Eh! İşte 2025’in ağustos ayının ortasına geldik. Eyyamı bahur sıcaklıkları bizleri perişan etti.
Klimalar, vantilatörler devamlı çalıştı.
Yağmur dualarına çıkıldı.
Yağmur yağmadı ama ormanlarımız cayır cayır yandı..
Politikada da sıcak gelişmeler oldu.
Bu kez de esintisiz bir yer aramaya başladık derken Balıkesir sındırgıdan deprem haberi geldi. Deprem, Balıkesir merkezin yanı sıra İzmir, Kütahya, Yalova, İstanbul, Manisa, Uşak, Aydın, Eskişehir, Sakarya Yalova ve Tekirdağ'da da hissedildi.
Balıkesir'de 6,1 büyüklüğünde deprem
Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde saat 19.53'te 6,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
TV ekranlarından Sındırgı’dan canlı yayınlar başladı. Deprem uzmanları, yer bilimcileri, yüksek inşaat mühendisleri, sismologlar, jeofizikçiler ekranlara canlı bağlandılar.
Fayların geometrisini de öğrendik..
Onların sayesinde diplomasız jeolog, jeo-fizikçi olduk. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlattı bizlere.
Yine kentsel dönüşüm konuşulacak.
Yerinde dönüşüm konuşulacak
Afet riskli alanlar konuşulacak.
Artık deprem bölgelerinde biliyoruz. Ülkede çok kırıklar var. Orta büyüklükteki depremler olacak..
Deprem mastır projesinin hayata geçmesi gerekiyor..
Belediyelerin deprem mastır planı var mı?
Yerel yönetimlere ne kadar sorumluluk düşüyor?
Faylara dikkat. Her an harekete geçebilir?
25 yıllık planlara ihtiyaç var. Yoksa Ticaret odası başkanının yetersiz ve bilimsel olmayan şehir büyüsün ve imara açılsın talebi akla uygun değil.
Eskişehir’de mevcut en az 50 bin nüfusu barındıracak imarlı arsa var zaten.
Hala kentlilik kavramından uzak bu düşünce sahiplerinin ekranlardan bunu sürekli söylemelerinin hiçbir gerekçesi yok. Ranttan başka!
Vatandaşlar, sabaha kadar parklarda geçirdiler.
ARSLAN DURUMU BİR KEZ DAHA HATIRLATIYOR
İbrahim Arslan, X sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında Eskişehir’in temel sorunu olan kentsel dönüşüm değinerek;
Daha MART ayında, TBMM’ye sunduğum soru önergelerinde; 2025 bütçesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, AFAD ve Kentsel Dönüşüm bütçelerinin yarı yarıya düşürüldüğünü, Faiz ödeneklerinin, afet ve kentsel dönüşüm ödeneklerinin 4,6 katı olduğunu, Türkiye genelinde 7,5 milyon bağımsız birimin risk altında olduğunu, bunlardan 2 milyonunun acilen dönüştürülmesi gerektiğini, İmar aflarının riskli yapı stokunu büyüttüğünü, resmî rakamlarla ortaya koydum.
Bugün çıkıp “yerel yönetimler 26 yıldır uykuda” demek, gerçekleri saptırmaktan başka bir şey değildir. Çünkü deprem bütçesini azaltan da, imar affı çıkaran da, afet fonlarını şeffaf kullanmayan da merkezi iktidardır.
Eskişehir’de tam 13 yıl önce “afet riskli alan ilan ettiğiniz Gündoğdu mahallesi” ile 8 yıl önce yine afet riskli alan ilan ettiğiniz Küçük Sanayi Sitesi projelerinde yetki bakanlıkta olmasına rağmen sorumsuzca eli cebinde gezenlerin ve bir çivi çakmayan, çakılmasına da izin vermeyenlerin söyleyecek bir çift lafı olamaz! Eğer samimiyseniz; aşağıdaki sorularımı yanıtlarını kamuoyuna açıklayın. Türkiye’nin kaybedecek 1 dakikası yok! Ama asıl sorumlu; on yılları boşa harcayan, yerel yönetimlere suç atarak sorumluluktan kaçan zihniyettir demiş.
Soru önergesine yanıt verilir mi bilmem ama deprem gerçeğini bilmemiz gerekir.
HAKSIZ DA SAYILMAZ ..
Uzatmayalım... Adam berber koltuğuna oturmuş.
- Berber efendi... Söyle bakalım... Saçlarım siyah mı, beyaz mı?
Berber yanıt vermemiş.
Adam üstelemiş:
- Saçımdaki siyahlar artmış mı?
Berber "Acele etme beyim" demiş:
- Az sonra önüne dökülünce görürsün... Saçın ak mı, kara mı?
Seçime şunun şurasında 100 günden az bir zaman kaldı.
Ak mı, kara mı?.. Herkes görecek... Siyasetçi de, anketçi de.