Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından TBMM 28. Dönem 4. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla TBMM Tören Salonu'nda verilen resepsiyona katıldı.

TBMM'nin yeni yasama yılı açılışında, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çok sayıda muhalefet partisinin liderleriyle bir araya geldiği görüntüler, yeni dönemde siyasetin nasıl şekilleneceğine ilişkin tartışmaları da beraberinde getirdi.
CHP, TİP ve EMEP, meclisin yeni yasama yılının açılışına Erdoğan'ı protesto ederek katılmadı.
Erdoğan'ın DEM Parti Eş Başkanları Tuncer Özilhan ve Tülay Hatimoğulları ile İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'yla sohbeti, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile resepsiyon fotoğrafları Ankara kulislerinde en çok konuşulan konularından biri oldu.
Erdoğan'ın verdiği fotoğraf, gerçekten yeni bir siyaset tarzının işareti mi, yoksa sadece, CHP'yi sıkıştırmaya ve yalnızlaştırmaya dönük taktiksel bir hamle mi?
Bazı yorumculara göre, Erdoğan; yeni anayasa, yeniden adaylık ve bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde de aday olabilmesini garanti altına almak için "CHP'siz bir uzlaşma zemini" arıyor.
Özellikle DEM Parti ve merkez sağ kökenli partilerle diyalog kapılarının açılması, bu stratejinin ilk adımı olarak görülüyor.
İYİ Partililer, CHP'nin mecliste yeni çözüm süreci için kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda yer almasını şu sözlerle eleştiriyor:
"Atatürk'ün kurduğu meclise gelmiyorsun, Numan Kurtulmuş'un kurduğu masaya oturuyorsun."! Diye eleştiriyorlar.

ÖZGÜR ÖZEL’İN O KAREYE YAPTIĞI YORUM…


CHP’ nin TBMM’sinin açılış programına katılmadı diye neredeyse linçe uğratıldı..
Bu bir demokratik tavırdır. Yetkili organlarınca alınan karardır..


“ Biz protesto ediyoruz diye, herkes protesto edecek diye bir şey zaten beklemedik. Hatta hiçbir partiye çağrıda da bulunmadık. Çünkü baskı altında olan, saldırı altında olan biziz.”
Onun dışında diğer siyasi liderler meclisin çalışması sırasında meclis başkanı açılıştan sonra davet eder giderler. Buradan o siyasi liderlere kötü bir söz söyleyecek halimiz yok. Onlar davete icabet etmişlerdir. Ancak, biz de içinde bulunduğumuz konjonktürün ve saldırının icap ettirdiği şekilde dün orada bulunmadık. Bugün arkadaşlarımız oradadır. Meclisteki çalışmalara en etkin şekilde katılacaklardır.
Onun dışında kimseye söyleyecek sözüm yok. Hiçbir lidere haksızlık etmem. Haksızlık edilmesini de istemem.
Daha ne söylesin..
Bu sözler CHP üzerindeki her türlü kumpasların bir fotoğrafıdır. TBMM ‘sine saygınlık ilk önce anayasa mahkemesinin CAN ATALAY için verdiği “hak ihlali” yapılmıştır kararlarını uygulanması ile başlar.
İkide bir adalet bakanı ne diyor? Türkiye cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Keşke demese… Çünkü Adalet’e güven yerlerde sürünüyor.
Adalet!
Sonra;
Kardeşim bir daha F-35 lere ne oldu diye soru sormayın.
Kaan’ımıza ne oldu. Aaa motoru da yokmuş? Ne olacak diye sormayın?
Neden? Ne kadar meraklasın derler sonra. Bu kadar meraklı olmayın. Güzel bir laf vardır. İnsanın başına ne gelirse meraktan gelirmiş!

Hâlbuki gazetecinin fıtratında soru sormak vardır. Asli görevi budur?
CHP lideri Özgür Özel’in bu konuyla değerlendirmesi şöyle;

“Niye merak etmiyorsun? Niye? O gazetecinin vergileri, benim vergilerim bu milletin vergileriyle 1,5 milyar dolar, Türkiye parasıyla, Türk parasıyla 60 milyar TL'nin üzerinde 70 milyar TL'ye yakın para verdik. Adamlar bizim paranın üstüne çöktüler. Ne paramızı veriyorlar, ne de F-35'leri veriyorlar. Beyefendi, Sayın Erdoğan bunu merak etmiyormuş. Ben merak ediyorum. Bizim paraya ne oldu? 6 tane F-35 üzerinde Türk bayrağı var.
Teslim edildi. Amerika'da hangarda duruyor. 6 tane F35'i alamıyoruz.
Sumuta saldıran İsrail'in elinde F35 var. Ege'nin öbür yanındaki Yunanistan'da F35 var. Program ortağı olduğum yerde beni kovmuşlar. Para mı vermiyorlar? Para nerede? Yok.
F35 nerede yok? Erdoğan'a soruyorsun. Buna cevap vereceğine gidiyor. Muhabire ne kadar meraklısın diyor. Ki gazetecilik merak mesleğidir arkadaşlar. Gazetecilik toplumun merak ettiğini muhatabına sormak, cevabı ulaştırmaktır.
Gazeteciye çok meraklısın. Senin meraksız olman esas tipik, anomali,
Anormal olan, senin ne oldu benim F35'ler diye, Trump' a söyleyememen, parasını verdiğimiz malımızı nasıl vermiyorsunuz diyemiyor. Soran gazeteciye çok meraklısın diyor. Söyleyecek bir şey yok. Milletin vicdanına havale ediyorum bu sorumsuz tavrı.
Aman Özel? Sende sorma. Meraklı olma. Millete de havale etme. Zaten yeteri kadar havale yapılıyor millete.
Bazen de ALLAH’ havale ediliyor.
Merak etme! Allah her şeyi bilendir, görendir, işitendir. Zamanı gelince sandık gelir milletin önüne. Milletin ferasetine güvenin..

