Ahbaplar denilince hemen onun adı gelir.
Ali Eldem.
Eskişehir’in ticaret yaşamında önemli bir isimdir.
Ahbapları kurmuş.
Bence önemli bir işlevi yerine getiriyor.
Farklı düşüncede olanları getiriyor.
Onları dinliyor, paylaşıyor.
Belki ilk kademe düşence kuruluşu diyebilirim.
Şahsında, kente önemli dokunuşları, katkıları var. Bazı sosyal projelerde belediyelere ciddi katkıları var.
Eskişehir’in gündemini belirledi. Türkiye’nin gündeminde konuşulmayanları, birinci ağızdan öğrenmiş oldu.
Güzel işleri yapmaya ekibiyle birlikte devam ediyor. Yanında güçlü iş adamları var. Cengiz Alışkan bunlardan biri.
Belirtmesem olmazdı.
AKLIMI KİRAYA VERMEDİM.
Bu sözler Ali Babacan’a ait.
Ahbapları özel konuğuydu. Ali Eldem’in daveti üzerine misafir edilmiştim..
Konu Ali Babacan olunca gitmemezlik olmazdı.
Son anda karar verdim..
Nedeni de şu?
Neler söyleyecek?.
Efendim tarikatlarla, cemaatlerle ilginiz var mı diye sorulunca “ben aklımı kiraya vermedim lafını” söyledim diyor.
Elbette çeşitli kanatlardan cemaat önderlerin daveti olmuş ama gitmedim diyor.
Ali Eldem yanında Ali Babacan, Kazım KURT, EBBB vekili Hasan Ünal.
ALİ Eldem, Ali Babacan’ın yaşam hikâyesini uzunca anlattı.
Konukları vardı. En önemlisi Es gurup yönetim kurulu başkanı Özgür Demirdaş’ kamera ekibiyle beraber gelmişti.
Ali babacan ES TV ekstra programın konuğu olmuştu..
Yanında Sakarya gazetesi yazı işleri müdürü Hakkı sağlam vardı..
Cemiyet başkanı Yılmaz Karaca ve Bülent Özyazıcı’ da “ahbap” lardandı.
Oldukça uzun bir çalışmalarını siyasette ve ekonomide tanıtımdan sonra Ali Babacan mikrofonu eline aldı ve 2. dünya savaşı ve sonuçlarından başladı anlatmaya.
Dünyanın yeniden kurgulanması. Savaşın galip tarafların VETO haklarını kullanması.
ABD, ÇİN, RUSYA, İNGİLTERE VE FRANSA.
Yani dünya da bu ülkelerin verdiği kararlar BM’ i bağlıyor.
II. dünya savaşında seslendirilen haklar, özgürlükler ve demokrasi..
Batı dünyasının tercihi buydu.
Babacan siyasete nasıl başlandığını anlatmaya başladı..
Geçmiş hiçbir siyasi deneyimi yok. AKP kurulurken kurucular kurulunda görev almış.
İlk defa Erdoğan ile birlikte yol arkadaşlığı yapmış.
Sonra ekonomiden sorumlu ve dış işleri bakanı olmuş. O dönemlerde parlayan bir isim.
Ansında AKP’nin genel başkanın görevi süresinin 3 dönemle sınırlandırıldığını hatırlatarak ilk delinmenin burada başladığını anlattı.
3 Y ile mücadele vardı.
Adalet reformları vardı.
Ekonomiyi anlattı.
Hep ben dedi. Benim başkanlığımda dedi.
HATIRLATMA.
Konjonktürel olarak IMF programları uygulanıyordu. Çünkü Ecevit’in başbakanlığı döneminde bozulan ekonomiyi düzeltmek için Dünya bankasından, Kemal Derviş kurtarıcı olarak gelmiş güçlü ekonomi programı uygulanmaya başlamıştı.
Kamunun harcamaları, maliye ve para politikalarında önemli reformalar yapıldı.
Merkez bankası özerkti.
Teşvik sistemleri ve ihale kanunları yeniden düzenlenmiş denetleyici bağımsız kurullar oluşturulmuştu.
En önemlisi TMF, BDDK idi.
Daha birçok reformalar ve AB çıpası Türkiye’nin yeri belirlemişti. Batı dünyasının evrensel normları.
Çıkış noktası buydu.
İşte AKP’nin başarısının altında bu vardı.
Tabii o günkü AKP den bahsediyorum. 3 kasım 2002 de % 35 ile tek başına iktidar tu.. AKP gömlek değiştirmiş, halkla kucaklaşmasını bilmişti?
O günlerden bugüne. Nereden nereye?
DEVA.
Babacan Eskişehir’de farklı meslek gruplarıyla farklı kesimlerle bir araya gelme imkânımız oldu. Ahbaplar gurubuna Ali Eldem’e teşekkür ederek gelen parti yöneticileri kısaca kendilerini tanıttılar.
Sonra sırasıyla tanıtım turu faslı başladı. Bunu hiç anlamadım.
KONUŞTUKLARINDAN SATIR BAŞLIKLARI.
