Eski Yunan’da Politika demek, çok farklı alternatif düşüncelerin tartışması anlamını taşır.

Farklı çözümler önerir.

Farklı tezler gündeme gelir ve her zaman karşıt düşüncelerin savunulması çok önemlidir.

Ben, daha iyi yönetirim ve kaynakları halk için, onların mutlu olması için harcarım.

BATI DEMOKRASİLERİNDE HESAP SORULUR

Çağdaş demokratik toplumlarda kamu yönetiminde her şey saydamdır.

Hesap verilebilirlik vardır. Halkın verdiği vergilerin iktidarın nereye harcadığını, doğru harcamaların yapılıp yapılmadığı parlamento sürekli denetlerler ve iktidara hesap sorarlar.

İktidara gelenler süresini doldurunca giderler. Çünkü iktidarın yetkileri sınırlandırılmıştır.

Parlamento denetim hakkını her zaman kullanır. İktidarın yürütme gücünü denetlerler.

O zaman neyi eleştiriyoruz ki?

Efendime söyleyeyim. Demokrasi bizde nasıl anlaşılıyor?

Politika zaten çok yüzlülük demek değil midir?
Bizim siyasal sistemimiz de çok yüzlülük demek, fırıldaklık demektir zaten. Yani rüzgârgülü gibidirler.

ÇÜRÜMÜŞLÜK BÖYLE BAŞLAR...

Politikada çürümüşlük böyle başlar.

Her yerde bir çürümüşlük ve kokuşmuşluk vardır. Bütün kurumlara metastaz atar ve politika merkezlerinde kokuşmuşluk zirveye ulaşır.

Tek adam yönetiminde de, devlet ve kamusal organlar çürütülür. Politikadan pis kokular yayılmaya başlar. Daha ileride de, organ yetmezliği ile sistem çöker.

İktidarda hangi partinin olduğu önemli değildir. İster dinci, ister muhafazakâr, ister halkçı, ister sosyalistler olsun. Eğer iktidarda 10 yıldan fazla süren bir iktidar var ise orada sistem oksitleşir.

Çürümenin ilk işret fişeği rüşvetle, kayırmacılıkla, liyakatsizlikle başlar..

Sonrasını anlatmaya gerek yok. Zaten günlük yaşıyorsunuz.

Bu bilinçli bir tercihtir.

Her türlü iftira

Yalan ve dolanlar dolaşıma sokulur.
Şimdi çürüme, çöküntü dönemi.

Yani 4 Y dönemi. Yoksulluk, yoksunluk, yasaklar, yolsuzluklar dönemi.

Demokrasiyi paravan olarak kullanarak iktidara gelirler.

İkiyüzlülük ve yalan söyleme konusunda uzmanlaşırlar.

Söylemleri başka, icraatları başka olur.

İktidara gelenler, böyle böyle alıştırırlar toplumu.

Her şey çıkar için.

Zenginler neden zengindir bilirmisiniz? Fakirler çalmasını bilemediği için..

Sandık demokrasisinde ise, “oy çalmakla iktidar olunur” ve denir ki, “atı alan Üsküdar’ı geçmiştir”!

Yani dün dünde kalmıştır can cağzım.

Bu gün yeni bir gün, yeni masallar anlatmak lazım.
****
Çevremize bakın.

Türkiye’nin konumunu bir düşünün.
Dünyadakisiyasal ve ekonomik gelişmeleri hangi lider, ne kadar doğru okumalar yapabiliyor?
Ona bakın.
Türkiye büyük bir ülke. Kocaman bir uçak gemisi gibi. Şimdi bölge liderliğine oynuyor diyorlar? Kim diyor?

Hamasi nutuklarla topluma yön vermeye çalışan besleme yurttan sesler korosu? Her gün ekranlardan bu lejyonerleri ibretle izliyoruz.

CHP için yerel seçimlerde KENT uzlaşısı yaptığı gerekçeleriyle PKK le ilişkilendirilmiş, birçok beledi başkanı ve meclis üyeleri hiç bir suç gerekçesi ve ispatları olmadan, terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütüne yardım ve yataklık iddiasıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir.

Hele bütün anket şirketlerinin yaptıkları saha araştırmalarında yayımlamış oldukları raporlarda, CHP’nin açık ara önde olduğu gözükünce iyice hukuksuzluk girdabına kapılıyordu. Ne olur ön yargılardan kurtulun artık.

Reyting kuruluşların not yükseltmesi bir anlam ifade etmiyor. Önemli olan halkın güvenine bakın.

Ne diyor?