CHP Büyükşehir belediye başkan adayı Ayşe Ünlüce siyasete ısınmaya başladı. Bütün gözler lansman toplantısına çevrilmişti.

Sunum beş yıldız.

Belediye başkanlarının manevi destekleri omuzlarında… Çok şanslı diyebiliriz…

Muhteşem üçlü bir arada.

******

Biliriz…

Siyasetçilerin bir hastalığıdır. Palavraları atarlar, sonra ben bunları söylememiştim der.

Söz uçar yazı kalır…

Biz yazarlar bunları tarihe not düşeriz… Sonra saklı tarihin içindeki sayfalarda kalır. Ta ki bir doktora öğrencisinin merakına kadar!

Sonra bir belge ortaya çıkar ki, geçmişin palavralarına tanık olursunuz...

Oryantalist demokrasiyi kanıksamışız ki, hesap sorma alışkanlığımız yok. Demokratik bir kültürden gelmiyoruz…

Vergileri veren biziz. Bizlerin verdiği vergilerle seçim kampanyaları düzenleniyor…

O zaman seçimlerin nasıl finanse edildiğinin açıklanması gerekmiyor mu?

Demokrasi burada başlar…

Hesap sorma?

Kim? Hangi bilgiyle soracak?

******

Ayşe Ünlüce projelerini kitapta toplamış…

Geçmişteki belediye başkan adaylarının da vaatlerini içeren mini kitapları da vardı.

Klonlanmış gibi.

Birçoğu da kamuoyunca bilinen başlıklar… Stratejik plan hedeflerinin devamı.

 

 

VİZYONNNNN  

Son dönemlerde dilimize pelesenk olmuş bir kelime. Vizyon dediğiniz de aa derler çok Vizyoner konuştu.

Birçok benzer basmakalıp aynı şeyler proje geçit törenlerine tanık oluruz.

Vizyon ortaya konuluyormuş. Şu gösterim projelerinizi prompter’e bakmadan bir anlat desek birçoğu kem küm…

VİZYON BELGESİ ÖNEMLİDİR

Vizyon oluştururken kurumsal yapının yol haritasında nereye gideceğini belirlemek lider ve kurmay ekibinin işidir. Belirlenmiş vizyona sahiplenmesi bu vizyon çerçevesinde harekete geçmesi ve çalışmaların hızlandırılması kolayca sağlanır…

Vizyon belgesinin 5 yıllık strateji planlara aktarılması ve yıllar itibarıyla performans programlarına konulması lazım…

Vizyon iki önemli unsurdan oluşur. Birincisi yol gösterici bir felsefesi + mantık olması, ikincisi bu felsefeyi görünür kılmak yani elle tutulur somut bir imaja sahip olmaktır.

Bunlar kaynaklarla olur. Bu kaynaklarda, bütçe ile olur…

Demek oluyor ki para olacak.

Biz öyle söylenenleri gördük ki, 25 yıldır yapılamadı. Hayat gerçeği önümüze dayatıyor.

 

VİZYON BİR ÇIPADIR.

 

Bir eylemin siyasal kodudur.

Eğer, kurumsal yapıda bu felsefi anlayış yok ise, kurum son derece kaotik durumla yüz yüze kalır. O nedenle kurumun yaşam görüşü ön planda olmamasına rağmen, sağlam bir felsefeyle örülmüş ilişkiler, kamu yönetiminin başarısında en önemli faktörlerden biri durumuna gelir.

Genelde anlamlı bir felsefenin oluşturulması gerçek bir liderin öncülüğünde olmuştur. Bu kişi, ya belediye başkanın liderliği ile ya da imajıyla, markalaşmasıyla ilgili kişidir.

O insan öyle derin bir felsefe ortaya koymuştur ve bu felsefeyi güzel bir biçimde kuşaktan kuşağa, yöneticilerine aktarmıştır ki kurum oturmuş bir vizyona ve geniş bir manevra yeteneğine ulaşmıştır.

Bir kurumun felsefesini oluştururken öncelikle, değişik bölümlerden bilgilerin alınması faydalı olur. Kurumun var olan görüşü ve gelecekte ilgili hedefleri, bu bilgiler ışığında ortaya çıkar.

 Kurumun inanç ve değerleri bazı sorulara doğru yanıtlar vererek oluşturulur.

- Bizim için şehir yaşamında önemli olan nedir?
- Yaşamda nelere önem veriyoruz?
- Hizmet politikalarında hangi önceliklerimiz ve kurallara, ilkelere göre çalışacağız.
- Vazgeçemeyeceğimiz nitelikler neler olacak?

