyordu. Belediye binasının kulislerinde bu ikili arasında üzeri örtünmek istenen bir kavga vardı. En son Ahmet Ataç’ın makam odasında yaptıkları bir görüşme de var. Tartışma olabilir mi? Kulisten bizlere intikal eden bilgiler de dozu biraz yüksek tartışma olmuş.
Sesleri koridora taşınmış!
Uzun zamandan beri istifa etmesi bekleniyordu. Güvendiğimiz ekstra bilgilere göre ŞAHBAZ bu rahatsızlıklarını da dile getirmiş. Bakmış ki düzelen hiçbir şey yok. Aynı tas aynı hamam.
İlk önce bir örgüt deneyiminden geçmen lazımdı. Olsun. Çok kısa zamanda deneyim kazandın ve Haydi bana eyvallah! İstifası henüz hukuki bir işlem yapılmamış daha.
Güle güle sana yolun açık olsun. Şah’tın şahbaz oldun kardeşim.
Siyasi sahneye hızlı giriş yaptın ama ilmi siyaseti bilmediğin belli. Adamı “pert” ederler.
Sen en iyisi mi hünkârım diyenlere kulak ver.
Zaten bu vasat politikacıları nasıl anlarsınız. Elbette konuştuklarından. Hani bir AKP seçim işlerinden sorumlu biri ne demişti? Hiç bir şey olmasa bile bir şeyler olmuştur diyenler, atı alan Üsküdar’ı geçti diyenler siyaset pistinde dans etmeye devam ediyorlar.
Özal’ın tarihe geçen meşhur sözüdür “benim memurumu işini bilir”. İşte siyaset arenasında vasat insanlarla doldurulmuştur.
İşini biliyorlar..
Deneyimli siyasetçi ve ANAP’ta önemli görevlerde bulunmuş, İl başkanlığı yapmış Eczacı Cengiz Hardura’nın güzel bir saptaması var. ve inanmayanları zaman haklı çıkardı. Para güdümlü bir oyun haline gelmiş partilerde, parayı veren düdüğü çalar misali ,yırtılan hep hacı bekirin gömleği oldu..
Birileri tepeden tanzimle milletvekili olurken İYİ parti kuruluşunda maddi ve manevi emeği geçen mesai harcayanlar ,milletin haklı haklı talebini Seslendirmek için yola çıkan ,çözüm bende varım diyenler hiç gibi ortada kaldılar..,kaybettiler..
Siyasette son yılların en büyük hayal kırıklığı meral Akşener, süreçte hiç güvenmeyenleri zaman haklı çıkardı.
Gerçekten öyle.
Bizdeki alaturka demokrasi böyle. Feraset sahibi insanlar yeter ki sandığa gitsinler..
Son tahlilde Diyor ki; Türk siyasetçi ve devlet yöneticilerinin birçoğunun özelliği, bir şey olmadan siyasetçi ve devlet yöneticisi olmalıdır.