İl Müftü Yardımcısı Ziya Albayrak'ın yazısı...
Bu yazımda ''Gençlik'' ve ''Cami'' kavramlarının önemi üzerinde duracağım.'' GençlikBuluşmalarında Caminin Rolü'' makale yazma görevi tarafıma verilince acaba geçmişte ''Camiler ve Din Görevlileri Haftasında'' hangi temalar işlenmiş, diye bir araştırma yaptım. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın önemine binaen 2014 yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftasında ''Cami ve Gençlik'' konusunu ana tema olarak işlediğini gördüm.Belirli ve sınırlı bir zamandan ibaret olan insan hayatı; çocukluk,gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinden oluşur. İnsan hayatının her dönemi çok önemlidir.Ama çocukluk ve gençlik dönemi daha da önemlidir.
Gençlik dönemi;insan hayatının en kritik dönemidir. Çünkü gençler, enerjik,heyecanlı ve macera tutkunu olurlar. Duygu ve iradelerini kontrol etmekte zorlanırlar. Sahip oldukları imkanların hep devam edeceğini, anne-babalarının sürekli kendilerine siper olacağını zannederler. İşte bu kritik ve nazik dönemde gençlere rehberlik etmek ailenin, toplumun ve devletin temel görevidir
Genç; farsça bir kelimedir. 'Hazine, Define' anlamına gelir. Bir milletin veya kişinin en büyük hazinesi gençliktir.
Camiye gelince; Ebu Hüreyre'den rivayet edildiğine göre Rasulüllah şöyle buyurdu: ''Beldelerin Allah'a en sevimli olan mekanları mescitlerdir/camilerdir'' (Müslim, Mesacid,288) yine İbn-i Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulüllah şöyle buyurdu:''Her ağacınbir meyvesi vardır. Kalbin meyvesi de çocuktur''(Cami'üs-sağir:2413)
Sonuç olarak: Çocuklarımızın- gençlerimizin maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılanması başta anne-babanın görevidir. Cami rahmetin indiği yerdir. Gerek yurt içi gerek yurt dışında olsun, çocukların ve gençlerin cami ziyaretlerinde; cami ve bölümlerine hayran hayran baktıklarını ve caminin bölümlerini merakla sorduklarını yaşayarak gördüğümü belirtmek isterim.
Her şeyimizi emanet edeceğimiz gençler ve çocuklar; yaz Kur'an Kursları döneminde, tatillerde, bayramlarda camiye götürülmelidir. Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersi bazen en yakın camide işlenmelidir.
Yaşadığımız hayat; acı ve tatlı olayların, gözlem ve tecrübelerin toplamıdır. Milli ve Manevi değerleri önemsemeyip sadece makam ve mevki peşinde koşturan,ahireti unutup, dünyada ebedi kalacakmış hislerine kapılan, anne-babaların son pişmanlık haykırışı: 'keşke çocuklarımıza dini ve milli değerleri de öğretseydik. Keşke çocuğum Kur'an-ı Kerim okumasını bilseydi. Oruç tutup namaz kılsaydı. Camiye gitseydi.' şeklinde oluyor. Son pişmanlık ise fayda vermez.
GÜNÜN DUASI:
'Allah'ım! Bedenime sağlık ver, gözüme sağlık ver, sağlığı benim varisim kıl (son nefesime kadar beni sağlıklı eyle). Halîm ve Kerîm olan Allah'tan başka ilah yoktur. Ulu arşın sahibi Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Her türlü övgü alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.' (Tirmizî, 'Deavat', 66)
CEMAATLE NAMAZ KILMANIN HÜKMÜ NEDİR?
İslam dini birlik ve beraberliğe büyük önem vermiştir. Günde beş vakit namazın bir arada eda edilmesi (Bakara, 2/43), haftada bir cuma namazının ve senede iki kez olan bayram namazlarının topluca kılınması, müminlerin birbirlerinden haberdar olmalarına, görüşüp halleşmelerine, birbirleriyle yardımlaşmalarına vesile olmak gibi bir işlev üstlenmektedir. Bu bakımdan cemaatle namaz, istenen birlik ruhunu sağlamlaştırıcı ve devam ettirici bir rol üstlenmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s.), farz kılınışından itibaren hayatının son zamanlarına kadar beş vakit namazı sürekli kendisi cemaate imam olarak kıldırmış, müslümanları da namazları cemaatle kılmaya teşvik etmiştir (EbûDavûd, Salat, 49). Cemaatin önemini gösteren çok sayıda hadis bulunmaktadır. Bunlardan birinde Hz. Peygamber (s.a.s.), 'Üç kişi bir köyde veya kırda bulunur ve namazlarını cemaatle kılmazlarsa, şeytan onlara hakim olur. Öyleyse cemaatten ayrılma. Çünkü kurt ancak sürüden ayrılan koyunu yer.' (EbûDavûd, Salat, 47) buyurmaktadır. Özendirmek için cemaatle kılınan namazın sevabının, tek başına kılınandan 27 derece daha fazla olduğunu belirtmiştir (Buharî, Ezan, 30; Müslim, Mesacid, 249). Cemaatle namaz kılmanın önemini belirten bu ve benzeri hadislerden ve ilgili ayetlerden hareketle Hanbelîler namazın cemaatle kılınmasının, erkekler için farz-ı ayın, Şafiîler ise farz-ı kifaye olduğunu söylemişlerdir. Hanefî ve Malikîlere göre ise, cuma namazı dışındaki farz namazları cemaatle kılmak, gücü yeten erkekler için müekked sünnettir (Merğinanî, el-Hidaye, I, 362). Onun için cemaate gitmeye engel bir durum olmadıkça, namazları cemaatle kılmak uygun olacaktır. Ayrıca namaz kılmak için camiye gitmek de büyük sevaptır. Hz. Peygamber (s.a.s.) camiye giderken atılan her adımdan dolayı kişinin bir derece yükseltilip, bir günahının silineceğini haber vermiştir (Buharî, Ezan, 30).