Doğru tercihlerde bulunabiliyor muyuz?
- Hangi değerlerimizi ne olursa olsun asla vazgeçmeyeceğiz etmeyeceğiz?
- Bu değerlerimizi tüm kararlarımıza, uygulamalarımızı halkı birlikte nasıl yansıtacağız.
- Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde, birçok alanda nasıl uygulayacağız?
- Kurumun felsefesini saptarken, kurumun amacı ve toplumun ihtiyaçları nerelerde kesişiyor?

Gibi sorulara yanıt aramak gerekiyor. Daha birçok konu başlığı var ama zaman içinde kendini revize edebilir.

Lider’in, amacı ve kurumun amaçları birbirinden çok ayrıysa ve gelişmeye engel oluyorsa, tüm ilişkileri tekrar gözden geçirmekte fayda vardır.

Kurumun amacı, sarsıcı ve yaratıcı olmanın dışına çıkmışsa, kurumun yaşam şansı uzun ömürlü değildir.

LİDER’ in birbirine yakın felsefedeki insanları aynı çatı altında toplayabiliyor ve üretkenliği sağlayabiliyorsa, o kurumun başarısız olması çok zordur. Yöneticinin çalışanlarını fizyolojik ve psikolojik olarak sağlıklı kişilerden seçmesi, böyle bir verimli bir örgüt iklimini oluşturması gerekir.

Şimdi örgütsel performansta bu değerlendirmeler ve ölçümlemeler çok önemlidir... Bu da, kurum içi iletişimi sağlıklı ve dengeli sağlamakla olur.

Aksi takdirde liyakatsiz,  verimsiz çalışan, verimi her gün azalan ve kurum kültüründen giderek uzaklaşan bir grupla çalışmak zorunda kalırız.

Oysaki bazen naif, kırılgan olarak düşündüğümüz insanların bile kurum içindeki başarılı çalışmalarını gördüğümüzde felsefenin, doğru konuya odaklanmanın gücünü anlayabiliriz.

Projeler, programlar doğrultusunda yürütülürken kılavuz bilimdir.. Belediyelerin kaderi;  gördüğümüz manzara maalesef liyakatten yoksunluktur.

Politik kanatların baskısıyla alınan veya politik görüşler nedeniyle bir yerlere getirilen insanların LİYAKATSIZLIĞI’ dır.

Türkiye neden bu durumdadır?  tek bir yanıtı vardır..”kaht-ı rical” dır.

*****

Gerçi anlattıklarınızın birçoğu, stratejik planlarda var. Birçoğu da 25-30 yıl öncesinin fikirleri…

Mesela kuşak yol projesi, 1994 yılı yatırım programlarında yer almıştı. Erdoğan Aydoğmuş bunu en iyi bilenlerden. Arşivde duruyor.

Aydın Arat’ın erken ölümü nedeniyle proje güdük kalmıştı.. Zaten topu topu 3.5 yıllık belediyecilik dönemi vardı. Sonradan gelenler bunu görmezden geldiler. Şimdi Ayşe Ünlüce fark etmiş olmalı ki gündemine almış…

Doğrusunu da yapmış.

Bu konuda 2000’li yıllardan son zamanlara kadar defalarca yazı yazmışız..

*****

CHP Tepebaşı belediye meclis üyeliği adaylığından, büyükşehir belediye başkanlığı adaylığına getirilen Ayşe ÜNLÜCE  tanıtım toplantısında şu cümleleri çok önemlidir.

Söz uçar yazı kalır! Anlattığım projelerin tümü bu kitapta! Gerçekleştiremezsem hesap sorun!

Birde vaatlerinizin kaynağını açıklasaydınız.

Gerçek bütçe rakamlarını ortaya koyup, ayrıntılı bir şekilde, 5 yıl içinde dengeli kalkınmanın fonksiyonel dağılımını nasıl yapacaksınız?

 

Böyle yapılsaydı çok daha anlamlı olurdu?

Demokrasi budur diyeceğim? Hesap vermektir. Şeffaf olmaktır. Kapıların açık olması ve eleştirileri makbul bulmaktır.

5 yılda yapacaklarınızı, 20 yılda yaparsanız o vizyon olmaz ki!

Kim olsa yapar!

Proje dedikleri ise vaattir… Gerisi laf-ı güzaftır…

Merak etme sen…