Duymadım sizi.

Sahtekârasın kol gezdiği bir ülkede yaşıyoruz. Başrol de sahtekârlık oyuncularının gösterilerini izledik sahnede.

Bunu örtmek için müsamere yapılıyor.

Sahtekârlık yaşamımızın bir parçası olmuş. Hatta yaşam biçimimiz olmuş.

Elimize aldığımız her şey sahte..

Siyanürle altın arama bahanesiyle doğa yok ediliyor. Para için yağma düzenin çarkları dönüyor.

Artık, allı turnalar uçamayacak…

Her şeyimiz sahte.

BALIK BAŞTAN KOKAR.

Din baronları fetva vererek, cukkayı dolduruyorlar. Peki, şaşırdık mı? Şaşırmadık. Aslında bu düzenden de memnun olanlar var.

Milletin anasını ağlatanlar göbeklerini kaşıyorlar ve oh oh diyorlar..

Kaşı göbeğini kaşı… Sahtekârların düzeninde yaşıyoruz… Sonra kalkıp hak, hukuk, adalet diye bağırıyoruz.

Yapmayın etmeyin bu düzende adalet olur mu?

Anayasa mahkemesinin kararlarının uygulanmadığı, milletin oyları ile seçilenlerin milletvekilliği bile kabul edilmediği bir yeni yüzyıl Türkiye’sinde yaşamadık mı?

Böyle Hak, hukuk olur mu?

Olmaz.

Boşuna nefes tüketmeyin?

Devlet, kendisine emanet edilen mahremi koruyamadı

BUNLARDA DİPLOMAM OLSUN HASTALIĞI VAR..

Üniversite mezunu olmalıyım. Siyaset kariyerimde çok işe yarar. Bu düşünce AKP ve MHP de daha da talep görüyor. Okumuş ve düşünen sorgulayan insanları pek sevmezler. Böyle bir siyasi kültürümüz gelişti son 25 yılda.

Hadi kardeşim 1 tane diplomanı sahte aldın, anladık.2.sini de aldın. Bu ne yahu 9tane sahte diplomamı alınırmış.

Diploma pazarı… Tarife belli. Bütün bunlar kamuoyunun gözü önünde oluyor. Nasıl bir dijital güvenildik ağımız var. İddiaları okudukça şaşırdık mı? Şaşırmadık?

Birde siber suçlarla mücadele birimimiz var değil mi? Bu siber bir suç değil midir?

Kapatın şu üniversiteleri vallahi rahat edersiniz. İnşallah maşallah ile ülke kalkınmaz. Nas var nas diyerek enflasyon düşmez. Ülke, şalgam ile turp ile yönetilmez. Ülke bilimle teknoloji ile kalkınır. Teknolojik eğitim alan insan kaynakları ile kalkınır.

Bakın bakın Osmanlı hanedanından Diploması iptal edilen Abdülhamid’in torunu ne demiş.

'Asalet, iftiraya cevap vermez'

DİPLOMANIZ HAZIR TELEFONU.

THK üniversitesinde ÜNSAL Ban’ ın rektörlüğü dönemine ait olduğu belirtilen olayda, üniversiteyle hiçbir teması olmayan kişilere Öğrenci İşleri Müdürlüğü tarafından telefon edilerek diplomalarının hazır olduğu bildiriliyor..

THK Üniversitesi tarafından adına yüksek lisans diploması düzenlenen bir yurttaş, noter aracılığıyla 11 Nisan 2015’te üniversiteye ihtarname gönderiyor. Belgede şu ifadeler yer aldı:

“Üniversiteniz tarafından adıma yönelik yüksek lisans diploması hazırlanmış olduğu öğrendim. Ancak üniversitenize lisans ya da lisansüstü öğrenimi için bugüne kadar herhangi bir başvuruda bulunmadım. Yapılacak her türlü araştırmadan da görüleceği gibi bu başvuruları yapmak için gerekli ulusal sınavların hiçbirine girmedim.”

