Yoksa değil misiniz?

Siz ben ekonomistim demediniz mi? Ekonomiden ben sorumluyum demediniz mi?

Emeklileri enflasyon altında ezdirmeyeceğiz demediniz mi?

Daha neler söylediniz…

Unutmadık.

En önemlisi 3 Y ile iktidar oldunuz. Şimdi? Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar ülkesi olduk…

++++

Hatırlayın çok kısa bir zaman önce, Hafize Gaye Erkan merkez bankası başkanlığına kurtarıcı olarak getirilmişti.

Kaçıncı merkez bankası başkanıydı?

AKP döneminde Merkez Bankası'nda 7 kez başkan değişti. Son 5 yılda 4'üncü değişim oldu. Merkez bankasına başkan dayanmıyordu.

Ekonomi bürokrasisinde istikrarsızlık, ülkede daha büyük istikrarsızlıklara neden olmuştu. Nöro-heteredoks ekonomik modelde iflas etmişti.

Parlamenter sistemden şikâyet edenler, gerekçelerinde biz bu sistemle hızlı kararlar alamıyoruz diyorlardı. İşlerin hızlandırılması lazım, bürokratik oligarşi sürekli Türkiye’nin önüne takoz koyuyor diyorlardı.

O halde sistem değişikliğine gidelim. Yani denetimsiz bir başkanlık modeli önermesi yapılmış ve Burhan Kuzu bunun mimarı olmuştu…

Türk tipi yerli ve milli bir başkanlık modeline kamuoyunda OHAL şartları altında akılcı tartışmalar yapılmadan birçok eksiklileri ile birlikte bir DENETİMSİZ başkanlık modelini içeren değişikliklerle birlikte yapılan anayasa halkoyuna sunulmuştu.

Cumhurbaşkanına, olağanüstü yetkiler verilmişti. Kararlar kamuoyunda tartışılmadan çok hızlı alınır olmuştu. Muhalefetin olumlu yaptığı eleştiriler bile duyulmazdan geliniyordu.

Geldiğimiz nokta da enflasyon patlaması yaşandı. İşçiler, emekçiler, emekliler enflasyon altında ezildiler. Nedense bunu görmezden geliyorlar. AKP’nin en başarılı olduğu dönemler parlamenter sistemdeki ekonomik politiğin başarılı yönetmesidir. Merkez bankasının başarısıdır.

AKP’nin sayın genel başkanı patlayan enflasyondan söz ediyor mu?

Etmiyor. Sorumlusunun kendisinin olduğunu söylüyor mu? Söylemiyor

Neden?

ANAYASA TARTIŞMALARI TEKRAR BAŞLATILDI

Anayasa konusunda buna rağmen uyum yasaları çıkartılmadı. Görev ve sorumluluk tanımları yapılmadı. Şimdi yeniden gündem oluşturuluyor.

Tarım ve hayvancılık alarm sinyallerini 3 yıldan beri veriyordu. Böyle olacağı belliydi.

Hal kanunu çıkartılmadı. Toptancı ve parkende satışını düzenleyen kanun çıkartılmadı.

Gross market kanunu çıkartılmadı. Ödenmeyen çek ve senetler arttı. İşletmelerin bilançoları bozuldu ve birçok firma konkortoda ilan ettiler. İflaslar her geçen gün arttı. İcra dosyalarını koyacak bina bulunmuyor… Birçok işyeri kapandı.

MERKEZ BANKASININ GÖREVİ BELLİ

Merkez bankasının görevleri belliydi. Ekonomide fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonla mücadele etmek.

Hafize Gaye Erkan… Büyük reklamlarla getirilmişti kurtarıcı rollerind     

Hatırlayın…

Umudun pazarlamasını yapmıştı. Üst üste MB politik faizini yukarıya çıkarmıştı.

Faiz arttı diye, piyasa bayram etmişti. Dün toplanan PPK Kurulu, MB’sı politika faizini değiştirmedi.

Amma velakin Hafize Gaye Erkan'dan miras kalmış bir % 36 yılsonu enflasyonuna, umuduna hapsettiler. OVP ilan ettikleri zaman da onlar da inanmıyorlardı. Şimdi yılsonunda  %55'te kalır mıyız diye iyimserlik senaryoları konuşuluyor.