İsrail- İran arasındaki gerginliğini ve orta doğu politikalarını detaylı anlattı..
-İsrail'in açıkça ilan ettiği sebep bu yani niye saldırıyorsun İran'a diyorlar ki işte bir nükleer silaha dönebilir bu dolayısıyla biz şimdiden İran'ın bu nükleer teknoloji kapasitesini yok etmek istiyoruz, yani işin özü bu.
- İran'ın nükleer programıyla ilgili bir müzakere masası var ve dünyada nükleer enerjiyle ilgili ve nükleer silahlarla ilgili sorunların çözümü ancak diplomasiyle olur. Masada çözülür yani bunun e silahla savaşla çözümü
Örneği pek yoktur dünyada. Biz her zaman bunun müzakerelerle ve masada diplomasiyle çözülmesi gerektiğini savunduk ve bugün de öyle olmasını gerektiğini ısrarla söylüyoruz.
-İsrail’le anlaşmak çok zor yani İsrail'in anlaşma derdi de yok yani İsrail şu anda büyük bir şımarıklıkla ve vurduğum duymazlıkla elindeki askeri kapasiteyi ve Amerika'nın da desteğini kullanarak mümkün olduğunca İran'ı vurmak istiyor…
Şu anda yani onların masaya oturalım bu işi masada çözelim diye bir derdi yok dolayısıyla bu iş masada çözülecekse İran'ın Amerika'nın ve başka ülkelerinde olduğu bir masada ancak çözülmesi gerekiyor ve mutlaka diplomasiyle çözülmesi gerekiyor.
-Hürmüz boğazının ve Basra körfezinin trafiğe kapatılması halinde dünya petrolünün % 20 sinin buradan sağlandığına dikkat çekerek dünya ekonomisinde enerji maliyetlerinin ekonomiye olumsuz etkileyeceğini uzunca anlattı.
-İhale kanunun AB normlarına uygun olmasını anlattı.
- Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntıları çözebilecek bir ekonomik program yok ortada.
28 Mayıs'ta seçimler olmuştu. Aradan 2 yılı geçtik ama 2 yıldır enflasyon o günlerde de %30'lardaydı bugünlerde de %30'larda.
% 34 yıllık enflasyonu tek haneye biz düşürdük. Uzun yıllarda uzun yıllarda tek hanede gitti. Bunu başardık ama şu anda ekonomi yönetim bunu yapamıyor. Yani zamanında bu Mehmet Şimşek de Cevdet Yılmaz da bizim yakın çalışma ekibimizde idiler. Evet bu işleri de bilmesi gereken arkadaşlar ama, yapamıyorlar? Niçin yapamıyorlar? Çünkü ekonomi politikası sadece ekonomiyle ilgili birkaç karardan ibaret değildir.
Ali Eldem tarafından plaket verilirken
-Enflasyon düşmek istiyorsanız tasarruf ama önce devletin tasarruf etmesi lazım. Önce teşhisi doğru koymak lazım. Türkiye’deki enflasyonun sebebi zamandaki yanlış kararlarla enflasyonun patlatılmasıdır, döviz kurunun patlaması ve arkasından enflasyonu patlatmasıdır.
Maliyet artışından kaynaklanan bir enflasyon oluşmuştur Türkiye'de
Talepten değil Türkiye’deki enflasyonun kaynağı maliyet artışıdır.
Türkiye'de peki bu arkadaşlar yapabilir mi mümkün değil dokundurtmazlar yani iktidarın etrafında öyle bir menfaat şebekesi var ki yani ne Cevdet Yılmaz'ı ne Mehmet Şimşek’i oralara dokundurtmazlar.
Özeti tek adam yönetiminin kurallara uymamak sorunu var..
Babacan’ın önünde klasörlerin içinde yuvarlak masada hazırlanan çözüm önerileri var. Güçlendirilmiş parlamenter demokrasi ve hukuk devleti ilkesinin uygulanabilir olması ve temel insan hakları..
İddialı ben diyor 2 ayda çözerim. Her şey hazır..
Ne diyeyim..
DEVA’ nın yapılacak genel seçimlerde en az 400 milletvekili ve Babacanın % 51 oy alarak iktidar olması gerekiyor ki hayalleri gerçekleşsin.
Hâlbuki dünya hızla otoriter rejimlere geçiyor.
Bunu kendisi de biliyor.
Anayasa değişiklerinde imza atmış ve tek adam sistemine onay vermiş Ali babacan bunu nasıl yapacak?
Teşkilatları doğru dürüst olmayan, kağıt üzerinde kalan yönetimlerin sürekli atamalar ile götürülmeye çalışılan bir yapıdan, kurucular döneminde görev alanların bir bir ayrıldığı, terk ettiği Deva’ da halka inemeyen, halkla buluşmayan bir yapıdan milletin dertlerine nasıl DEVA olacak?
Neden ayrıldılar?
Acaba DEVA’ da da Tek adam yönetimi yok mu?
Eskişehir’in haline bak.
Kemancı?
Ne demek istediğimi anlarsınız!