Helal olsun sana ..

İşin özü Türkiye'nin dijital egemenliğinin saldırı altında olmasıdır. Dijital egemenliğinin sakatlanmış olmasıdır. Türkiye'de dijital güvenlik alarm veriyor. Devletin hemen her kurumuna giren çete üst düzey kamu görevlilerinin e- imzalarını kopyaladı.

Sahte mezunlar arasında mühendisten eczacıya kadar her branş var. Hiçbir eğitimi olmayan bu kişiler çeteye para vererek unvan sahibi oldu. Onlardan biri de sahte diplomalı psikolog, sahte akademisyen…

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ AĞIR YARALAR ALDI.

Neden? Çünkü Anadolu üniversitesinin adı çok kullanılmış. Özellikle açık öğretim sistemi hedef alınmış.

Bu planlı bir örgüt. Bir çete diye geçiştiremezsin. Çünkü bunlar devlete sızmışlar. Devletin kalbine kadar nasıl sızmışlar? Bunların siyasi ve bürokrasi ayağı olmasa sızabilirlermiydiler? Demek ki dijital imzalara sızmışmışlar.

Böylemi olmalıydı. Allah aşkına mezunlarına yapılan haksızlıkların giderilmesi gerekmiyor mu?

NEREDE BU REKTÖRLER? NEDEN SESİNİZ ÇIKMIYOR?

Anadolu üniversitesinde, daha internetin olmadığı günlerde, kitapçıkları Anadolu üniversitesinde basılıyordu. Sorumlu görevlilerin hepsi kapalı devreye alınıyorlardı basım elemanları gece, gündüz hapishane hayatı gibi yaşarlar. Telefon yasak. Ailelerinle görüşmek yasak. Ağır hasta durumları hariç. Kitapların basımı tamamladıktan sonra büyük bir disiplin içinde koliler hazırlanır ve mühürlenir. Kolilerin nereye gidecekleri sistemden bellidir. Devreye lojistik sistem devreye girer ve kitap kolileri emniyetli özel kamyonlara yüklendikten sonra kilitlenir, mühürlenir ilgili sınav merkezlerine gönderilirdi. Önde ve arkada polis timleri görev alırlardı.

Üst düzey koruma böyle sağlanırdı. Aynı zamanda sınavlar yapılır ve aynı güvenlik sistemi ile kitapçıklar koliler halinde yüklenir ve her araç takip programları tüm güzergâhları ile birlikte, merkezden takip edilirdi. Bu teknoloji o zamanlar Anadolu üniversitesinde vardı. BAUM önemli bir stratejik merkezdi. Üniversitenin üst aklıydı.

O disiplinli organizasyon, bu iddialar gündeme gelince ağır yaralar almadığı düşünülemez.

Fakir, çocukların umutları olan üniversiteler çöktü. Okumak,eğitimli olmak o kadar anlamsızlaştırıldık ki?

5 günde adrese teslim

Artık ders çalışmalara hiç gerek yok. Tarifesi belli. Çete üyesinin, taraflarından durum anlaşılıyor. Neden Anadolu Üniversitesi?

Bütün bunlar olurken üniversitenin eski ve yeni rektörlerin, neden sesleri çıkmıyor?

Onca sorular ortada dururken, ağır ithamlar varken, iddialar işportaya düşmüşken insan çıkar birkaç kelam eder değilmi?

Liyakat. Liyakat nerede? Liyakat rafta. Rafa kalktı.

Cumhuriyetimizin kalesi olan, özgürlüğün ve akademik dünyanın gözbebeği olan Anadolu üniversitesinde de eğitim,meğitim haline gelmiş. Baksanıza Atatürk poster astılar diye rektörlük soruşturma açtırmış..

Yok mu birkaç kelam edecek akıl!

Yokmu sesimiz duyan.

Nerelerdesiniz!

A people that electcorrupt politicians, imposters, thieve sand traitorsare not victims but accomplices

George Orwell

Önerilen kitap