Umut yok.

Çünkü söylediği sözün arkasında duran bir siyasi irade yoksa MB’sı yoksa piyasa bunu anlar.

Peki, Hafize Gaye Erkan neden istifa etti bilginiz var mı?

Peki, Naci Ağbal’ın suçu neydi?

 

SADIK ABİYE NE OLDU?

Sadık abi, Gaye hanım İstanbul’a geldiğinde annesinin ikamet ettiği dairenin apartman görevlisiydi. Gaye Hanım ona çok önemli bir görev vermişti. Sadık abi, ben Amerika’dan annemin yanına yeni geldim. Marketleri pek bilmem. Sana bir ihtiyaç listesi vereceğim. Cep telefonunla günlük, haftalık ve ay sonunda bu listelerde yer alan gıda ve ihtiyaç ürünlerinin, diğer malzemelerin fotoğrafını çekip bana gönderir misin?

Hay hay demiş sadık abi…

Sadık abi de, Gaye hanımın bu isteğine tamam diyerek bu ulvi görevi kabul etmiş.

Gaye hanım, sadık abinin gönderdiği fotoğraflarda marketlerdeki raflarda yer alan ürünlerin fiyat değişimlerine şaşırıp kalmış. Aynı ürünün farklı marketlerde, çok farklı fiyatlarla karşılaşmış… Raflardaki ürünlerin neredeyse her gün fiyatları değişiyor.

Durum böyle olduğu zaman da enflasyon yalan oluyordu. Enflasyonla mücadele hikâye oluyor masal oluyordu.

İşte 31 MART 2024 yerel seçimlerine giderken ekonominin özeti böyleydi.

Artık AKP’ye oy veren seçmen uyanmıştı. Önemli bir kısmı, sandığa gitmedi. Çünkü ürünlerdeki saatlik fiyat değişiklerini onlar yaşadılar. Enflasyonun altında onlar ezildiler.

Onlar TUİK enflasyonuna hiç inanmadılar…

Bütün dünyada enflasyon neredeyse tek rakamlı hale gelirken, gıda fiyatları aşağıya doğru seyrederken, bizde neden yüksek? Bunun cevabını neden vermiyorsunuz?

Tasarruf sadece bize mi geçerli? Sizler neden tasarruf yapmıyorsunuz. Biz saltanatınızı görüyoruz.

Harcamalarınızı görüyoruz.

Tam bir saltanat görüntüsü…

Manzara buydu.

Birde AKP genel başkanının sahaya inip parti politikası yapması, devletin imkânlarını kullanması yerel seçim olduğunu bile bile genel seçim havasına sokması yurttaşlarda çok ciddi bir tepkiye neden olmuştu...

Bu ülke babasının çiftliği değildi. Böyle bir yönetim olmazdı…

Yerel seçimlerde bir kısım seçmen CHP’ye kredi açtı. 31 Mart’ta CHP açık ara birinci parti oldu. Bu seçmenin siyasal tercih değişimiydi… Cam tavanın parçalanmasıydı. Bir değişimin işaret fişeğiydi.

CHP’nin bu başarısı yadsınamaz. Aradan neredeyse bir ay gibi bir zaman geçti. AKP’de çatlak sesler yükselmeye başladı. Partinin kurucu kadrolarından çok ciddi eleştiriler yapılmaya başlandı.

AKP henüz farkına varabilmiş değil. Vatandaşın verdiği mesaj şuydu. Ben emekliyim… 2002’de siz iktidara geldiğinizde, 7.5 küçük altın alıyordum…

Şimdi sürünüyorum…

Kime masal anlatıyorsunuz? Şimdi 10 bin TL’ye mahkûm edildik. Enflasyon altında ezildik. Defalarca söz verdiniz, bir türlü intibaklarımız yapılmadı.

Bana yalan söylersen, sürekli olarak beni aldatırsan ve sürekli olarak iletişim teknolojisi ile bana pusu kurarsan, bana algı yönetimi yaparsan, ben sana artık inanmıyorum…

Güvenimi yitirdim.

Günün sözü.

Söz vermeyin. Güven verin. Söz vermenize gerek kalmasın.