FOTOGRAFLAR NEYİ ANLATIYOR
Gelin çocuklar yamacıma şöyle. Eski dostlar düşman olmaz. Fotoğraflardaki kareler..
Bana; Gelecek partisi genel başkanı Ahmet Davutoğlu.. Maşallah cıvıl cıvıl.. Nasıl neşeli?
CHP' li seçmenin verdiği oylarla 10 tane kontenjan milletvekili aldılar. Kendisi de cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı.
Kendisi milletvekili değil..
Çok çokça yazdık..
Kılıçdaroğlu’nun öngörüsüz olması. Şimdi tıpış tıpış gidiyorlar..
Lakabı serok Ahmet..
Başbakanlık döneminde AK Parti'nin aldığı yüzde 49,5 oyun tamamının kendisine ait olduğunu iddia ederek, ''Anadolu'ya çıkarım ve sadece 'EsselamunAleyküm' derim, bütün Anadolu'yu ayağa kaldırırım.'' Konya peşimden gelir diyen Ahmet Davutoğlu, 2023 seçimlerinden önce ''Şu çınar yaprağı, Türk siyasetinde kalıcı olacak. Kendi logomuzla seçime gireceğiz.'' dediği halde, halkta bir karşılığı olmadığını çok iyi bildiğinden dolayı seçimlere CHP logosu altında girmeyi tercih etmişti.

2023 seçimlerinde CHP'den 10 Milletvekilini avantadan kapmışlardı. Toplumda karşılığı yok..
DEVA’ nın toplumda karşılığı yok.15 milletvekilliği de tahsis edildi.
SAADET’ e de 10 milletvekili..
Toplamda 39 milletvekilliği hibe edildi. Hem de peşin. Sonra? demokrasimiz şaha kalktı..
Kemal Sunal filmindeki gibi siyasi tokatçılığı da gördük..

NASREDDİN HOCA VE TİMUR'UN FİLİ
Timur Anadolu'ya geliyor ve Yıldırım'ı yeniyor. Anadolu’da Timur
İmparatorluğunun bir parçası oluyor. Aksak Timur’un Anadolu’yu işgalinde, ordusunda filler de varmış.
Osmanlı çok zor duruma kalıyor ve fetret devri başlıyor.
Nasrettin Hoca'nın köyüne de bir fil veriyorlar. Fakat fil çılgıncasını yiyor. Bunların kendi hayvanlarına yedirecek hiçbir şeyi kalmıyor Bunlardan birini, tarlada hizmet amacıyla köylülere armağan etmiş.

Fil, tüm ekinleri talan etmeye başlayınca, köylüler soluğu, Timur ile arası iyi olan Nasrettin Hoca’nın yanında almışlar.

-Bu fil bizi mahvedecek. Timur’a gidip, fili geri almasını bizim adımıza rica edebilir misin, ya hoca?

Nasrettin hoca düşünmüş, taşınmış. Bu adamlara da bir türlü güvenmezmiş...

-Tek bir şartla! Demiş. Benimle birlikte Timur’un otağına varacaksınız; ben de sizin adınıza konuşacağım.

Köylüler kabul etmişler. Birlikte Timur’un otağına varmış, huzura kabul edilmişler... Daha doğrusu Nasrettin hoca öyle sanmış. Astığı astık, kestiği kestik aksak Timur seslenmiş:

-Söyle hoca, dileğin nedir?

-Ben köylünün adına geldim, efendimiz! Demiş Nasrettin hoca. Onların derdine tercüman olmaktır dileğim. Diyorlar ki...

Nasrettin hoca, kolunun çemberi ile köylüleri işaret etmek üzere şöyle bir yarım dönmüş ki; o da nesi? Ardında hiç kimse yok!

Yarı bele kadar eğilmiş ve:

-Diyorlar ki, diye devam etmiş... Armağan ettiğiniz fil, öyle hayırlı, uğurlu ve yararlı bir hayvanmış ki... Ondan bir tane daha köye armağan etmenizi talepten utanç duyuyorlar. Kerem edin, köyümüze bir tane daha gönderin!
KONYA PEŞİNDEN GİDECEKTİ?
Öyle şimdi de böyle. Peki, Konya'da peşinden gelen var mıymış? Sayın Davutoğlu ceketini çıkaracaktı ve Konya peşinden gelecekti. Biz görmedik kimsenin geldiğini. Peşine takıldıklarını?
Abdüllaltif Şener’i de arada unutmayalım. Maliye eski bakanlarından. Bakıyorum Kılıçdaroğlu’ lu yıllara. Boşa geçen 13 sene. Bir başarısı yok.
Bırakın başarısını CHP onun döneminde ne hale geldi..

Bizdeki “ilmi siyaset” dedikleri böyle yapılıyor. Kolpacılar bu politik platformda cirit atıyor.
Bir de partiler demokrasinin vazgeçilmez temel unsurlarından sayılmışmış…