Bütün kamuoyu araştırmaları şunu söylüyor. AK Parti aşağıya doğru gidiyor. Alt direnç destek noktası %25…Şimdilik burada demir atmış gibi duruyor. 

Peki, CHP?% 35 bandında. Önünde gidecek daha çok yol var. Yükselişini sürdürüyor.

Kurulan kumpasları aşacak refleksleri kazandı.

Artışı 6 puan. Yeterlimi değil elbette…100 yılı geçen bir parti. Tarihsel ve kurumsal kimliği olan bir parti..

Peki, neden böyle?

Sosyolojik değişim yavaş oluyor. Bu da doğal bir süreç. Çünkü yıllarca narkozlanmış muhafazakâr mütedeyyin seçmenin değişimi çok kolay olmuyor.

Değişimi onların çocuklarında görüyoruz. Değişimi onlar başlatacak merak etmeyin. Diyalektiği böyle..

Onların muhafazakârlığı, mütedeyyinlği daha farklı. Kayıtsız şartsız itaat bağlı değiller. Büyük şerhlerde seküler yaşamı benimsemişler.

Modayı, sinemayı, müziği, eğlence tarzları ve sanat olaylarını takip ediyorlar..

CHP’ DE MUHAFAZAKAR PARTİDİR..

CHP de’ de öyleydi. İl önce devletin partisiydi. Sonra değişen dünyadaki konjonktürel değişimlere ayak uydurmak istedi.

Asker ve sivil bürokrasi ile aydın üçlemesi ile bir noktaya kadar taşındı.

Henüz çiçeği burnunda bir ulus devlet. Kolay kurulmamıştı.

2.dünya savaşından sıyırmasını bilmişti.

Yeni bir dünya kuruluyordu ve Türkiye bu dünyada yerini alıyordu.

Batı dünyası içinde konumlandı.

CHP kendi içinden partileri doğurmuştu. Çok partili düzene geçmiştik ama, demokrasi nedir bilmiyorduk!

CHP kurucu kimliğini ve misyonunu üzerinde taşıyordu. Tarihsel süreç içeresinde ilk önce ortanın Sol’u, sonra demokratik sol kavramları programlarında yer alsa da

Bülent ECEVİT liderliğinde bu kavramlar hayat bulmuştu ve CHP % 42 ile tarihi oy’ unu almıştı.

O günden bu güne bu oy oranına erişilemedi..

Şimdi, CHP lideri Özgür özel liderliğinde cam tavanlar kırıldı.

31 Mart seçimleri bu kırılmanın göstergesi. Ve arkasından gelen siyasal olaylar..

AKP yaptığı veya yaptığı üst üste hatalar  görülmeye başlandı..

Güven yitirildi..

İmamoğlu’nu diploma iptali ile başlayan ve tutuklanması ile devam eden bu süreçte AKP savrulmaya başladı..

Bir zamanlar Deniz Baykal yönetiminde CHP’ Erdoğan’ın yolunu açmışsa, şimdi de tam tersi oluyor.

Artık korku eşiği aşıldı. AKP kendisini imha ediyor. Artık Erdoğan’ın devleti var. Parti de neymiş. Onlar sadece acentelik yapıyorlar. O kadar.

Kamu yönetiminde, külliye kadrosu ve devlet kadrosu zaten yer edinmiş. Politik süreçleri ve kararları onlar belirliyorlar.

Bütün gözler külliye cumhuriyetine çevrilmiş durumda.

Partinin sadece genel merkezi ve şubeleri var.

31 MART 2024 korku karanlığının kırıldığı tarih.

CHP Özgür Özel’in liderliğinde koştursa da, meydanları doldursa üzerinde geçmişten gelen bagaj yükleri var.

Bizim gibi hem “erik dalı” oryantalizmine kapılan, hem de bayramlık Müslümanların süslüman değişimi olan toplumlarda rasyonel değişim elbette kolay değil.

Çünkü ne sağımız sağ, nede solumuz sol..

Ortada da kalmazsın.

Onun için siyasi çöplük partilerle doludur. 

Bu ülkede en muteber sektör tarikat holdingleridir.

Her zaman her yerde muhakkak bir alıcısı vardır.

MUHALEFETİN BİR SEÇİM  STRATEJİ OLUŞTURMASI

Türkiye'de bugün muhalefet baskı altında. Hükümet ise korku altında. Muhalefet üzerindeki baskıyla mücadele etmeye çalışıyor.

Hükümetin bileşenleri, talimat verdiği kamu birimler de dâhil içlerinde bulunduğu korkuyla hareket ediyorlar.

Çünkü hesap verecekleri gün geldiğinde ne diyecekler?

Bu sorunun cevabını kim verecek?

Gemicikleri olanlar mı?

Para sayma makinelerimi, ayakkabı kutularımı

Kim kim kim?

Milletin verdiği oy ve sandıktan çıkana saygı duymazsan, hala katakulli peşindeyseniz bunu yapmayın!

Bumerang etkisi vardır. Siyasette rüzgar ekerseniz fırtına biçersiniz..

İktidar olanlar sandıkla gelir, sandıkla giderler..

Hilesiz, entrikasız.

Artık bıkkınlık verdiniz. Vallahi sıkıldım yahu. Her gün söylenen yalanlardan, palavralardan.

Günün sözü;

Kimse kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir bilmelisin. Küçümsediğin her şey gün gelir önemsediğin bir bedel ödersin.

Lev TOLSTOY