BAHAR BİLEN
Eskişehir Lokantacılar Odası Başkanı. Bu görevi yürütüyor. Ara sıra sosyal medyasından benzer mesaj atar.
Bu sıralarda Festival günleri başladı ya. İstediği sabit bir festival alanı. Söyledikleri önemli. Makul… Kentin gastronomi potansiyelinin daha fazla tanıtılmasını istiyor. Başkan Bilen, Eskişehir’in sadece met helva ve balaban köfteyle anılmaması gerektiğini söylüyor.
Çiğböreği var. Haluju var, Arnavut böreği var. Kır pidesi var. Dolması, sarması var. Dızmanası, kırması var. Vanilyalı, kaymaklı dondurması var.
Yala yala, bitmez.
Bal kabağı var, göbetesi var. Pırasa böreği, Boşnak böreği var. Kısacası çok zengin bir mutfağı var. Tebaa unutmayalım bir de mastikası var.
Parlak bir fikir. Amma ve lakin iş sabitlenince olmuyor. İllada tahsisli alan. İşin bu kısmına şehircilik ve iklimlendirme çevre bakıyor. Müracaat yeri belli.
Baksanıza kurtuluş Pazar yeri bile basının sürekli gündeme getirilmesi ile oldu..
Bahar Bilen’in istediği gastronomi festivali
Hemen her ilin zengin bir yemek kültürü var. TV haberlerinden izliyoruz. Hemen hemen bütün şehirlerin bir gastronomi kültürü var..
Bunlar iyi bir organizasyonla mobilize haline gelmişler.
Tanıtımların yanında, parada kazanıyorlar.
Bilen’ de böyle düşünüyor..
İstediği yer tahsisi..
Ne de olsa hazine arazilerimiz çok… Amma velakin adres belli.
Ankara’ya giden tahsisi alıyor.
Anahtarı Hisarcıklıoğlu’ nun elinde
Bir dilekçe ile başvurup projenizi anlatacaksınız. Hepsi o kadar.
Bence makul bir öneri olur
Yanına balkan ve Kafkasya halk oyunlarında eklemlediniz mi, işlem tamam. Hiç olmazsa sektörde bir canlanma olur.
İYİ eğitim almış turist rehberleri de, ilk önce Vural sokaktan başlarlar anlatmaya.
Kimisi de oynama şakıdım şıkıdımı oynar.
Sosyal medyayı kullanmak. Ne kadar kolay değil mi?
BELEDİYELER TEMİZLİĞE DİKKAT ETMELİ...
Belediyeler ne yapsın! İlk önce poşetler vardı. Olmadı. Şimdi eskiye döndüler. Galvaniz saçtan yapılan konteynerler. Onlarda gelişigüzel yerlere, kontrolsüz konuluyor. Kimse evinin önünde istemiyor. Kokuyor diye. Nasıl olsa tekerlekli. Seyyar konteyner. Bir oraya bir buraya sokağın içinde gidip geliyor.
Konteyner dolunca yanı başına konuluyor. Malum sıcak havalarda da çöp kamyonu gelinceye kadar kokuyor. Bir de gelen çöp kamyonu paldır, küldür konteyneri kaldırıp çöp kamyonuna boca yaptıktan sonra vın, vın. Arkasına bakmıyorlar bile. Akan çöp suları, sokakta sızıp gidiyor.
Daha ilginci konteynerler periyodik olarak temizlik yapılması lazım. Konteyner de neredeyse bir parmak yapışmış kirlenmeyi görürsünüz.
Hatırlatayım. Trafik güvenliğini de tehdit ediyor. Köşe başlarına gelişi güzel çekilen çöp konteynerlerin araçların sağa dönüşlerinde kazalara da neden oluyor.
Aman dikkat!
İnternetten alıntı fıkra
BR KÜP ALTIN VERECEĞİM
Padişahın biri,
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim! Demiş.
Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;
- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.
- Bunun neresi yalan? Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!
- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!.
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!