İkiyüzlü, maskelerle dolaşan insanların sözde imanlarının Kabe'si, para, pul, makam, saltanat olan
Sahtekarların!..
Belki de; son renklerini yakalamış, birazda ucundan, tadına varmışken, geçmişin siyah beyaz fotoğrafları gibi, hepsi soldular.
Her geçen gün, grileştiler.
Kapkara oldular.
Yüzlerindeki sahte gülümseler yerlerini, donmuş duygusuz masklara bıraktılar.
Ne yaparlarsa yapsınlar! iki yüzlülükleri yüzlerinde sırıtıyor..
Gördüğüm, bildiğim, tanık olduğum şeylerdi. Yitirmeye başlamıştık bir, bir güzellikleri.
Şu; garip hiç bir şeyi bilmeyen 'saf' ,sömürülen, sürekli ezilen ve kandırılan 'halk' olmasaydı..
Bu yazılarım da, olmazdı!
Hayatın gerçeği, geçmişin deneyimlerin de saklıdır derler.
Kaderin oy verdiğin partinin yaptıklarıdır. Verilen oyla sen sadece kendi kaderini değil, yurdun kaderini çiziyorsun..
Verilen bir 'oy' kutsal bir şifre gibidirler.
*****
İnsan sevgisi, benim 'şimal' yıldızım dır.
Onlar olmasaydı, çölün ortasında ki biri gibi olurdum.
Her zaman, suya hasret, muhtaç.
Belki de, yazdıklarım anlamsız, çok gereksizde bulabilirsiniz.
Şimdiye kadar da, yazdıklarımdan aldığım en büyük eleştiri, çok uzun ve ayrıntılı yazdığım...
Eleştirileri elbette dikkate almalıyım!
Ancak, ben düşünce adamıyım, alternatif düşünce üretirim.
Anlamsız, içi boş, sürekli bozuk plak gibi tekrarlardan bıktım. Kendi özgün duruşu felsefesi olmayan, bilgi fukarası yazılar benim için anlamsız...
Hiç bir düşüncenin, ideolojinin prangalarına kendimi mahkûm etmedim yazarken...
Ellerimi, kalemimi, kalbimi 'kelepçemedim'.
Hiç bir 'doğma' nın, izinden gitmedim, kişilere 'biat' etmedim.
Kullara, 'KAPIKULLUĞU' yapmadım. Kimseye efendi hazretleri demedim.
Kimseyi kendimden kutsal ve ya kutsanmış görmedim, hiç kimseye tapınmadım.
Nazım gibi; İnsanın insana kulluğuna, onurluca karşı çıktım.
Ben, 'çöllerde nasıl yaşanırı' değil, 'çölü nasıl' yaşatırız, yeşertiriz, diye düşündüm yıllarca.
****
Yüreğimin sesi, yazdığım yazıların ruhunda saklıdır. Bunu okumanız, görmeniz, düşünmenizdir?
İnsanlar bazen, 'çöl' gibidirler. Size, çölde yol gösteren yoktur. Ancak siz, umutsuzluk, çaresizlik, içinde kıvranmayın, inançlarınızı, umutlarınızı, ışıtan bir 'yıldızınız' olsun. Bu yıldız, sizin karanlık gecelerinizde yolunuzu aydınlatabilir.
Her ne kadar, her şey birbirinin içine geçmiş karmakarışık olsa da, her ne kadar, deryalarda çöl olsa da ben 'rotamı' biliyorum.
Tırmanması ve ulaşılması zor olan yüksekliklere.
Ben, 'ümitsiz' değilim.
Yükseklerdeki 'yıldız', benim Işığıma kavuşmak için.
Bu yolculuğu paylaşmanın, karanlık yolları aydınlatan 'ışık' için, uzun yol yolculuklarında bulursunuz beni.
'sine-i', sonsuz güzellikleri 'paylaşmak' için, yıldız, dost 'yolcularına' teşekkür ediyorum.
Her dönem açılan, beyaz sayfaların kapkaraya dönüşmeden, doğru bildiğim, 'ışıklı' yoldan gidiyorum..
Hiç bir, 'doğmanın','ön yargıların' 'kelepçelerin' e, takılmadan..
Yazı, yazmanın gücünü, sizin yaşamınızdan, benim yaşamıma, verdiğiniz sevgi dolu, 'ödüllerden' aldım.
Bilge dolu öğretilerinizden aldım.
Eğer, gönlümdeki 'yıldızım' olmasaydı, yazılarım olmazdı, bende olmazdım...
Herkesin bir 'yıldızı' muhakkak olmalı.
Ama; bir yıldız gibi kayıp gitmemeli.
Kara deliklerin, beyaz 'ışığını' ancak böyle görürsünüz..
Kalemin olabilir.
Ancak, kaleminle imzanı atamıyorsan, kısacası sen bir hiçsin!.
İmzanı, yüreklice atacaksın yazdıklarına.
Kahpeliklere, haksızlıklara, yolsuzluklara, dimdik, eğri büğrü, oturmadan duracaksın!
Kısacası, 'insan' olacaksın.
Kaleminiz var ise, sizin de, 'bir yıldızınız' olsun.
Ama; bir 'hiçlere', gönlünüze yazdırmayın!
Kalp' te kırmayın.. Varsın onlar kendilerini hep haklı görsünler.. Avutsunlar kendilerini daraca cık hücrelerinde..
Algıları ve dünyaları o kadar küçük ki!
Kendilerini bilmiyorlar. Egoları o kadar büyük ki, yansıyan 'şimal' yıldızının ışıklarını göremiyorlar..
Bakıyorlar ama göremiyorlar.
Şimdi size naçiz bir önerme; çevrenizdeki değersiz hiçleri 'kahraman' yapmayın!
Çünkü onlar sizi anlayamazlar, duyamazlar, işitemezler, göremezler.
Frekanslarınızı onlara değil, başka yerlere çevirmenin vakti.
Kaybolmuş dostluklara yeniden, düşünme değerlendirme zamanı, yenileşme zamanı.
Yeniden merhaba deme zamanı.